Mesajı Okuyun
Old 16-01-2009, 12:27   #3
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Sn.Katılımcı

Yerel mahkemenin talebinizi reddetmesi karşısında elbette Yargıtay yolu da denenebilir.Fakat bildiğimiz kadarı ile Yargıtay bu konuda hala ve hep olumsuz karar veriyor.Yargıtay'ın olumsuz kararı sonrasında A.İ.H.M e başvuruların olduğunu biliyoruz.

Kaldı ki taraf olduğumuz sözleşmeleri doğrudan uygulama konusunda Mahkemeler ve Yargıtay ve hatta Anayasa Mahkemesi oldukça cimri davranmakta hatta sözleşmelerin ruhuna aykırı kararlar da verebilmektedir.

Anayasa Mahkemesi 10 yıl önce aynı konuda aşağıdaki gerekçe ile talebi reddetmiştir.

Süre gözönüne alındığında bir Mahkemenin Anayasa'ya aykırılık konusunda başvuru kararı vermesi için bu yol da açık bulunmasına karşılık TMK daki düzenlemeyi kılavuz kabul eden mahkemeler bu yolu da denememektedir.

Ama benim kişisel kanaatim sözleşmelere,A.İ.H.Mahkemesi İçtihatlarına (Tekeli davası)rağmen bu konuda uygulamayı değiştirmeyen Türkiye'de bu konuda etkin iç hukuk yolu bulunmamaktadır.

Temyiz etmeyerek kararı kesinleştirebilir ve bu tarihten sonra 6 ay içinde A.İ.H.M.'e başvurabileceğinizi düşünüyorum.


Anayasa Mahkemesi Gerekçeli Kararından:


Alıntı:
İtiraz konusu "Kadın evlenmekle kocasının soyadını alır" kuralı kimi
sosyal gerçeklerin doğurduğu zorunluluklardan ve yasakoyucunun
yıllar boyu kökleşmiş bir geleneği kurumsallaştırmasından
kaynaklanmaktadır. "Aile hukuku" öğretisinde de kadının erkeğe göre
farklı yaratıldığı, zorunluluklar ve toplumsal gerçekler karşısında
kadının korunması, aile bağlarının güçlendirilmesi, evlilik
birliğinde düzen ve uyum sağlanması, aile içinde iki başlılığın
önlenmesi gerektiği gibi hususlarda görüşler bulunmaktadır.
Kullanılan aile isminin kuşaktan kuşağa doğumla geçmesiyle aile
birliği ve bütünlüğü devam etmiş olacaktır. Aile birliğinin
sağlanması için yasakoyucu eşlerden birisine öncelik tanımıştır.
Kamu yararı, kamu düzeni ve kimi zorunluluklar soyadının kocadan
geçmesinin tercih nedeni olduğunu göstermektedir. Kaldı ki itiraz
konusu kural da aile isminin sadece erkeğin soyadına bağlanacağı
öngörülmemekte, kadının başvurusu durumunda kocanın soyadıyla
birlikte kızlık soyadını da kullanma olanağı bulunmaktadır.
Kadının evlenmekle kocasının soyadını almasının cinsiyet ayırımına
dayanan bir farklılaşma yarattığı savı da yerinde değildir.
Anayasa'nın 10. maddesinde öngörülen eşitlik, herkesin her yönden
aynı kurallara bağlı olacağı anlamına gelmez.
Kişilerin haklı bir nedene dayanarak değişik kurallara bağlı
tutulmaları eşitlik ilkelerine aykırılık oluşturmaz. Durum ve
konumlarındaki özellikler kimi kişilerin ya da topluluklar için
değişik kuralları ve uygulamaları gerekli kılabilir. Yasakoyucunun
aile soyadı olarak kocanın soyadına öncelik vermesi belirtilen haklı
nedenler karşısında eşitlik ilkesine aykırılık oluşturmamaktadır.
Bu nedenle, itiraz konusu kural Anayasa'nın 10., 12. ve 17.
maddelerine aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir.
Yalçın ACARGÜN, Mustafa BUMİN ve Fulya KANTARCIOĞLU bu görüşlere
katılmamışlardır.
VI- SONUÇ
17.2.1926 günlü, 743 sayılı "Türk Kanunu Medenisi"nin 153.
maddesinin 4248 sayılı Yasa ile değiştirilen birinci
fıkrasındaki "Kadın, evlenmekle kocasının soyadını alır" kuralının
Anayasa'ya aykırı olmadığına ve itirazın REDDİNE, Yalçın ACARGÜN,
Mustafa BUMİN ile Fulya KANTARCIOĞLU'nun karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA
29.9.1998 gününde karar verildi.
Başkan
Ahmet Necdet SEZER
Üye
Samia AKBULUT
Üye
Haşim KILIÇ
Üye
Yalçın ACARGÜN
Üye
Mustafa BUMİN
Üye
Sacit ADALI
Üye
Ali HÜNER
Üye
Lütfi F. TUNCEL
Üye
Fulya KANTACIOĞLU
Üye
Mahir Can ILICAK
Üye
Rüştü SÖNMEZ