Mesajı Okuyun
Old 24-12-2008, 00:44   #4
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Demokrasi , adalete ulaşım :

İstanbul Barosu 18.12.2008 tarihli ve 7/248 sayılı Yönetim Kurulu kararı ile Kadın Hakları ve Çocuk Hakları merkezinde nöbet ve dosya atama listelerinin adli yardım çatısı altında birleştirilmesine karar vermiştir.


Kadın Hakları ve Çocuk Hakları Merkezleri zaten ödemelerini adli yardım bütçesinden karşılamaktadır.Öyle ise ödeme kaynağında birleştirilecek yeni bir şey yoktur. Yeni olan şey ise büyük emek,çaba,zaman harcanarak adalete ulaşım için gerçekleştirilmiş bir çalışmanın hiç olmamış sayılmasıdır.Dolayısı ile bu aslında yeni bir şey değil,olmayan haliyle eski bir şeydir.

Bu uygulama kadın ve çocuk alanında meslek içi eğitimden geçmiş ve deneyim biriktirmiş avukatların ,bu deneyimlerinin önemsizleştirilmesidir.4-Bu uygulama başvurucuların daha ilk görüşme sırasında kendi sorunu ile ilgili/bilgili bir avukatla karşılaşma ihtimalinin giderek daha da azalması demektir.

Bu uygulama sadece ilk görüşme sırasında değil,ortak listeden yapılacak atamaların,avukatların tercihlerine göre yapılmaması demektir.Bu uygulama aslında her alanda uzmanlaşmanın desteklenmesi yerine,uzmanlaşmanın engellenmesidir.

Baronun yapması gereken merkezlerin kapatılması değil,daha çok alanda merkezin oluşması için katkı sağlamak olmalıdır.Örneğin İşçi Hakları Merkezi,Hasta Hakları Merkezi.....Meslek içi eğitimi önemsizleştiren bu uygulama sonucunda artık CMK servisinde yer almak için de meslek içi eğitim ölçütünden vazgeçilecek midir?Doğrusu merak ediyorum.

Yine merak ediyorum ;bu uygulama kime ne yarar sağlayacak ve hangi sorunu çözecektir?Daha da önemlisi kadınlara ve çocuklara yarar sağlayacak ve adalete ulaşmalarını kolaylaştıracak mıdır?

Daha pek çok soru sormak ve yanıtsız kalmak mümkün.

Ama işin doğrusu bu son geri adım kararı çok da şaşırtıcı değildir..İlgililer hatırlayacaktır.İki yıl önce ve yine bir seçim sonrasında İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Kadın Hakları Uygulama Merkezi ile Kadın Komisyonunun birleştirilmesine karar vermiştir.Fakat bu alınan karar Kadın Hakları Uygulama Merkezi üyelerine bildirilmemiştir.

Hemen sonrasında Merkezin adından uygulama sözcüğü kaldırılarak KADIN HAKLARI MERKEZİ denmiş ve merkez üyesi 700 den fazla avukata şimdi olduğu gibi mesajla bile haber verilmeden çalışma grubu seçimi yapılmış,merkez başkanlıkları yönetim kurulu tarafından atanmıştır.

Seçimlerin yapıldığı toplantıda merkez üyesi bir grup avukatın talebi ile tutanağa bu konu geçmiş ,itirazcıların yönetime usule uygun olmayan seçimin iptali için dilekçe vermeleri hiç bir sonuç vermemiştir.Talep reddedilmiştir.

İki yıl önce olanlarla bu gün olanlar arasında çok önemli bir ilişki olduğunu,bu gün adalete ulaşım konusunda yaşanan sorunun aslında bir demokrasi sorunu olduğunu , birinde yaşanacak kaybın diğer alanı da kayba uğratacağını düşünüyorum.