Mesajı Okuyun
Old 22-11-2010, 15:51   #5
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan outlawyer
Aksi görüşte bir yargıtay kararı olabileceğini umuyorum ve bekliyorum. Saygıyla ...

Meslektaşım olumsuz da olsa, önünüzü daha net görebilmeniz için bir karar da ben ekliyorum. Umduğunuz yönde bir karara ise taramalarımda rastlayamadım. Kolay gelsin. Saygılarımla.
T.C.

YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

E. 2009/9364

K. 2009/12336

T. 2.12.2009

• CEZA MAHKEMESİNCE VERİLEN MAHKUMİYET ( Maddi Vakıa Tespiti Yapan Beraat Kararı Hukuk Hakimini Bağlayacak Olması Karşısında Mahkemece Ceza Yargılamasının Sonucunun Beklenilmesi Gerektiği )

• MADDİ VAKIA TESPİTİ ( Yapan Beraat Kararı Hukuk Hakimini Bağlayacak Olması Karşısında Mahkemece Ceza Yargılamasının Sonucunun Beklenilmesi Gerektiği - Kesinleşen Ceza İlamının Taraflar Arasındaki Üye İşyeri Sözleşmesinin İlgili Hükümleri İle Birlikte Değerlendirilmesi Gerektiği )

• ALACAK DAVASI ( Maddi Vakıa Tespiti Yapan Beraat Kararı Hukuk Hakimini Bağlayacak Olması Karşısında Mahkemece Ceza Yargılamasının Sonucunun Beklenilmesi Gerektiği )

• YARGILAMA GİDERLERİ ( Alacak Davası - Dava Tarihi İtibariyle Haklılık Durumu Nazara Alınarak Kabul ve Reddedilen Miktara Göre Sorumluluklarına Karar Verileceği )

