Mesajı Okuyun
Old 21-12-2009, 16:49   #2
halit pamuk

 
Varsayılan

1) Yargıtay uygulması da Sayın Neslihan'ın ve Sayın Aladağ'ın dediği gibi. Ancak kanattimce ise, siz haklısınız. Harcın yatırılması önemli bir sorundur ve şarttır. Başka bir sorun ise, feragat hakkında mahkemelerin (yerel mahkemenin) karar vermesi yönündeki görüşte usul ekonomisine ve "akla" daha uygun.Mahkemenin feragat nedeniyle ek karar vermesi gerektiği yönündeki düşünceye ben de katılıyorum.Bu nedenle aşağıdaki kararların muhalefet şerhlerine katılıyorum.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi
Esas : 2002/12053
Karar : 2002/12452

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarda gün numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak gereği görüşülüp düşünüldü.
Feragat, feragat anında kesin hüküm sonuçlarını doğurur.( HUMK. md. 95)
Davacı 21.03.2002 günlü dilekçe ile karar verildikten sonra hüküm kesinleşmeden davadan feragat etmiştir.
Mahkemece işten el çektiğine göre yeniden dosyayı ele alamaz.Hükmün Yargıtayca tetkiki gerekir.
Açıklanan sebeplerle mahkemenin 22.03.2002 günlü ek kararı usul ve kanuna aykırı olduğundan kaldırılmasına, hükmün temyizen incelenmesine karar verildi.
Hükmün temyizen incelenmesine gelince;
Davacı hükmün kesinleşmesinden önce 21.03.2002 günlü dilekçe ile davadan feragat ettiğinden bu konuda bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Hükmün açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, bozma nedenlerine göre diğer hususların incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, oyçokluğuyla karar verildi. 15.11.2002
MUHALEFET ŞERHİ
Mahkemece boşanmaya karar verilip dosyadan el çekildikten sonra, davacının henüz hüküm kesinleşmeden önce verdiği feragat dilekçesine binaen 22.03.2002 günlü ek kararla boşanma davasının reddine karar verilmiştir.
Mahkemenin anılan ek kararı usul kurallarına aykırıdır. Ancak ; neticeye etkili olmayan usül yanlışlıkları tek başına temyiz (bozma) nedeni yapılamaz. (HUMK. md. 428/2 ve Prof. Dr. Baki Kuru Hukuk Muhakemeleri Usulü 4 Baskı Cilt 4 sh. 3314 - 3315 ) Davacının feragatı nedeniyle oluşturulan davanın reddine dair ek karar sonucu itibarıyla doğrudur. Şu durumda yanlışlığa işaret edilmek suretiyle ek kararın onanması gerekir.Bozma kararı ile varılmak istenen hususta aynı neticeyi doğuracağından davayı uzatmaktan başka bir sonuç doğurmayan çoğunluk görüşüne katılamıyorum.



Yargıtay 2. Hukuk Dairesi
Esas : 2003/1256
Karar : 2003/2259

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarda gün numarası gösterilen 15.11.2002 günlü ek karar yönünden temyiz edilmekle evrak okunarak gereği görüşülüp düşünüldü.
Taraflar 21.10.2002 de anlaşarak boşanmış, hüküm kesinleşmeden davacı (kadın) davasından 15.11.2002 de feragat etmiş, mahkeme de aynı tarih ( 15.11.2002 de) ek kararla feragat nedeniyle boşanma hükmünün ortadan kaldırılmasına karar vermiştir.
a) Mahkemeler nihai kararlarını vermekle işten elini çekmiş olurlar.Kendi hükümlerini kendileri kaldıramazlar. İlk derece mahkemelerinin kararları bozulup kaldırılması münhasıran Yargıtay'a aittir.( YK.md.1, HUMK. md.428) Davacının davadan feragati üzerine mahkemenin ek kararla boşanmaya ait kararının ortadan kaldırması yerinde değildir.
b) Davadan feragat tek yönlü bir irade açıklamasıdır; iradenin açıklandığı anda kesin bir hükmün tüm sonuçları kendiliğinden meydana gelir.( HUMK. md.91-95) Davacı 15.11.2002 günlü dilekçesi ile davadan feragat ettiğine göre, davanın esası hakkında hüküm oluşturabilmesi için boşanma yönünden verilen kararında bozulması gerekmiştir.( 11.4.1940 tarih 70 s. İçtihatı Birleştirme Kararı )
SONUÇ: Açıklanan nedenle 15.11.2002 tarihli ek karar ile 21.10.2002 tarihli boşanmaya ait kararların BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, oyçokluğuyla karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ
Davacının davadan feragat dilekçesi süresinde ve temyiz niteliğinde ise de, bu dilekçe yönünden öncelikle temyiz harcının tamamlattırılması gerektiği düşüncesiyle değerli çoğunluk görüşüne katılmıyorum.




2) aşağıdaki 2. hukuk dairesi kararı gerçekten ilgi çekici ancak,gerekçeli karar tebliğ edilmeden feragat edildiği gözöünde bulundurulmalıdır.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi
Esas : 2000/14094
Karar : 2000/16066

Sayı :
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunarak gereği görüşülüp düşünüldü.
Eşler Medeni Yasanın 134/3.maddesine göre birlikte boşanma isteğinde bulunmuşlardır. Koca da davacı durumuna gelmiştir. Kadının tek başına davadan vazgeçmiş olması verilen boşanma hükmünü ortadan kaldırılacak nitelikte kabul edilemez.
Temyiz edilen karar kadına *31.5.2000 günü tebliğ edilmiş adı geçen 30.5.2000 de davadan feragat etmiştir. Bu dilekçe temyiz niteliğinde kabul edilmiş ve 15.10.2000 de temyiz harcı alınıp temyiz defterine kaydı yapılmıştır. Temyizinde bu tarihte yapıldığının kabulü gerekmiştir.
Kuşkusuz Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasasının 2494 s. kanunla değiştirilen 432.maddesine göre, temyiz yasal süre geçtikten sonra yapılır ise, temyiz isteminin reddine karar verme yetkisi hükümü veren mahkemeye aittir.
Ne var ki Asliye Hukuk Mahkemelerince verilen kararların kanuni süre geçtikten sonra temyiz edilmesi veya temyiz kabiliyetinin bulunmaması halinde dosyanın yerel mahkemece temyiz isteminin reddine karar verilmeden, Yargıtaya gönderilmesi durumunda, Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasasının 2494 s. yasa ile değişik 432/4.maddesinegöre, bu konuda bir karar verilmek üzere, dosya mahalline geri çevrilmeden doğrudan doğruya Yargıtay'ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceği(l.6.l990 tarihli ve l989/3 Esas,l990/4 Karar sayılı) Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunca karara bağlanmıştır. Bu halde gösterilen nedenle temyiz isteminin reddi gerekir.
SONUÇ: Temyiz dilekçesinin gösterilen nedenle REDDİNE oybirliğiyle karar verildi. 18.12.2000 Pzt.