Mesajı Okuyun
Old 29-10-2006, 11:42   #13
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın Av. Bülent Akpunar

Keşke bu kararı bulmasaydınız. Çok üzücü bir karar.

İnsanlık henüz çok geri.. Yeterince ilerlediğinde Yargıtay da görüş değiştirecektir.

Mahkemeler olaylara toplumun gözüyle değil, adalet açısından bakmalı; toplumun geriliğini ilam haline getirmek yerine, ilamları ile topluma adaleti ve doğruyu ilan etmelidir.

Doğru nedir ? Bu olayda iki doğru vardır :

1- Tecavüze uğramış bir kadına, sevgi ve şefkate en çok ihtiyaç duyduğu bir sırada, mahkemece pislik gibi davranılması hiç bir adalet anlayışı ile açıklanamaz.

2- Tecavüze uğradı diye karısını boşamayı düşünen bir koca, hiç bir evliliğe layık değildir: Eğer karı isterse, evlilik boşanma ile HEMEN sonuçlandırılmalı; kocanın bütün mal varlığı karısına tazminat olarak verilmelidir. Ayrıca BİR DAHA EVLENMESİ YASAKLANMALIDIR. Sevmekten nasibini alamamış olan bu adam hiç bir zaman koca olamaz; olmamalıdır.

Her ne kadar cinsel yaşam böyle bir olayla etkilenmemesi gerektiği halde, karının yaşadığı travma nedeniyle etkilense bile, bu durum dahi koca açısından bir boşanma nedeni olarak görülmemelidir. Mahkemelerce evliliklere kocanın cinsel ihtiyacı açısından değer atfetmek, evliliğin asıl değerini sıfıra indirmek demektir. Sevgi olmadan cinsellik olmaz.

Evlilik eşler açısından bir yelpaze gibi ferahlık sağlayan bir beraberliktir: Cinsellik bu yelpazenin sadece bir kanadı olabilir; eğer evliliğin eşler arasında bir değeri varsa, cinsellik olmasa da olur. Yelpazenin bir kanadı olmasa da ferahlık verir. Ama cinselliğe gerekenden fazla değer verilirse, güzelim yelpaze yerine, elimizde çomak gibi tek bir kanat kalacaktır.

Ayrıca, kadını, evlilik içinde dahi, cinsel bir meta olarak görmek, kadına yapılan büyük bir haksızlıktır.

Neyse ki tesellimiz var : yerel mahkeme hakiminin doğru kararı gelecekten umutlu olmamızı sağlıyor.

Saygılarımla