Mesajı Okuyun
Old 20-09-2011, 15:03   #9
hukukbilgisi

 
Varsayılan Ayrılmanın Hukuksal Boyutu 2: Hayata Kast, Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış

Ayrılmanın Hukuksal Boyutu 2: Hayata Kast, Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış

Değerli, kolay ayrılma yollarının yolcuları, bir önceki başlıkta, zina konusunu ele almış ve amacımıza uygun olarak kullanabileceğimizi görmüştük.

Türk Medeni Kanunu, ayrılma konusunda bize eşsiz fırsatlar sunmaktadır. Bugün, bize bir faydası olup olmayacağını test edeceğimiz madde şudur:

“Madde 162 - Eşlerden her biri diğeri tarafından hayatına kastedilmesi veya kendisine pek kötü davranılması ya da ağır derecede onur kırıcı bir davranışta bulunulması sebebiyle boşanma davası açabilir.

Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her halde bu sebebin doğumunun üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer.

Affeden tarafın dava hakkı yoktur.”

Hayata kastetme, pek kötü davranma ve ağır derecede onur kırıcı davranış olarak özetleyebileceğimiz 3 adet olanağı, bu madde bize sağlamış bulunuyor. Bu maddenin bize sağladığı imkânı iki yönlü düşünebiliriz.

1-) Bu tür davranışları eşimize karşı uygulayabilir ve onun bize karşı boşanma davası açmasını tahrik edebiliriz. Ancak, karşı tarafın boşanma davası açma ihtimalini sevmemiz her zaman kesin sonuç vermez, bakarsınız dava açmayacağı tutar. İyisi mi biz 2. maddeye bakalım.

2-) Eşimizin çeşitli davranışlarını hayata kastetme, pek kötü davranma ve ağır derecede onur kırıcı davranış kategorisine sokup boşanma davasını kendimiz açabiliriz ve 2 şahit de ayarladıktan sonra ayrılığı garantileyebiliriz.

Şimdi birkaç örnek vermek suretiyle, konuyu daha anlaşılır bir hale getirelim.

İlk olarak hayata kastetmeye değinelim. Efendim, bu noktada erkek okurlarımıza bir uyarıda bulunmam gerekiyor. Bir erkeğin hayatına kastetmeye niyetlenmiş olup da, bunu başaramamış bir kadın yoktur. Bu nedenle, mümkünse hiçbir kadını bu öfke düzeyine çıkmaya zorlamayınız. Tahtalı köye gitmeden bu maddeden yararlanmamız şart değerli okurlar.

Şöyle bir yol izleyebiliriz: Eşimizi, örneğin kredi kartıyla alışveriş konusunda özendirebiliriz. Bu özendirme, evimize birkaç kez haciz getirecek kuvvette olursa mükemmel olur. Haciz geldiğinde ise yapılacak iş çok basittir. Elimizi kalbimize götürüp “Ahanda kalp krizi geçiriyorum” deyip kendimizi yere atıyoruz ve ilk fırsatta Aile Mahkemesine başvurup, boşanma davamızı açıyoruz. Boşanma dilekçemize “Bu manyak, yaptığı ölçüsüz harcamalarla az kalsın ölümüme sebep oluyordu” şeklinde bir cümle eklemeyi unutmuyoruz tabi. Hacze gelen memur ve avukatı şahit gösterin ve tereyağından kıl çeker gibi boşanın!..

Pek kötü davranış konusunda sıkıntı çekeceğinizi sanmıyorum değerli okurlar. Yukarıda erkekler için bir tüyo vermiş idik, şimdi de kadınlar için bir tüyo verelim. Bir çırpıda boşanmak isteyen kadın okurlarımız “Eşim beni ters ilişkiye zorladı” diye yazıp boşanma dilekçelerini derhal ilgili mahkemeye versinler.

Gelelim, ağır derecede onur kırıcı davranış konusuna... Açık konuşmak gerekirse, birisi için onur kırıcı olabilen bir davranış, bir başkası için Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterilme lezzeti taşıyabilir. Bir örnekle izah edecek olursak... Eşiniz size bir kavga anında “Allah belanı versin liberal faşist” diyebilir ve siz boşanmak için mahkemeye başvurduğunuzda mahkeme şöyle bir açıklamayla davanızı reddedebilir:

“Gereği Düşünüldü: Her ne kadar davacı, ‘liberal faşist’ hitabını ağır derecede onur kırıcı olarak değerlendirmiş ise de, faşist sözcüğünün liberal nitelemesiyle yumuşatılmış olduğu da gözden uzak tutulmamalıdır. Bir an için yumuşatılmadığını varsaysak bile bu hitap şekli ‘ağır derecede’ onur kırıcı davranış olmaz, ‘hafif derecede’ onur kırıcı davranış olur. Hattı zatında karı koca arasında olur lan böyle şeyler!”

Bu konuda, yaratıcılığımızı harekete geçirmemiz şart değerli okurlar. Mübarek Ramazan ayından konjonktürel olarak yararlanmayı deneyebiliriz. Şöyle ki; erkek okurlarımız, oruç saatlerinde zevcelerine askıntı olup, eşlerinin oralarını buralarını mıncıklasınlar. Bu davranış karşısında eşinizden işiteceğiniz söz aşağı yukarı şöyle bir laf olacaktır: “Lan cenabet kafir, lan gavurun dölü, nefsine hakim olsana ayu!” İşte amacımıza ulaştık ve ağır derecede onur kırıcı davranışa maruz kaldık. Davamızı açalım, ayrılmamıza bakılım!..

İki önemli hususu daha hatırlatmadan geçmeyelim.
Birincisi, dava açma süremiz olan 6 ayı, hiçbir nedenle geçirmeyelim. İkincisi de, karşı tarafın davranışlarını hiçbir şekilde affetmeyelim. Yoksa açacak olduğunuz dava reddolunur ve uğradığınız hakaretlerle birlikte evliliğinize devam etmek zorunda kalırsınız.

Not: Akrabalarınızın ve arkadaşlarınızın sizi boşanma yolundan döndürmeye yönelik davranışlarını hiçbir şekilde dikkate almayınız; ayrılmaktan çekinmeyiniz. Çocuklarınızı öne sürerek boşanmanıza engel olmaya çalışanların yüzüne kezzap atınız. Boşanma davanızda sizin için tanıklık yapmaktan kaçınan arkadaşlarınızı defterden siliniz. Boşanmak ve ayrılmak, en temel insani haklarımızdan birisi olup, ısrarla kullanınız, kullandırtınız.