Mesajı Okuyun
Old 14-10-2009, 15:35   #2
Av.Feridun Yurtsever

 
Varsayılan

Tebligat Kanunu'nun 21. maddesi'ne göre muhtara yapılan tebligat geçerlidir. Ancak; muhtara yapılan tebligatta kanuni unsurlardan biri genelde eksik bulunmaktadır.
Madde 21 – (Değişik : 6/6/1985 - 3220/7 md.)

Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.

Bu konuya ilişkin ulaşabildiğim en güncel Yargıtay kararını da ekliyorum.
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi

E:2008/14818
K:2008/18419
T:24.10.2008

TEBLİGAT HUKUKU
USULSÜZ TEBLİĞ
ÖĞRENME TARİHİ
KAPIYA YAPIŞTIRMA YÖNTEMİ
GECİKMİŞ İTİRAZ

Özet
Usulsüz tebliği öğrendiğini beyan eden muhatap, öğrenme tarihi itibariyle tebliği almış sayılır. Buna göre, borçlunun öğrendiğini bildirdiği tarih tebliğ tarihi olarak düzeltilmelidir. Tebligat Yasasının 21. maddesine göre kapıya yapıştırma yönteminin uygulanması için, tebligat saatinde adresinde bulunmayan muhatabın, dağıtım saatinden sonra o adrese geleceği belirli olmalıdır.

7201 s. Yasa m. 21,32
2004 s. Yasa m. 65
1086 s. Yasa m. 76

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu isle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
15.12.2006 vadeli bonoya dayanılarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi başlatılmış olup borçlu, icra mahkemesine başvurusunda ödeme emri tebliğ tarihinde şehir dışında bulunduğunu ve tebligatı 18.02.2008 günü mahalle muhtarından tebellüğ ettiğini bildirerek gecikmiş itirazının kabulünü istemiş ve dilekçesinde itiraz nedenini de bildirmiştir.
İİK. 65. maddesine göre gecikmiş İtirazdan söz edilebilmesi için tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması ancak borçlunun kusuru olmaksızın bir mani nedeniyle itiraz edememiş olması gerekir, HUMK. 76. maddesine göre hukuki nitelendirme hâkime ait olduğundan borçlunun dilekçesinde gecikmiş itirazdan söz etmiş olmasının bağlayıcılığı yoktur. Somut olayda örnek 10 nolu ödeme emri "Adres kapalı muhatabın nereye gittiğini bilmediğini söyleyen komşusu Ali beyanından anlaşıldı" şerhi ile yapılmıştır. Tebligat Kanunu 21. maddeye göre muhatap veya adına tebligatı kabule kanunen yetkili kimseler adreste yok ise tebliğ imkânsızlığının söz konusu olduğu bu durumda tebliğ memuru Tebligat Tüzüğü 28, maddesine göre tahkik işlemini yapmalıdır. Zira Tebligat Kanunu 21. maddeye göre kapıya yapıştırma tarihinin tebliğ tarihi kabul edilebilmesi için muhatap sadece tebligatın yapılacağı sırada adreste bulunmamalı ve fakat tevziat saatlerinden sonra o adrese geleceği belirli olmalıdır. (HGK. 13.10.1965 tarih ve 2/793-360; 16,09.1981 tarih ve 7/2371-604) Bu durumda borçluya yapılan tebliğ işlemi "muhatabın tevziat saatinden sonra adrese dönüp dönmeyeceği" anlaşılamadığından usulsüzdür. 7201 Sayılı Kanunun 32. maddesine göre (tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi addolunur.) düzenlemesi yer almaktadır. Mahkemece borçlunun tebligatı öğrendiğini bildirdiği 18.02.2008 tarihi tebliğ tarihi olarak düzeltilerek buna göre takip şekline göre süresinde icra mahkemesine yapılmış olan itirazın esası incelenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddi isabetsizdir.
SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK'un 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 24.10.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Kaynak:İstanbul Barosu Dergisi 2009/2