Mesajı Okuyun
Old 14-09-2007, 11:02   #134
NİLGÜN SEYMEN

 
İnceleme Memleketimden kadın manzaraları...

Arada bir hastanelere gitmek, sağlığımız için gerekli kontrolleri yaptırabilmemiz için şarttır.

Bu periyodik gidip gelmeler arasında, rastladığımız insan manzaraları da görselliği arttıran çok önemli bir detaydır bence.

Neredeyiz, toplum olarak nerelere gidiyoruz kimiz, nasıl bir gövdeye sahibiz, bu gövdenin üzerindeki merkez ne

durumdadır,ne sunmaktadır bu bedenin gidişine.

Ben Zübeyde hanım hastahanesindeki izlenimlerimi çok daha derinleştirerek sıra bekleyen hastaların

gözbebeklerinden yüzlerindeki çizgilere kadar,

<< hüzün-heyecan- tedirginlik- mecburiyet- sevgi- acı- açlık- varsıllık & sefalet arasındaki med cezirler giyim kuşam diyalog- kendisini ifade edebilenler ile bedenlerindeki işlevselliklerin farkında bile olamadan fizyolojik iniş çıkışlardan sadece sancı ve ağrılar sonucunda kendisini hastanelere atan hemcinslerime ve de yanlarında onlara eşlik eden eşlerinin müracattaki yoğunluklarına>>

uzun uzun baktım gün boyunca.

DR. soruyor hastasına,

-Şikayetin nedir kızım,

-Hee doktor ben hanidir kirlenmiyom...

-Tarih nedir,

-Heeç bilmem,

-Git kızım şu tahlilleri yaptır gel.

Sonuç;

iki aylık gebelik.


Dr soruyor hastasına,

-Nedir şikayetin?

Karın bölgesini işaret ederek,

aha şuramda bi sancı bi sancı iki aydır dayanamıyom gali,

-İki aydır neredesiniz, diye bağırıyor doktor,

ultrason tetikleri sonucunda rahimde ölü cenin teşhis ediliyor...


Dr hastasına soruyor,

-Nedir şikayetin?

-Ben süt korur diyerekten , korunmadıydım da,

-Yaptır bakalım şu gebelik testini gel,

SONUÇ;

Hasta bir aylık gebedir.

Kızım kürtaj yapalım istersen bak bebeğin yeni,

kocan da annesi ile oturduğunuzu söyledi,

bunu büyütürsünüz ancak,

-Yok yok bizim oralarda günah,

doğsun doktor bey...

Doktor hastasına sorar,

-Kızım nedir şikayetin,

-Bilmem ki nasıl şeyettirsem doktor bey,

bu yedinci kız çocuğumdan sonra kocamın erkek çocuk diye baskısı,

ben gebe miyim diye geldiydim.

-İstemiyorsan yedinciden sonra deseydin ya kızım.

-Kocam kızar boşar beni.

-Ya sekizinci de kız olursa o zaman boşamaz mı_
-Hıı?

Offffffff of,

kendi bedenini kendi fizyolojisini tanımayan tanımlayamayan her on hastadan dokuz kadın tanıdım o karidorlarda.

Hele birisi vardı ki,

onu teşhis de edemedim teskin de.

Sadece mısralarım değdi onun haline.



Bir kadın ağlıyordu,

soramadım,

oturmuş hastahane karidorunun ahşap sırasına,

elleri başında ,

üzgün, yıkılmış ve de çaresiz hıçkırıklarla,

ağlıyordu dakikalarca,

soramadım,

Belli ki kaybetmişti bir sevdiğini,

ya karnındaki bebeğini,

ya eşini sevdiğini,

elinde telefonu,

basarken tuşları gözleri yağmur bulutu gibi dolu dolu,

sarsılarak tüm bedeni,

aldırmadan kendisini izleyenlere,

elleri başında,

yorgun ve de umutsuzca,

hem de hıçkıra hıçkıra,

bir kadın ağlıyordu,

soramadım.

Ya sana ne derse,

ya git başımdan diye beni üzerse,

tutmak istedim ellerinden,

korkma,

üzülme,

dertler paylaşılarak küçülür demek geçti içimden,

ama diyemedim,

derdin nedir diyemedim,

ama yüreğim kaldı o hastahane karidorunun,

3 numaralı polikliniğinin eşiğinde,

ağlıyordu bir kadın,

soramadım.

Kimbilir kaybı neydi,

nedendi çaresizliği,

üstesinden gelemediği neydi,

belki gideceği yer bile belli değildi,

belki de ailesi reddetmişti,

gencecik bedeni,

masmavi gözleri,

ve çaresizliği,

hastabakıcılar önünden geçerken,

sorgulayan gözlerle bakarken,

hiçbiri onun omzuna değemedi,

hiçbiri nedir bu halin diyemedi,

buydu işte toplumun insana biçtiği değeri,

ağlıyordu bir kadın,

soramadım,

soramadım,

soramadım...


İŞTE MEMLEKETİMDEN KADIN MANZARALARI.


NİLGÜN ÇAKICI/ BURSA