Birden çok arsa sahibi olduğunda genellikle bir arsa sahibi adına kat irtifakı tesis ediliyor. Arsa sahipleri arasında bir güven ilişkisi olmakta ve sanırım tapuda vs daha az uğraşmak için bu işlem yapılıyor. Sonuç olarak arada güven ilişkisi var ve bence burdaki güven ilişkisini vekalet akdi olarak nitelendirmek mümkün değil...

Zira, daireler başından beri tek arsa sahibi adına kayıt edildiğinden, bu arsa sahibinin, diğer arsa sahiplerine vekalet ettğini söylemek zordur. Sözleşme hükmü, "arsa sahiplerinde teminat olarak 1 daire ve 1 dükkanın kalacağını" öngörmüş ve bu hüküm bir arsa sahibi adına kat irtifakı tesis etmekle yerine getirilmiş. Burada, adına tescil yapılan arsa sahibi hiçkimseyi temsil etmiyor, ya da bir başkasının adına hareket etmiyor. Tamamen kendi ad ve hesabına hareket ediyor.

Aradaki ilişki (teminat yönüyle) bence sadece bu arsa sahibi ile yüklenici arasındadır. Bu arsa sahibi, 2 adet taşınmazı teminat olarak elinde tutmakla ve teminat şartı gerçekleştiğinde yani iskan alındığında yükleniciye devretmekle yükümlüdür. Bu şart gerçekleşmeden teminatı çözmesi (taşınmazları devretmesi) kendi ihtiyarındadır.

Bu işlem, ile diğer arsa sahiplerinin zararı doğdu mu, bu dahi tartışılabilir. Zira yüklenicinin müflis (sanırım burda kasdedilen ödeme güçlüğüdür) durumu malum olsa dahi, öncelikle yükleniciden tahsil yolu denenmelidir. Yükleniciden tahsil edilemezse zararın oluştuğu ancak o zaman söylenebilir.

Sn.avfatih, yerinizde olsam; Saim bey'in "vekalet akdi" önerisi ile dava yolunu denerdim, ancak denerken yukarıdaki çekincelerim de olurdu... Vekalet akdine dayanarak bir dava açmak için aradaki ilişkiyi nasıl "vekil-müvekkil, asıl-vekil, adına işlem yapan-adına işlem yapılan" denklemlerine oturturdum diye düşünürdüm. Ayrıca, daire ve dükkanın yükleniciye devri üzerinden çok zaman geçmemiş olmasına da dikkat ederdim.

Kolay gelsin...