Mesajı Okuyun
Old 04-05-2006, 20:30   #5
arif0275

 
Varsayılan

Her nekadar yenii ceza kanunmuzda silahın bu şekilde tanımlanmış olması bir yenilik olarak görülüyorsa da aşağıda (bir kısmı birbiri ile çelişmekte olan kararlar da olsa) eklediğim kararlardan ben silahın yine eskisi gibi değerlendirileceği kanaatine ulaşıyorum.Özellikle cgk kararında bu husus zaten belirtilmektedir.Bu sebep ile bence ceza hukukunda silah kavramı konusunda yeni bir durum oluşmamıştır.Tabi ki her zaman yanılma payım olduğunu ve yanlış bildiğim veya bilmediğim bir konuda fikirlerimi değiştirebilceği mi de belirtiyorum.Saygılarımla.
CGK 1929/11 E-1929/5 K. (Arkadaşlar karar çok uzun ve malum dili çok ağır bu sebeplerle ben anlayabildiğim kadarıyla kısalttım ancak gözden kaçırdığım yerler olabilir )

….Kanunumuzun bu babtaki ahkamı mehazına nisbetle noksan olduğu için bu mevzuda da kanunumuza mehaz olan İtalya Kanununa ve bu kanunun şerhine müracaatla maksadı istinbat zarureti vardır. Bu noktai nazardan aslına müracaat edilince ilk evvel nazara çarpan nokta, işbu 189. madde 3. fıkrasında iki kanun beyninde esasa müessir bu mugayeretin vücududur. İtalya Kanununun 3. fıkrası aynen (mahiyetleri itibariyle tehdit ve tecavüzde kullanılan her nevi aletler) şeklinde iken bizim kanunun 3. fıkrası (cebir ve tehdit için taşınan bıçak, kama ve sair aletler) şeklindedir. Yani bizim kanun İtalya Kanununun ıtlakını takyit ederek sebebi şiddet olacak cürüm aletinin cebir ve tehdit için taşınan aletlerden olmasını istilzam etmiştir. Buna nazaran İtalya Kanununca, kürek, kazma ve hatta bir taş dahi eğer cürümde kullanılmış ise o cürmün silah ile işlenmiş addi lazım geldiği halde bizim kanunumuz bu derece ileri gitmemiştir.
….Bu izahata göre silah, tecavüz ve müdafaa için kullanılan alet demektir. Bunlar ya tüfenk, tabanca ve kılıç gibi ancak tecavüz ve müdafaaya yarayabilen ve onun için yapılan alatı mahsusat olur, yahut haddizatında tecavüz ve müdafaa için olmayıp kundura bıçağı, makas, ustura gibi sanatta kullanılmak için yapıldığı halde ledelhace tecavüz ve müdafada kullanılabilen mahiyette aletler olur.
… . Binaenaleyh bir usturanın cürümde kullanılması halinde 189. maddemiz hükmünce o cürmün silah ile işlenmiş addi lazım gelirse de cürüm ve kabahatte kullanılmayan bir usturanın mücerret taşınmasından dolayı ceza tayinine, ahkamı hazıramız müsait değildir. İşte Üçüncü Ceza Dairesinin bu neticeye vasıl olan içtihadı bu esasa ve mülahazata müstenit ve itikadımızca kanuna da muvafıktır……

….189 uncu maddenin ne gibi şeylerin cürümde kullanılması halinde silahtan sayılabileceğine dair olan hükmü, haddi zatında silahtan sayılmadığı halde mücerret cürümde kullanıldığı surette silahın yapacağı tesiri yapabilecek mahiyette olan şeylerin cürümde kullanılmasından husule gelen netice ve tesirin aynı işte bizzat silahın yapacağı netice ve tesirden farklı olamayacağı hikmet ve mülahazasına müstenit ve mevzuuna maksur istisnai bir hükümdür. Bu hükmün doğrudan doğruya silahtan sayılmayan ve bir cürümde kullanılmayan sair aletleri sadece taşımak bahsinde kıyas ve istidlale medar addine, evvela cezai esaslar müsait olamaz. Çünkü cezada maznunlar aleyhine kıyas cari olamaması ve istisnaların mevridine münhasır olması o esaslar icabındandır. Binaenaleyh ceza tatbikatında 549 uncu maddenin hüküm ve manasını 189 uncu maddeden mücerret ve müstakil olarak aramak lazımdır.
[*]SİLAH [*]LEVYE DEMİRİ [*]SANIĞIN NÜFUS KAYDI

