Eğer dava küçük düşürücü suç sebebine dayanılarak açılmışsa bu konuda açılmış olan kamu davasının beklenilmesi gerekir.Zira bahsettiğiniz madde boşanmak için iki şart öngörülmüştür: 1)"Küçük düşürücü suçun işlenmesi" 2) "bu nedenle suç işleyen eşle birlikte yaşamasının davacıdan beklenememesi"

Bu durumda Mahkumiyet şart değilse de Hakim kamu davasının sonucunu beklemelidir.Zira MK. 5 ve onun yollamasıyla BK.53 buna amirdir. Aksi halde, yani hakim suc işlenmediği için davayı reddetse ama cezadan mahkumiyet kararı çıksa farklı yargı organları farklı karar vermiş olacak bu da hukuki istikrarı zedeleyecektir.Ayrıca bu durum bozma nedeni olabilecektir.Yalnız, hakim mahkumiyet var diye doğrudan boşanmaya hükmetmeyecek, maddedeki 2. şartı arayacaktır.

Beraat durumunda hakim boşanmayı red mi edecektir? Maddede suçun işlenmiş olmasından bahsetmektedir.Suç işlenmiş olsa bile Ceza mahkemesinde mahkumiyet veya beraat dışında da karar verilebilmektedir ( düşme, ceza verilmesine yer olmadığı vb) Bu nedenle kanımca mahkumiyet dışında verilen kararlar hukuk hakimi için "delil" olmalıdır.
Yine, iftiraya uğramış ve sonuçta aklanarak beraat etmiş bir kişinin eşine bu maddeye dayanılarak dava hakkı tanınması ve boşanmaya hükmedilmesi ne kadar adalete uygundur bu da tartışılır.