Mesajı Okuyun
Old 21-06-2002, 14:53   #3
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Sayın Av. Bilen bey,

Bildiğiniz gibi, olayda yer alan çek' te keşide tarihi mevcuttur. Ancak lehdar bu çeki ciro ederken imzasının yanına bir tarih atıyor ve bu tarih ile keşide tarihi arasında olması gerekenin(normalin) dışında bir uyuşmazlık husule geliyor. Yani, olması gerekn keşide tarihinin eski, ciro tarihinin yeni tarihli olması iken, tam aksi bir durum oluşuyor.

Benim düşünceme göre, çekte keşide tarihi vardır dolayısıyla unsurlar tamamdır. Bu hususu teyit eden bir çok dayanak vardır. Şöyle ki:

- Evvela, unsurları ile tamam olmayan bir çek kural olarak ciro edilemeyeceğinden, lehdar bu çeki ciro etmekle keşide tarihinin varlığını öncelikle kabul zorunluluğu vardır. Normal olan durum ciro edilen çekin keşide tarihinin mevcut olması ve bu tarihin ciro tarihinden önce olmasıdır. Bu husus olayda karinedir. Aksini iddia eden lehdar olup, bu hususu ispatla yükümlüdür.

- İkinci olarak, çek yine bildiğiniz gibi açık olarak da düzenlenebilir. Başka bir ifade ile çekin keşide tarihi olmadan da keşide edilmesi mümkün olup, bu husus çekin sıhhatine tesir etmez. Burada bir husus önem arz edecektir, o da şudur: Lehdar açık tarihli olarak aldığını iddia ettiği (bu iddianın varlığı şikayet nedeniyle zorunludur) çeke keşide tarihini kendisi eklemek zorunda olduğundan, esasen bu anlamda cirosunun yanında yer alan tarihi keşide tarihi olarak kabul etmek de (keşide tarihinin keşide anında olmadığı ispatlansa bile) zorunludur. Bu itibarla da lehdarın kurtuluşu mümkün görülmemektedir.

- Üçüncü olarak, herkes haklarını kullanırken ve borçlarını ifa ederken dürüst olmak zorundadır diyen MK.2 emredici kuralı icabı, dürüst olmadığını kendi ifadesiyle ortaya döken lehdarın bu şikayetine itibar etmek mümkün değildir.

- Son olarak, keşide tarihi olduğu halde, tedavül sırasında yok farz edilse bile bu husus açık çek düzenlenebilir kabulü karşısında anlamsız ve çek görüldüğünde ödenir diyen TK hükmü dairesinde de lüzumsuz kalır. Her ne kadar, çek görüldüğünde ödenir hükmü çekte vade olmaz kuralına dayalıdır itirazı ileri sürülebilir ise de, bu itiraz pek önemli değildir, nedeni: ileri tarihli keşide tarihinin atılması da esasında mümkün olmayan ve genel kabüle(karineye) aykırı bir durum olmakla çekin keşide edilmesi anında tarihsiz olduğu iddiasına dayanak yapılabilir ve bu durumda da keşide tarihsiz olabilecek çekin geçersiz olmasına engel olan ''Çek görüldüğünde ödenir'' geçerlik kuralı burada da öncelikle uygulanmak zorunda kalır.Esasen çekde vade olmaması, tek bir tarihin mevcut olması ve bu tarihin keşide tarihi olarak nitelendirilmesi karşısında, çek görüldüğünde ödenir hükmünün vadeye dayanak alınmasına engeldir.

Keza, TK.693. maddede Keşide tarihi yokluğunun istisnalar arasında yer almamasının da pek doğru olmadığını düşünüyorum. Çünkü bu husus, çekin açık düzenlenmesi imkanı ve çek görüldüğünde ödenir kuralına aykırı ve çelişiktir. Zira, çek de bir tek tarih vardır ve o tarih de keşide tarihidir.

Benim düşünceme göre, belirttiğiniz yönde bir yargıtay kararı olsa bile bu kararın doğru olmadığını düşünüyorum.. İkinci olarak, şikayet eden lehdar için olay MK.2' ye aykırıdır. Son olarak, ciro yanındaki tarihin sonradan ve bilerek gerçeğe aykırı atıldığını, bu konuda lehdarın hamili aldattığını da iddia etmek mümkündür, bu itibarla karinenin aksini iddia eden lehdarın iddiasını ispatlaması icap eder..

Çok ilginç ve tartışmaya açık, güzel bir olay..

Tartışırız..

Saygılarımla..