Sayın meslektaşım; burada önemli olan nokta, ihtiyati tedbirin hangi aşamada ve hangi kurum tarafından konulduğunun tespitidir.
1-Anılan fiilin işlendiği iddiasıyla olay adli boyuta intikal etmeden önce idarece ihtiyati tedbir kararı konulmuş ise, bu işlem idari bir işlem olması sebebiyle idari yargının denetimine tabi olduğundan, ilgili idareyi hasım göstererek, idare mahkemesinde işlemin yürütmesinin durdurulması ve iptali davası açabilirsiniz.
2-İşin adli boyuta intikal etmesinden sonra ise, soruşturma aşamasında savcının talebiyle sulh ceza mahkemesince anılan vergi iadelerinin ödenmemesi konusunda tedbir konulabilmekte, kovuşturma aşamasında ise bu yetki, yargılamayı yapan mahkemeye aittir. Buraca verilen kararlara ise bir üst dereceli mahkemede itiraz yoluna başvurulmaktadır.

Sonuç olarak; birinci durumda atılı fiilin sabit olduğu ispatlanamazsa, idare hakkında paranızı geç almanız nedeniyle, paraya elkoyma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizini ayrıca, parayı geç almanızdan kaynaklanan zararlarınızı ispat etmek koşuluyla, idare mahkemesinde tam yargı davası şeklinde tazminat davası açabilirsiniz.
İkinci durumda ise, yani adli merciler tarafından tedbir kararı verilmişse ve müvekkiliniz aklanmışsa, ilgili idareye karşı hukuk mahkemesinde haksız fiil nedenine dayalı tazminat davası açabilirsiniz.