Mesajı Okuyun
Old 30-12-2008, 12:38   #14
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 1987/7571
K. 1988/1612
T. 15.3.1988
• İTİRAZIN İPTALİ ( Davalının Borçlu Olduğu Bonolar Nedeniyle Yapılan İcra Takibine Vaki İtiraz )
• SÜRESİ GEÇTİKTEN SONRA AÇILAN İTİRAZIN İPTALİ DAVASI ( Davaya Tahsil Davası Olarak Bakılmasının Mümkün Olmaması )
• TAHSİL DAVASI ( Tahsil Davasında Alacağın Tahsili ile Birlikte İnkar Tazminatına da Hükmedilememesi )
1086/m.74,75,179
2004/m.67
ÖZET : Süre geçtikten sonra açılmış itirazın iptali davasının tahsil davası olarak kabul ve rüyeti mümkün değildir.

itirazın iptali davasında mahkeme sadece itirazın iptaline ve istek varsa, tazminatın tahsiline karar verecek; tahsil davasında ise alacağın ve istek varsa faizinin tahsiline karar verecek, tahsil talebi ile birlikte inkar tazminatı istemi de varsa, bu tazminat istemini reddedecektir: Çünkü tazminat sadece itirazın iptali davalarında öngörülmüştür.

DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı E.......... Asliye Hukuk Hakimliğince verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı banka vekili, davalının borçlusu olduğu toplam 1.000.000 liralık üç adet bonoya dayalı olarak yaptıkları icra takibine davalının itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile 1.000.000 liranın senet tarihlerinden itibaren %64.05 cari faizi ve %15 in kar tazminatıyla birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı, senetlerin zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, ( 1.000.000 )TL. nın takip tarihinden itibaren %63.8 temerrüt faizi ve %15 inkar tazminatı ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

Kararı taraflar temyiz etmiştir.

1 - 18/02/1965 tarih ve 538 Sayılı Kanunla değiştirilen İİK.nun 67 nci maddesine göre açılan itirazın iptali davası, açılış şekil ve süresi ile doğurduğu sonuçlar bakımından tahsil davasından farklıdır.

İİK.nun 67 nci maddesine göre itirazın iptali davası açılabilmesi için:

1 - İlamsız bir takip yapılmış olması,

2 - Borçlunun bu takibe itiraz etmiş olması,

3 - Alacaklının, itirazın kaldırılması için, icra tetkik merciine başvurmamış olması,

4 - Ve bu davanın davacısının itirazın alacaklıya tebliğinden itibaren bir yıl içinde mahkemeye başvurmuş olması lazımdır.

Oysa, tahsil davası açılabilmesi için bu koşulların hiçbirine gerek yoktur. Bu bir yıl içinde de tahsil davası açılabileceği gibi bir yıldan sonra da ve zamanaşımı süresi içinde ( hatta zamanaşımı geçtikten sonra dahi ) her zaman tahsil davası açılabilir. bu bir yıl geçtikten sonra ise itirazın iptali davası açılamaz. ( İİK.nun md. 67/son ).

Bu bir yılın geçip geçmediğini yargıç re’sen araştıracak ve bu süreden sonra açılmış itirazın iptali davası, süre geçmiş olması nedeniyle reddedilecektir. Süre geçtikten sonra açılmış itirazın iptali davasının HUMK.nun 74 üncü maddesine aykırı olarak tahsil davası olarak kabul ve rüyeti mümkün değildir.

Sonuçları bakımından da her iki dava türü ayrılmaktadır. Şöyle ki:

A - İtirazın iptali davalarında yargıç itirazın iptali ile yetinecek, ( talep varsa ) teminata da hükmedecek, alacağın ve dolayısıyla faizin tahsiline karar veremeyecektir. Tahsil davasında ise tahsile ilişkin hüküm kurulacaktır.

B - İtirazın iptali davasında yargıç talep varsa, İİK.nun 67/2 nci maddesi hükmü gereğince, alacaklı yararına %15’ten aşağı olmamak üzere tazminata hükmedecek iken alacağın tahsili davasında böyle bir tazminata hükmetmek söz konusu değildir.

C - İtirazın iptali davasında, yaptığı takipte alacaklının haksız ve kötüniyetli olduğu anlaşıldığı takdirde, davalının talebi halinde, alacaklı ( davacı )’da %15’ten aşağı olmamak üzere bir tazminata mahkum edilebilirken, tahsil davalarında davacının böyle bir tazminata mahkum edilmesi mümkün değildir.

D - Nihayet itirazın iptaline karar alan alacaklı, bu ilamı icra memurluğuna ibraz ile, borçlunun itirazı ile durmuş olan ilamsız icra takibine devam edecektir. Tahsil davasında ise davacı aldığı tahsil kararı üzerine ilamların icrası yoluyla takip yapacaktır.

Özetlemek gerekirse, itirazın iptali davasında mahkeme sadece itirazın iptaline ve istek varsa, tazminatın tahsiline karar verecek; tahsil davasında ise alacağın ve istek varsa faizinin tahsiline karar verecek, tahsil talebi ile birlikte inkar tazminatı istemi de varsa, bu tazminat istemini reddedecektir: Çünkü tazminat sadece itirazın iptali davalarında öngörülmüştür.

Açıklanan bu açılış koşulları ve doğurdukları sonuçlar arasındaki farklar nedeniyle itirazın iptali ve inkar tazminatı talebi ile tahsil isteminin bir arada dava edilmesi mümkün değildir.

O halde, hem itirazın iptali ve inkar tazminatı, hem de alacağın faizli veya faizsiz tahsili talebini içeren davalarda yargıç, neye karar vereceğini saptayabilmek için HUMK.nun 179/3 üncü ve 75/2 nci maddeleri hükümleri gereğince, ilk önce davacıya istek sonucu açıklattırmalı, bu istek sonucuna göre davanın koşulları haiz olup olmadığını araştırmalı ve davacının itirazın iptali veya tahsil davasını tarcih etmesi durumuna göre davayı sonucuna bağlamalıdır.

2 - Yukarıdaki bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.

SONUÇ : Yukarıda bir numaralı bentte gösterilen nedenlerle hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, iki numaralı bentte yazılı nedenle sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına 15/03/1988 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.