Mesajı Okuyun
Old 04-03-2008, 12:17   #3
Av.Nilay TOPRAK

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
3.Hukuk Dairesi
Esas: 2001/58
Karar: 2001/629
Karar Tarihi: 25.01.2001
ÖZET: Basit yargılama usulünde davacı cevabını ilk oturumda bildirilebilir ve karşılık davasını da ilk otunun gününde açabilir.
Süresinde açılmamış olan karşı davanın itiraz edilmesi halinde tefrik edilmesi gerekir.

(1086 S. K. m. 509)
Dava: Dava dilek
çesinde 38.750.000 lira tazminatın, karşı davada ise 47.932.500 lira tazminatın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. mahkemece davanın kabulü, karşı davanın ise kısmen kabulü ile 44.350.000 lira tazminatın faizi ile birlikte tahsili cihetine gidilmiş, hüküm davacı (K. davalı) vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kâğıtlar okunup gereği düşünüldü:
Karar: Davacı kurum vekili, kurum aracına çarparak hasar veren davalıdan 38.750.000 liranın faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiş, davalı M. davayı kabul etmediğini ve dolayısıyla reddini savunmuş, bilahare vekili vasıtasıyla karşılık dava açarak aynı kazada hasar gören aracından dolayı 47.932.500 liranın faizi ile birlikte davacı kurumdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece davanın kabulü, karşılık davanın ise kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davacı (karşı davalı) vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Basit yargılama usulünde, davalı cevap vermek zorunda olmayıp, cevaplarını ilk oturumda (yazılı veya sözlü olarak) mahkemeye bildirebileceğinden ötürü, karşılık davasını ilk oturumda açabilir (HUMK mad. 509 vd.). Süresinde açılmamış ise davacı, karşılık davanın süresinden sonra açıldığı ilk itirazında bulunabilir.
Davalı M.'ye çıkarılan davetiye tebliğ edilmediğinden ötürü, adres araştırması için Cumhuriyet Savcılığına müzekkere yazılmış, davayı sonradan öğrenen davalı 10.11.1997 tarihli celseye gelerek davanın reddini dilemiş, 24.4.1998 tarihinde ise karşılık davasını açmış, davacı vekili karşılık davanın süresinde açılmadığından bahisle itiraz etmiştir.
Bu durum karşısında (karşılık davanın) asıl davadan ayrılmasına şeklinde karar verilecek yerde süresinden sonra açılan karşılık davanın, davacı vekilinin muvafakat etmemesine rağmen kabulüyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Sonuç: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA) ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.1.2001 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************