Mesajı Okuyun
Old 23-10-2006, 15:28   #19
Av.Duygu Işık Behrem

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşlarım ve sevgili öğrenci arkadaşlarım,
Bu tartışma konusu daha önce de pek çok defa çeşitli başlıklar altında gündeme gelmişti.Bunca zaman tek bir söz etmemiştim ancak bir vakıf üniversitesi mezunu olarak kendimde de söz hakkı görüyorum artık.

Bu konuda ortak bir kanı yaratmak hayata ve insana dair pek çok alanda olduğu gibi imkansız görünüyor. Sanırım bazı arkadaşlarımızın kafalarındaki bir takım önyargı ve yanılgıları yıkmak için bizlerin, onlardan biraz daha fazla çaba göstermemiz gerekiyor. Bunun sebebi ise aldığımız eğitimin eksikliği değil (kaldı ki çok değerli öğretim görevlilerden dersler almış bir vakıf üniversitesi mezunuyum; ben de aldığım eğitimden oldukça memnunum); klişeleşmiş önyargılardır. Bu görüşler sayesinde biz zaten mesleğe 1-0 yenik başlıyoruz. Ancak önemle belirtmek isterim ki bu önyargıya sahip insanların gözünde "yenik" başlıyoruz, esasen herhangi bir yenikliğimiz mevcut değildir. Şimdiye kadar 2 ayrı yerde çalıştım ve ilginçtir ki çalıştığım 2 yerde de bana şöyle bir söz söylendi; "özel üniversiteler konusundaki önyargılarımı yıktın!" Bu benim yeteneğimle ilgili bir şey değildi kanımca...Belki ben yetenekli bile değildim, sadece birlikte çalıştığım meslektaşlarım, bizim hiçbir şey bilmediğimizi ve kendimizi geliştirmek adına hiçbir çaba sarfetmediğimizi düşünüyorlardı; bu nedenle de yanlarında çalıştığımızda, çabamızı, hukuka olan sevgimizi, özverimizi, yazıp çizdiğimizi, sosyal yaşantımızda da çok farklı ilgi alanlarımızın olabileceğini, bizlerin sadece "baba parası yiyen" "akılsız"lar olmadığımızı ve dahi pek çok şeyi farkettiler. Ne yazık...

Ben vakıf üniversitesinden mezun olmuş bir hukukçu olarak, bir devlet üniversitesi mezununu ya da öğrencisini bu şekilde aşağıladığımı hiç hatırlamıyorum, çünkü en başta bu "AYIP"tır, insancıl bir yaklaşım değildir, hele ki bir hukukçunun sadece 3-5 kişiyi gözlemleyerek edinebileceği bir bilgi hiç değildir. Hukukçu, temeli sağlam iddialar ortaya atmalıdır. Daha önce de başka bir başlık altında bir arkadaşımız, vakıf üniversitelerindeki öğrencilerin ellerini kollarını sallayarak vize ve finalleri geçtiğinden söz etmişti. Acaba bu arkadaşım bizimle birlikte vize ya da finallere mi girdi? Kaldı ki girdi ise bu hangi üniversitede oldu? Ben eğitim öğrenim hayatım boyunca hiçbir dersin sınavından "elimi kolumu sallayarak" geçtiğimi hatırlayamıyorum. Ben ve tüm arkadaşlarım aldığımız eğitimi kişisel beceri ve çalışmalarımızla harmanlayarak bu sınavları atlattık, ter döktük, emek verdik. Böyle tek kalemde üzeri karalanıp atılacak bir emek de değildi bu!Uzun geceler, uykusuzluklar sonrası sinir bozukluklarıyla dökülmüş gözyaşları da süslerdi kimi zaman kitapların, notların üstünü, çünkü "hepimizin" bildiği gibi hukuk eğitimi almak öyle kolay bir süreç değildi.
Yoksa ben geçici hafıza kaybı mı yaşıyorum? Sizler ne dersiniz?Elimizi kolumuzu sallayarak mı mezun olduk bizler?

Sevgili Brusk arkadaşımızın yaklaşımı beni gerçekten rahatsız ediyor; kendisinin bu tür mesajlarına daha önce de rastlamıştım yazık ki... Bu kininin sebebini de anlayabilmiş değilim?!?Ancak ben, bir meslektaşımdan bunları duymamayı ve duymamış olmayı yeğlerdim.

Burada tartışılması gereken kanımca özel üniversite- devlet üniversitesi ayrımı değil, bu ülkenin birer vatandaşı olarak ülkemizin çok değerli devlet üniversitelerinin de en az vakıf üniversiteleri kadar iyi koşulları gerek öğretim üyeleri gerekse öğrencileri için sağlaması gerekliliğidir. Keşke devletin eğitime ve öğretime ilişkin ayırdığı bütçe artırılsa da bu tartışmaların hiçbirine gerek kalmadan,T.C. Anayasası ile güvence altına alınmış bulunan haklarımızdan olan eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi gereği gibi vücut bulabilse... Sonuç olarak diyeceğim odur ki, küçük hesapları, karalamaları bırakalım, bir ülkenin gelişiminin en temel taşlarından birini oluşturan eğitim ayağının esaslı sorunlarını tespit ve kabul edip bu noktada elimizden geldiğince çözüm üretmeye çalışalım.
Sevgi saygılarımla.