TCK 73/8
“ Suçtan zarar göreni gerçek kişi veya özel hukuk tüzel kişisi olup, soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı bulunan suçlarda, failin suçu kabullenmesi ve doğmuş olan zararın tümünü veya büyük bir kısmını ödemesi veya gidermesi koşuluyla mağdur ile fail özgür iradeleri ile uzlaştıklarında ve bu husus Cumhuriyet savcısı veya hakim tarafından saptandığında kamu davası açılmaz veya davanın düşürülmesine karar verilir.”

Bunun dışında küçük sanıklar takibi şikayete bağlı olmayan hırsızlık gibi suçlarda da uzlaşma müessesesinden faydalanabilmektedir.

Şimdi şöyle bir örnek düşünelim;
A-Küçük sanık hırsızlıktan yargılanmaktadır,sanık ile mağdur uzlaşmak isterler.Yapılan görüşmelerde mağdur çok yüksek bir miktarda para talep eder (buna olaydan dolayı duyduğu korku ve elem,ailesinin huzurluğu,bu olay yüzünden çalışamamak gibi gerekçeler sunmuş olabileceği gibi,bu gerekçeler ile hiç alakası olmayan tamamen sanığın veya akrabalarının içinde bulunduğu durumdan faydalanmak amacıyla gerçekteki zararından çok daha yüksek bir miktar talebi olabilir) bu sebep ile de suçun sanığı gerçekten istemesine rağmen uzlaşmadan faydalanamamaktadır.
B-Olayı başka bir açıdan alalım mağdur iyiniyetli efendim benim şu kadar zararım var dedi karşılansın uzlaşayım,sanık ile uzlaştılar sanık bono verdi veya tamam şu kadar parayı sana vereceğim dedi mağdura ve bir tutanak yapıldı.Kamu davası düşürüldü.Ancak borç ödenmedi.
Şimdi (A) örneğinde,sanık mağdurun hakkını kötüye kullandığını iddia edebilir mi yoksa mağdur ister uzlaşır ister uzlaşmaz denilerek red mi edilir talep ?Mahkeme veya savcılık (özellikle dava dosyasında zarar miktarı açıkça tespit edilebilen durumlarda ) bu duruma müdahale edebilir mi ?Uzlaşmacı avukat veya sanık müdafii bu durumda ne yapabilir ?
(B) örneğinde suçun mağduru (icra takibi yapmak dışında –ki bu yol ile hakkını alabilmesi fiilen pek mümkün görünmemektedir) ne yapabilir. Sanık tarafından iradesinin fesada uğratıldığı iddiası ile uzlaşmadan dönme imkanı olabilir mi ?