Mesajı Okuyun
Old 20-08-2007, 17:04   #1
Av.Sezer Yiğit

 
Varsayılan Şufa, muvazaa ve bilirkişi raporu

İncelediğim bir dava ile ilgili olarak siz değerli meslektaşlarımın görüş ve bilgilerinden yararlanmak isterim.
Dava şöyle; Davacının hissedar olduğu gayrimenkulün diğer hissedarı, hissesini 1.000.000 TL'ye bir 3. şahsa satıyor. Bundan bir hafta sonra aynı hisse 10.000.000 TL'ye başka bir şahsa satılıp adına tescil ediliyor. Bu satıştan sekiz ay sonra haberi olan davacı şufa hakkını kullanmak için dava açıyor ve bununla beraber ikinci satışın muvazaalı olduğunu, kendi şufa hakkının kullanmasının engellenmesi için bedelin yüksek gösterildiğini, aslında satışın gerçekte 3.000.000 TL'den yapılmış olduğunu ve bu değer üzerinden gayrimenkulün tapuda adına tescilini istiyor.(yani aslında ilk satış bedeli de tapuda düşük gösterilmiş). Davalı muvazaa iddiasına itiraz ederek 10.000.000 TL'lik satış bedelinin gerçek değer olduğunu savunuyor. Sonuçta iki tarafta delil olarak keşif ve bilirkişi incelemesini sunuyor. Davacı, SATIŞ TARİHİNDEKİ bedelin bilirkişi tarafından tesbitini isterken, davalı ise dava tarihindeki bedelin 10.000.000 TL'den bile yüksek olduğunu iddia ederek gayrimenkulün DAVA TARİHİNDEKİ değerinin tesbitini istiyor. Bu talepler üzerine yapılan incelemeler sonucunda satış tarihindeki değerin 4.500.000 TL, dava tarihindeki değerin ise 7.500.000 TL olduğu tespit ediliyor. Bu durumda mahkeme 7.500.000 TL'nin depo edilip şufa hakkının kullanılacağına karar veriyor. Burada benim itirazım mahkemenin davalının talebi olan "dava tarihindeki satış bedeli" üzerinden hüküm kurmasına. Nitekim yargıtayda bu kararı onaylıyor. Sizlerin bu konudaki görüşlerini almak, verilen kararların hukuka uygun olup olmadığını tartışmak isterim. İlginize şimdiden teşekkür ederim.