Mesajı Okuyun
Old 14-01-2007, 23:29   #14
calikusu_kamuran

 
Varsayılan yasak: Gücün yetmediği engel.

Syn. Av.Şehper Ferda DEMİREL, yasak kavramının anlamını çözmeye çalışmaktayız. Diyelim ki bir dairenin-çemberin içindesiniz, işte bu daire içi sizin için ulaşılabilen önünde engel olmayan tüm işlerdir. Onlara kolaylıkla ulaşabilirsiniz. Peki dairenin o çemberini bir duvar olarak düşünün ve çevrenizi sarmış olarak düşünün, işte bu dış alem sizin için kırılmaz bir duvardır ve herbiri suçu teşkil eder. Hukuk der ki benim tanımımda KİŞİ bu duvarı kıramaz olarak tanımlanır. Yani bu duvarı kırmaya gücü yoktur(var değildir). Diğer yandan bu duvarı kırma yetisi doğa tarafından insana tanınmıştır, yani insan doğanın yapmış olduğu maddi insan tanımı içinde düşünülürse bu hukukun tanımladığı duvarı kırabilirdir. Biri akılca yapılan tanımlama ki yapısal-düşünsel bir tanımdır, diğeri ise doğanın yapmış olduğu bir tanımdır ki maddi-fiziksel-doğal bir tanımdır. Şimdi hukuk kendi tanımlaması ile yepyeni bir KİŞİ yaratmaktadır. İşte hukukun tanımladığı bu KİŞİ yontulmuş bir kişidir. Yani doğanın insana vermiş olduğu bazı yetenekleri hukuk yontarak YENİ BİR KİŞİLİK ortaya koymuştur. Şimdi diyor ki hukuk yontulmamış KİŞİ olamazsınız. Benim tanımladığım kişi olursunuz. Eğer yontulmamış bir kişi olursanız ki bu kişilik ancak belli şartlarda adam öldürme eylemini gerçekleştiren kişidir. Yani belli bir sonucu icra ederse bu yontulmamış kişi olunuyor. İşte hukuk tam burda bu yontulmamış-hukukça olumlu olarak tanımlanmamış kişiyi cezalandırmaktadır ki cezalandırılan eylem değil YONTULMAMIŞ KİŞİDİR. Yani gidişat şöyle herhangi bir suje olumlu olarak öngörülmemiş eylemi yapar ve sonuç olarak ortaya YONTULMAMIŞ KİŞİ doğmuş olur. Yani yontulmamış kişilik oluşumu bir SONUÇTUR. İlk başta normal bir kişi iken belli bir eylemi yaparak yontulmamış kişi haline dönüştü. İşte yontulmamış bir kişilik burada bir sonuçtur. İŞTE TAM BURADA normal kişinin önüne BİR DUVAR OLARAK bir eylemin yasak olduğu düşüncesi çıkıyor. Sonra düşüncende bu duvarı yıkıyorsun ve sonra bunu maddi olarak da yıkıyorsun. Yani ortada ENGEL-DUVAR olarak varlığı olan şey YALNIZCA BİR SONUCUN DÜŞÜNCESİDİR. Buna maddi olarak bir engel yoktur yani adam öldürme eylemi ile aramızda bir MADDİ SET yoktur, sadece düşünsel bir set vardır.
HUKUK ZATEN ÖNCELİKLE YAPISALDIR-DÜŞÜNSELDİR-MANEVİ(yani mana=düşünce)" dir. DÜŞÜNCEDE YENİ BİR KİŞİ OLUŞTURMA İŞİYLE BAŞLAR HUKUK. Fakat burada hukukun olumsuz olarak öngördüğü kişiye bu olumsuzluğu veren belli bir eylemin belli şartlar ile yapılmasıdır. Yani böyle bir kişiliğin doğumu için maddi bir olay olarak örneğin adam ölmesinin doğması gerekiyor. Ki suçlu, adamı öldürme eylemini belli şartlar ile yaptığı için SUÇLU kişiğine-sujesine-öznesine-yapıcısına dönüşür.

Ben de şimdi soruyu soran meslektaşa soruyorum ki nasıl bir yasak kavramı istiyorsunuz? DÜŞÜNSEL Mİ YOKSA MADDİ Mİ? Yani ortada düşünsel yani düşüncede beliren bir engel-set var diyorum. Siz hangisini soruyorsunuz diyorum, ortada maddi bir engel yok diyorum sadece düşünsel bir engel var diyorum. Fakat maddi anlamda ortada bir engel yoktur sadece aksine maddi bir engel olmadığı için maddi olarak gerçekleştirme imkanı mevcut olan bir imkan var diyorum. İşte tam burda adam öldürme eylemi önünde maddi bir engel-set olmadığı için eğer bu eylemi yapar iseniz YONTULMAMIŞ KİŞİLİĞİNİZ sonuç olarak ortaya çıkmış olacağından artık cezalandırma eyleminin sebebi olarak bu YONTULMAMIŞ KİŞİLİĞİN DOĞUMU vardır ortada ve buna sonuç olarak ise CEZALANDIRMA eylemi doğar.

Yani ortada maddi bir engel-yasak-set yoktur sadece hukuki-düşünsel-yapısal-şekli bir engel vardır diyebiliriz.

SAYGILARIMLA. Umarım bir önerme-cümle hatası yapmadım.