1- Türk Ceza Yasasında silah kavramının tanımı yapılmamıştır. Bir şeyin silah sayılması için saldırı ve savunmada kullanılmak üzere özel olarak yapılması şart değildir. Yalnız o aletin bir olayda saldırı ve savunmada kullanılması ve aynı zamanda kesici, delici veya bereleyici aletlerden olması gerekir.
Maddi olayda sanık, taşıt lastiklerinin değiştirilmesi ve onarımında kullanılan demirden yapılmış, ucu kıvrık levye demiri ile mağdura vurmuş ve 15 gün iş ve gücünden kalacak şekilde kolunun kırılmasına neden olmuştur. Suçta kullanılan levye demirinin sağlam ve muhkem olması, bereleyici özelliği nedeniyle saldırı ve savunmada kullanılması, vurulduğunda silah etkisi yaratması ve mağdurdaki yararın niteliği nazara alındığında silah olarak kabulü ile TCK.nun 457/1. maddesinin uygulanması gerekir. Nitekim, Ceza Genel Kurulunun duraksamasız uygulamaları da bu yöndedir.



CD 02, E: 1976/000616, K: 1976/002256, Tarih: 11.03.1976
Sanığın, etkili eylem suçunu, silah sayılan küreğin demir kısmiyle işlediği anlaşılmasına göre TCK.nun 457/1. maddesinin uygulanması gerekir.

CD 02, E: 1976/000720, K: 1976/002324, Tarih: 15.03.1976
Dövmede kullanılan levye demiri silahtan sayılmadığı halde düzenlenen cezanın TCK.nun 457/1. maddesiyle artırılması doğru değildir.

CD 02, E: 1978/007176, K: 1978/007957, Tarih: 01.12.1978
Adı geçen sanığın levye demiri ile mağdurun başına vurduğu iddia ve şahadete uygun olarak kabul edilmiş bulunmasına göre levye denilen aletin TCK.nun 189 maddesinde tanımlanan bereleyici niteliği itibariyle silahtan sayılması gerektiği halde sevke uygun olarak TCK.nun 457. maddesi uygulanmak suretiyle ceza tayini gerekirken usulüne uygun şikayet olmadığından bahsiyle düşme karar verilmesi,

CD 04, E: 1992/002219, K: 1992/002844, Tarih: 16.04.1992
Türk Ceza Yasasının 189. maddesinin 3506 sayılı yasayla kaldırılması karşısında, suçta kullanılan levye demirinin ne suretle silah sayıldığı açıklanmadan cezanın Türk Ceza Yasasının 457/1. maddesiyle artırılması ve gerekçe gösterilmeden 647 sayılı yasanın 4. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi hatalıdır.

CD 04, E: 1992/006102, K: 1992/006625, Tarih: 03.11.1992
TCK.nun silahı teknik olarak tanımlayan 189. maddesini yeniden düzenleyen 5435 sayılı Yasanın, 14.12.1988 tarihinde yürürlüğe giren 3506 sayılı Yasanın 10. maddesiyle kaldırıldığı gözetilmeden ve bu durumda suçta kullanıldığı kabul edilen demir parçalarının ne suretle genel ve nesnel anlamda silahtan sayıldığı açıklanmadan verilen cezanın TCK.nun 457/1. maddesi ile artırılması yasaya aykırıdır.

CD 02, E: 1978/007340, K: 1978/007127, Tarih: 01.11.1978
Suçta kullanıldığı ileri sürülen ateş küreğinin TCK.nun 189. maddesinde yazılı silahlardan bulunduğu ve davanın vazgeçme ile düşmeyeceği nazara alınmadan verilen hüküm yasaya aykırıdır.

