Mesajı Okuyun
Old 02-11-2012, 10:14   #5
Av.Duygu Işık Behrem

 
Varsayılan

Bu konuda farklı mahkemelerde özet olarak şu şekilde kararlar ile karşılaştım (anımsadığım kadarı ile yazıyorum);

1. (Eski yasa döneminde) "... talebin kabulü ile süre uzatım kararının verildiği tarihten itibaren başlamak üzere ... gün ek süre verilmesine..."

2."... talebin kabulü ile davaya cevap süresinin sona erdiği tarihten itibaren başlamak üzere ek süre verilmesine..."

3. "... dava dilekçesinin tebliğine ilişkin tebligat parçası beklenerek, buna göre süre uzatım talebi süresinde yapılmış ise talebin kabulüne..." (bu zaten tam bir muamma!!!)

4. "... talebin kabulü ile davalı yana talep etmiş olduğu sürenin verilmesine ve kararın taraflara tebliğine..."

Kısacası bu konuda her mahkeme farklı uygulamalar içerisinde... Ben süre uzatımın başlayacağı tarih açısından, tebliğin daha sağlıklı olacağını düşünüyorum.
Çünkü bu konuda şöyle bir sorun yaşadım. Ankara'daki bir dava dosyasında süre uzatım talep etmiş idim. Kendileri 1. sırada belirttiğim şekilde karar vermişlerdi. UYAP o dönem çok etkin de kullanılmadığından kaydımı telefon ile bir türlü yaptıramadım. Bu nedenle dosyadaki gelişmelerden de haberdar olamıyordum.

Meğer Mahkeme süre uzatım kararını vermiş. Üstelik de uzatım süresinin başlangıcını kararın verildiği tarihten itibaren hesaplanmak üzere vermiş. Süre uzatım kararının verildiği tarih cevap süremin dolmasından 4-5 gün öncesi de olunca abuk sabuk bir zaman dilimi ortaya çıkmıştı ve neredeyse uzatım ile ilgili süre de kaçıyordu...

Bu nedenle ne olursa olsun, neye ilişkin olursa olsun (tefhime ilişkin istisnalar hariç olmak üzere) sağlıklı bir yargılama yürütebilmek için her türlü kararın ilgililere tebliğ edilmesi gerektiği düşüncesindeyim.