Mesajı Okuyun
Old 11-04-2007, 01:52   #8
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Uygulanan faiz, akdi faiz olup, 10-15YTL deyip, önemsemediğiniz borç 5-6 yıllık faiziyle 3000-4000YTL' düzeyine gelebiliyor. Cüzi bir rakamı ödediğinizi beyan ederek itirazla takibi durdurduktan yıllar sonra yeniden takip açılması iyiniyetli olmasa gerek.

Ancak ne yapıp edip, icra dairesinde geçmiş esas defterlerini sabırla inceleyip söz konusu takip dosyasını bulmanız ve bu surette delillerinizin izini sürmeniz gerekmektedir. Zira söz konusu uyuşmazlıklarda zamanaşımı 10 yıldır. Aşağıdaki ilk kararda bu husus vurgulanmıştır. Tesadüfen bulduğum 2. karar ise temerrüde düşme yönünden işinize yarayabilir. Abonelik sözleşmeniz karardaki gibi özellikler taşıyor ise sizi ancak geçmişteki takiple temerrüde düşürmüş sayılacaklarından ya bu takibi kendileri ortaya çıkaracaklar ya da bu takipten hiç bahsetmeyecekler sözleşme eski tarihli ise ikinci karardaki koşullar gerçekleşirse düşük bir ihtimal de olsa faizden kurtulmanız söz konusu olabilecektir.

T.C. YARGITAY
3.Hukuk Dairesi
Esas: 2003/10466
Karar: 2003/9936
Karar Tarihi: 11.09.2003
ÖZET : Taraflar arasında akdedilen GSM abonelik sözleşmesinin 7-5 maddesinde "Bu sözleşmeden kaynaklanan dava ve takipler için zamanaşımı süresi, dava konusu problemin oluşumundan itibaren 1 yıldır" hususu düzenlenmiştir. Ancak BK'nun 127.maddesi gereğince "Bu bapta tespit olunan zamanaşımı müddetleri tarafların iradeleri ile değiştirilemeyeceğinden" ve BK'nun 125.maddesinde öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresi de henüz dolmadığından, mahkemece davanın esası incelenerek varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekir.
(2004 S. K. m. 67) (818 S. K. m. 127)
Dava: Dava dilekçesinde 163.200.000 lira işlemiş faize ilişkin itirazın iptali ile icra inkar tazimnatının masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın zamanaşımı nedeni ile reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Karar: Davacı vekili dilekçesinde, davalı abone aleyhine telefon borcundan dolayı icra takibi yaptıklarını ve davalının da bu takibe itirazda bulunduğunu beyan ederek, itirazın iptaline ve %40 inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı savunmasında, zamanaşımı itirazında bulunmuştur.
Mahkemece, taraflar arasında akdedilen GSM abonelik sözleşmesinde "bu sözleşmeden kaynaklanan dava ve takipler için zamanaşımı süresinin bir yıl" olarak kararlaştırıldığı, dava konusu fatura tarihleri itibariyle de ( 20.8.1999, 20.9.1999, 20.10.1999 ) 1 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesi ile davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık, sözleşmeden kaynaklanan para borcunun tahsili talebine ilişkindir. BK'nun 125.maddesi gereğince de, dava 10 yıllık zamanaşımına tabidir.
Taraflar arasında akdedilen GSM abonelik sözleşmesinin 7-5 maddesinde "Bu sözleşmeden kaynaklanan dava ve takipler için zamanaşımı süresi, dava konusu problemin oluşumundan itibaren 1 yıldır" hususu düzenlenmiştir. Ancak BK'nun 127.maddesi gereğince "Bu bapta tespit olunan zamanaşımı müddetleri tarafların iradeleri ile değiştirilemeyeceğinden" ve BK'nun 125.maddesinde öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresi de henüz dolmadığından, mahkemece davanın esası incelenerek varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanlış gerekçeler ile davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, oybirliği ile karar verildi.


Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************
T.C. YARGITAY
13.Hukuk Dairesi
Esas: 2002/12862
Karar: 2003/1047
Karar Tarihi: 04.02.2003
ÖZET: Davada dayanılan 7.5.1996 tarihli sözleşmede davalının gecikme zammından sorumlu olacağına dair bir hüküm bulunmadığı gibi konuşma ücretlerinin faturada gösterilen son ödeme tarihinde ödeneceğine ilişkin de bir hüküm bulunmamaktadır. BK.101 maddesi hükmünce muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur. Davacı, konuşma ücreti alacağı yönünden icra takibinden önce davalıyı temerrüde düşürdüğünü ispat edememiştir. Bu durumda davalının girişilen icra takibi ile birlikte temerrüde düştüğünün kabulü gerekir. Mahkemece, davacının gecikme zammı ve işlemiş faize ilişkin talebi yönünden davasının reddine karar verilmesi gerekirken bu kalem istekler yönünden de davanın kabul edilmiş olması, usul ve yasaya aykırıdır.
(818 S. K. m. 101)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilâmda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR
Davacı, GSM abonesi olan davalının toplam 536.015.999 TL konuşma ücreti ile bunun 513.043.709 TL gecikme zammı ve 491.121.425 TL işlemiş faiz borcunu ödemediğini, alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine de itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptaline %40 tazminatın tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, bilirkişi raporu esas alınarak davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm,davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davada dayanılan 7.5.1996 tarihli sözleşmede davalının gecikme zammından sorumlu olacağına dair bir hüküm bulunmadığı gibi konuşma ücretlerinin faturada gösterilen son ödeme tarihinde ödeneceğine ilişkin de bir hüküm bulunmamaktadır. BK.101 maddesi hükmünce muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur. Davacı, konuşma ücreti alacağı yönünden icra takibinden önce davalıyı temerrüde düşürdüğünü ispat edememiştir. Bu durumda davalının girişilen icra takibi ile birlikte temerrüde düştüğünün kabulü gerekir. Mahkemece, davacının gecikme zammı ve işlemiş faize ilişkin talebi yönünden davasının reddine karar verilmesi gerekirken bu kalem istekler yönünden de davanın kabul edilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
Sonuç: Yukarıda birinci bentte belirtilen nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte belirtilen nedenlerle temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 4.2.2003 gününde oybirliği ile karar verildi.
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************