Mesajı Okuyun
Old 08-05-2006, 16:16   #6
Veysel

 
Varsayılan tecavüzün faturası

Merhaba ; Habibe hanım yine içimizi karartan, bir o kadar da insan olarak bizi düşünmeye sevk eden bir olay yakalamış.
Bu tip olayların teşhisleri hep doğru yapılmış, ama nedense hiç bir zaman tedavi edilmemiş/edilememiştir. Çünkü toplumun geldiği nokta; kör, duygusuz ve bencil. Bana değmeyen yılan hikayesi... Bu olayı okuduktan sonra önce bir irkiliyoruz, sonra da müthiş bir acıma duygusu. Sadece o kadar. O baba, anne sizler/bizler, o çocuk bizim çocuğumuz olabilirdi. Ne yazık ki ülkemizde böyle olmayacağının hiç bir teminatı yok. Farzedelim ki fail yakalandı, adli tıp da belgeledi. Sonuç; o kız zorla ya onunla evlendirilecek, yada 3-5 yıl yatıp iyi halinden salıverilecek. (ki bir daha yapsın) ve kahramanlar gibi cadde ve sokakları arşınlayacaktır. Var mı dahası..?
Ölüm ve sakatlıkla sonuçlanan gasp, kapkaç ve hırsızlık, töre cinayetleri (ki çağdaş hukukta buna uygulanan ceza indiriminin mantığını da bu güne kadar anlamış değilim, toplum kurallarının hukuk kuralları üzerindeki bir baskısı olarak nitelendiriyor ve kabullenemiyorum.), terör amaçlı ve toplu ölümlerle sonuçlanan eylem ve fiiller, ölümle sonuçlanan tecavüz olayların (vs. vs.) müeyyidesi kesinlikle "ölüm" olmalıdır. Bu gün ABD. dahi (ki demokrasi ve özgürlüğün beşiği olarak biliriz) bu uygulama varken bizim gibi ekonomik , sosyal ve kültürel evrimini tamamlamamış bir ülkede bu fiilleri "yaşam hakkı" açısından değerlendirip prim vermenin mantığı yoktur diye düşünüyorum. Ceza, yapılan eylem ve fiille orantılı , teşvik edici değil, caydırıcı olmalıdır. Bu bir çözüm mü ? tabii ki değil. ancak mağdurun ve kamu vicdanının rahatlaması için bunun gerekliliğine inanıyorum.
Ceza düzenlemesinde İslami kuralların esas alınmasına kesinlikle karşıyım. Bu düşüncelerimi, yine "yaşam hakkı " açısından değerlendirip çağdışı, militarist ve hatta gerici bulanlar olacaktır.
Saygılarımla.