Mesajı Okuyun
Old 26-08-2010, 08:43   #4
halit pamuk

 
Varsayılan

Tereddünüzü anladım. Burada açılacak dava yolsuz tescil nedeniyle tapu iptal ve tescil davasıdır. Söz konusu olayda tescilinin dayanağını teşkil eden kararın yok hükmünde olduğu bu nedenle yolsuz tescil nedeniyle Adli yargıda dava açılacak. Eğer ortada hukuk uygun olup olmadığı tartışmalı bir karar olsaydı ve bu karar idare mahkemesince iptal edilmedikçe yolsuz tescilden sözedilemeseydi bu durumda idare mahkemesinde dava açılmadan adli yargıda dava açmanın bir anlamı olmazdı.

Daha açık ifade etmen gerekirse, Köy tüzel kişiliği tarafından alınan kararın köy kanuna ve diğer idari mevzuata aykırı olup olmadığı tartışması yapılacak olsaydı bu kararın idari yargı denetiminden geçmesi söz konu olabilirdi ama burada tapuya dayanak teşkil eden bir kararın yok hükmünde olmasından dolayı yolsuz tescil vardır.

Kanaatimce doğrudan adli yargıda yolsuz tescil nedenine dayalı tapu iptal ve tescil davası açılmalıdır.Yolsuz tescilin iptali özel hukuk hükümlerine göre araştırma yapmayı gerektirdiğinden davaya bakmakta da adli yargı görevlidir.


T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi

Esas : 2004/6129
Karar : 2004/6866
Tarih : 12.10.2004

YOLSUZ TESCİL
MÜLKİYET İDDİASI
GÖREV


Özet :Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş veya yolsuz olarak terkin olunmuş ya da değiştirilmiş ise, bu yüzden ayni hakkı zedelenen kimse tapu sicilinin düzeltilmesini dava edebilir. Davanın görüleceği yer ise, İdari yargı değil Adli yargıdır.



( 4721 s. MK. m. 1025 ) ( 1086 s. HUMK. m. 8 )
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 21.8.2003 gününde verilen dilekçe ile sözleşmeye aykırılık nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; yargı yolu yönünden mahkemenin görevsizliğine dair verilen 21.10.2003 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

KARAR

Davada imtiyaz sözleşmesinin 20/A ve 21/a maddelerine dayanılarak mülkiyeti Hazineye ait olması gereken davalı üzerindeki taşınmazın tapu kaydının iptali ve Hazine adına tescili istenmiştir. Gerçekten, Türk Medeni Kanunun 1025 maddesi uyarınca bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş veya yolsuz olarak terkin olunmuş ya da değiştirilmiş ise, bu yüzden ayni hakkı zedelenen kimse tapu sicilinin düzeltilmesini dava edebilir. Davanın görüleceği yer ise, İdari yargı değil Adli yargıdır. Burada, taraflar arasında imtiyaz sözleşmesinin bulunması ve bu sözleşmenin taraflar arasında idare hukuku ilişkisi kurmasının bir önemi yoktur. Dava, mülkiyet iddiasına dayandırıldığı halde, Mahkemece, çekişmenin giderileceği yerin idari yargı olduğundan söz edilerek görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamıştır. Uyuşmazlığın esasının incelenmesini teminen karar bozulmalıdır.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halende yatırana iadesine, 12.10.2004 tarihinde oybirliği ile karar verildi.