CD 02, E: 2001/012792, K: 2002/002245, Tarih: 11.02.2002
1- Mağdur, tanık ve sanık anlatımlarından olay esnasında sanık Murat''''ın demir çubukla mı,demir levye ile mi ya da yumrukla mı vurduğunun çelişkili olması ve suçta kullanılan aletin ele geçirilmemesi karşısında sanık Murat''''ın olayda ne ile vurduğu hususundaki bu çelişki giderilmelidir. Olayda demir çubuk kullanılması halinde bu demir çubuğun vasıfları belirlenmeden eksik soruşturma ile sanığa müessir fiil suçundan tayin olunan cezanın TCK''''nun 457/1. maddesi ile artırılmasına karar verilmesi de hatalıdır.

CD 02, E: 2001/015174, K: 2002/006218, Tarih: 11.04.2002

[*]MÜESSİR FİİL [*]SALDIRI VE SAVUNMAYA ELVERİŞLİ SİLAH

Saldırı ve savunmaya elverişli bir alet haline getirilmedikçe niteliksiz demir çubuğun TCK''''nun 189. maddesi kapsamında silah sayılmayacağı gözetilerek sanığın ele geçirilmeyen suçta kullandığı demir çubuğun niteliği hakkında görgü tanıkları ve bilirkişi ifadeleri dinlenmeli, sonucuna göre sanık hakkında TCK''''nun 457/1 maddesinin uygulanması gerekip gerekmeyeceği hususu araştırılmalıdır.


CD 02, E: 2001/018172, K: 2002/009314, Tarih: 22.05.2002

1- Vasıfsız su borusu silah olarak kabul edilemez.

CD 02, E: 2005/001251, K: 2006/000329, Tarih: 26.01.2006
Sanığın müştekiyi yaralama kullandığı spatula diye adlandırılan demir parçasının 20 cm. uzunluğunda ve ucunun sivri olup müştekinin adli raporunda da sol uyluğunda kenarları düzgün kesiden bahsedilmiş olması karşısında; 765 Sayılı TCK.nun 189. maddesi anlamında yaralamada kullanılan demirin silahtan sayılacağı ve sanık hakkında aynı yasanın 457/1. maddesinin uygulanması gerektiği dolayısıyla, silahla etkili eylem suçunun kovuşturulmasının şikayete bağlı olmadığı gözetilmeden; yetersiz bilirkişi raporuna itibar edilerek, yazılı şekilde şikayetten vazgeçme sebebiyle kamu davasının ortadan kaldırılmasına karar verilmesi,

CD 04, E: 1991/006000, K: 1991/007079, Tarih: 20.11.1991
…, kızgın yağın ne suretle silah sayıldığının açıklanmaması ve sanıkların taksitlendirmeyi de kapsayan istekleri hakkında bir karar verilmemesi hatalıdır.

CD 04, E: 1992/000194, K: 1992/000801, Tarih: 11.02.1992
Kalorifer kazanında kömür karıştırma için kulanılan demir çubuğun ne suretle silah sayıldığı açıklanmadan cezanın TCK.nun 457/1. maddesiyle artırılması yasaya aykırıdır.

CD 04, E: 1995/007866, K: 1996/000561, Tarih: 25.01.1996
2- Mağdurları, silah sayılan banoki ve kürekle yaralayan sanıkların cezalarının, TCK. nun 457/1. madde ve fıkrasıyla arttırılması gerekir.


CG 00, E: 1993/4-87, K: 1993/000098, Tarih: 12.04.1993


CD 05, E: 1976/000740, K: 1976/000747, Tarih: 09.03.1976

1 - Tabancanın kabza kısmıyla vurulma, sı halinde TCK.nun 457. maddesi ile cezanın artırılması yasaya aykırıdır.

CD 04, E: 2002/004765, K: 2002/007032, Tarih: 26.04.2002

Suçta kullanılan ve sanığın köpeğinin boynundan aldığını açıkladığı zincirin ne suretle silahtan sayıldığı açıklanmadan ve boğma zinciri niteliğinde olmadıkça, hayvan bağlamada kullanılan sıradan zincirin silahtan sayılmayacağı gözetilmeden, salt bilirkişi düşüncesine dayanılarak, sanığın cezasının TCY.nın 457.maddesi ile arttırılması yasaya aykırıdır.