Mesajı Okuyun
Old 20-09-2011, 09:25   #5
hukukbilgisi

 
Varsayılan Mini Mini Bir Kuş Donmuştu

Mini Mini Bir Kuş Donmuştu

Bu çalışmamız, yalnızca erkekleri veya yalnızca kadınları gözeterek hazırlanmamaktadır, kulağının dibinde Vuvuzela'dan Ayrılık Nağmeleri çalınası okurlar. Erkek veya kadın ayrılganlarımız, bünyelerine ve cinsiyetlerine uygun taktik ve tekniklerden dilediklerini uygulayabilirler.

Cinsel hayata ilişkin taktikler, genellikle %99 oranında başarılı sonuç verirler. Kadın ve erkeğin fiziksel yönlerine ve performanslarına yapılacak olan olumsuz vurgular, ayrılık konusunda önemli bir fitil ateşleyicisidirler.

Artık ayrılma vaktinin geldiğini düşünen bir kadın, ön-sevişme, orta-sevişme veya son-sevişme aşamalarından herhangi birisinde

“Mini mini bir kuş donmuştu, Pencereme konmuştu”

nakaratını sürekli tekrarlarsa, bu masum şarkı, usta ellerde öldürücü ve vedalaştırıcı bir etkiye sahip olur. Zaten 17-18 yaşından beri kuşunun boyuyla ilgili her türlü kompleksi yeteri kadar biriktirmiş olan erkek, buradaki “mini kuş” ibaresini hiç hayra yormayacak ve ufak ufak ilişkiden çark etmenin yollarını arayacaktır. Anlayışı kıt bir erkekle karşı karşıya bulunan kadın, yukarıdaki şarkı yeterli olmadığı takdirde, derhal aşağıdaki şarkıyı yüksek sesle söylemeye başlamalıdır:

“Bak işte bir minik serçe Senin gibi neşe içinde”

Kendisiyle ilgili imalar içeren bu şarkılara, ıslıkla eşlik etmeye çalışacak, anlama
özürlü erkekler de çıkabilecektir kuşkusuz. Şarkılar para etmiyorsa, son darbeyi indirecek bir cümleye ihtiyacımız var:

“Hayatım, şeyinin rengi keşke siyah olsaydı!” Bu cümleyi ettiğiniz bir erkeğin, artık sizinle ilişkisini sürdürmesine olanak yoktur. Bırakın ayrılma garantisini, bir daha onunla tesadüfen bir yerde bile karşılaşamazsınız. Cümledeki “siyah” sözcüğünün neyi ima ettiğini ayrıca açıklamaya gerek görmüyorum; anlayan anlamıştır!..

Cinsel taktiklerle ilişkisine son vermek isteyen erkeğin elinde de değerli kozlar vardır, değerli okurlar. Bir kadın, aşağı yukarı 3 yaşından itibaren fiziksel özelliklerini beğenmemeye başlar. Bütün ömrünü ise, beğenmediği bu özellikleri hizaya sokmakla geçirir. Kozmetik sanayii, kuaförler, estetik cerrahlar, sırf kadının bu özelliğinden dolayı geçimlerini sağlayabilmektedirler.

Şimdi size altın değerinde bir öğüt veriyorum. Bu öğüdü tutan bir erkeğin yenemeyeceği zorluk yoktur.

“Bir kadını kendinize aşık etmek istiyorsanız, en beğenmediği yerine her zaman iltifat ediniz. Bir kadını kendinizden soğutmak istiyorsanız, en beğendiği yerine kesinlikle bir kulp takınız.”

Bir kadına dudaklarının ince, belinin kalın ve göğüslerinin küçük olduğunu söylemek ile o kadının kafasına balyoz indirmek arasında hiçbir fark yoktur, değerli okurlar. Kendisinden ne kadar emin olursa olsun, bu tür imalar kadınınızı sizden hızla uzaklaştırır. Bir kadın için, nasıl olduğu değil, nasıl göründüğü önemlidir. Bu yüzden, 90-60-90 ölçülerine sahip olsa bile, “göğüslerin küçük” dediğiniz anda, nasıl göründüğüne ilişkin endişeleri, gününü yarı komada geçirmesine neden olur. Erkek, göğüslerin küçüklüğüne ilişkin yorumunu, bir takım benzetmelerle yapacağı gibi, tıpkı yukarıdaki kadın gibi, bir şarkıyı uydurarak da yapabilir:

“Tombul tombul memeler, Hani ülen nerdeler?”