818/m.53


ÖZET : Dava, alacak istemidir. Ceza mahkemesince verilen mahkumiyet ve maddi vakıa tespiti yapan beraat kararı hukuk hakimini bağlayacak olması karşısında, mahkemece ceza yargılamasının sonucunun beklenilmesi, kesinleşen ceza ilamının taraflar arasındaki üye işyeri sözleşmesinin ilgili hükümleri ile birlikte değerlendirilmesi ve davalı bankanın hukuki durumunun bu bağlamda tayin ve takdir edilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Kabul şekli bakımından dava tarihi itibariyle haklılık durumu nazara alınarak kabul ve reddedilen miktara göre tarafların yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumluluklarına karar verilmek gerekir.
DAVA : Taraflar arasmda görülen davada Ankara Asliye 8. Ticaret Mahkemesi'nce verilen 25.04.2007 gün ve 2006/391-2007/193 sayılı kararı onayan Daire'nin 22.01.2009 gün ve 2007/11425-2009/525 sayılı kararı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkili şirketin Devrek ilçesinde faaliyet gösterdiğini, yabancı uyruklu 3 kişinin müvekkili şirketten mal satın alıp bedelini kredi kartı ile POS makinesinden geçirilmek suretiyle ödediklerini, 16.641.628.350 TL mal tutarının müvekkilinin davalı Bankanın Devrek şubesindeki hesabına geçmesi gerekirken davalı tarafından yabancı bankalardan gelebilecek itirazlara karşılık paranın bloke edildiğini, oysa paranın ödenmemesinin haklı ve geçerli bir nedeninin bulunmadığını ileri sürerek, bu meblağın işlem tarihi olan 17.09.2001 tarihinden itibaren tahsilini talep ve dava etmiş, 25.04.2007 tarihli oturumda asıl alacak olan 17.950.000.000 TL'nin davanın açılmasından sonra blokenin kaldırılması üzerine 04.10.2002 tarihinde tahsil ettiklerini, işlem tarihinden ödeme yapılan tarihe kadar olan işlemiş faiz alacaklarının ödenmediğini, asıl alacak istemlerinin dava sırasında konusuz kaldığını belirterek, ödenmeyen 12.038.00 YTL işlemiş faiz alacaklarının tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, davacının kredi kartı üye işyeri sözleşmesi gereğince müvekkili bankanın müşterilerinden olduğunu, yurt dışı bankalara ait kredi kartları ile tek alışveriş için birden fazla slip düzenlenerek gerekli kimlik kontrolü yapılmadan 17.950.000.000TL tutarında işlem gerçekleştirildiğini, sözkonusu kartlardan yapılan işlemlerin yurt dışı bankalarla yapılan görüşmeler sonucunda sahte olduğunun anlaşıldığını, müvekkili bankanın riskinin devam ettiğini savunarak davanın reddini istemiş, 04.10.2002 tarihinde konulan blokeyi kaldırmıştır.
Mahkemece, asıl alacağa ilişkin dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, işlemiş faize ilişkin olarak ise davanın kısmen kabulü ile 10.632,92 YTL'nin davalıdan tahsiline dair verilen karar taraf vekillerinin temyizi üzerine Dairemizce düzeltilerek onanmıştır.
Davalı vekili bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dava üye işyeri sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, davalı Banka tarafından davacı hesabına 17.09.2001 tarihinde konulan blokenin 04.10.2002 tarihinde kaldırıldığı ve asıl alacağın davacıya ödendiği, bu nedenle istemin asıl alacağa yönelik olarak konusuz kaldığı dosya kapsamı ile sabittir.
Mahkemece, davacının satış yaptığı kişilere ait kredi kartlarının sahte olduğunun savunulmasına rağmen kanıtlanamadığı, davalının koyduğu blokenin haksız olduğu, bu nedenle işlemiş faizden davalının sorumlu olduğu gerekçesiyle, asıl alacağa ilişkin dava konusuz kaldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına işlemiş faize ilişkin işlemin ise kısmen kabulüne karar verilmiş ve bu karar taraf vekillerinin temyizi üzerine Dairemizce davacı yararına düzeltilerek onanmıştır.
Oysa, yargılama sırasında dava konusu olayla ilgili olarak hazırlık tahkikatı devam ettiği savunulan ve temyiz dilekçesine ekli ilamdan da davalının müdahil olarak katıldığı anlaşılan Zonguldak 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 26.10.2007 gün 2005/277 esas 2007/176 karar sayılı ilamı ile davacı şirket ortaklarından olan Adem T.'ın maddi vakıa tespiti yapılarak bankayı vasıta kullanmak sureti ile dolandırıcılık suçundan mahkum edildiği, ancak anılan ceza mahkemesi kararının henüz kesinleşmediği anlaşılmakta olup, gerek davacı şirket yetkilisi ve gerekse ortağı aleyhine açılan ceza davasının derdest bulunması ve BK.nun 53. maddesi uyarınca ceza mahkemesince verilen mahkumiyet ve maddi vakıa tespiti yapan beraat kararı hukuk hakimini bağlayacak olması karşısında, mahkemece ceza yargılamasının sonucunun beklenilmesi, kesinleşen ceza ilamının taraflar arasındaki üye işyeri sözleşmesinin ilgili hükümleri ile birlikte değerlendirilmesi ve davalı bankanın hukuki durumunun bu bağlamda tayin ve takdir edilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekçeleriyle mahkemece verilen hükmün davalı yararına bozulması gerekirken Dairemizce düzeltilerek onandığı anlaşılmış olmakla, davalı vekilinin karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairemizin 22.12.009 günlü ilamının kaldırılarak mahkeme kararının açıklanan nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
Öte yandan, kabul şekli bakımından dava tarihi itibariyle haklılık durumu nazara alınarak kabul ve reddedilen miktara göre tarafların yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumluluklarına karar verilmek gerekirken mahkemece, bu husus göz ardı edilmek sureti ile yazılı şekilde hüküm tesisi de kabul şekli bakımından doğru bulunmamıştır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin 22.1.2009 gün 2007/11425 esas 2009/525 karar sayılı ilamının kaldırılarak mahkeme kararının davalı yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin, temyiz ilam ve karar düzeltme harçlarının temyiz eden ve karar düzeltme isteyen davalıya iadesine, 02.12.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.