Mesajı Okuyun
Old 17-02-2017, 12:36   #10
Av.İlknur Pakyürek

 
Varsayılan yargıtay kararı

T.C. YARGITAY

17. HUKUK DAİRESİ

E. 2010/3172

K. 2010/5525

T. 15.6.2010



TRAFİK KAZASI NEDENİYLE TAZMİNAT

( Tazmini Gereken Miktar İle Sigortacıya Verilen İbranamede Yazılı Miktar Arasında Açık Oransızlık Varsa Bu Belge Makbuz Hükmünde Olduğu )

MAKBUZ NİTELİĞİNDE BELGE

( Trafik Kazası Nedeniyle Tazminat - Tazmini Gereken Miktar İle Sigortacıya Verilen İbranamede Yazılı Miktar Arasında Açık Oransızlık Varsa Bu Belge Makbuz Hükmünde Olduğu )

AÇIK ORANSIZLIK

( Trafik Kazası Sonucu Oluşan İşgücü Kaybı Nedeniyle Tazminat - Tazmini Gereken Miktar İle Sigortacıya Verilen İbranamede Yazılı Miktar Arasında Açık Oransızlık Varsa Bu Belge Makbuz Hükmünde Olduğu )

• İŞGÜCÜ KAYBI NEDENİYLE TAZMİNAT

( Trafik Kazası Nedeniyle - Tazmini Gereken Miktar İle Sigortacıya Verilen İbranamede Yazılı Miktar Arasında Açık Oransızlık Varsa Bu Belge Makbuz Hükmünde Olduğu )

2918/m. 85

ÖZET : Davacı, trafik kazası sonucu oluşan iş gücü kaybı nedeniyle tazminat talebinde bulunmuştur. Yerel mahkemece davacının, sigorta şirketini ibra ettiği gerekçesiyle maddi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Uyuşmazlık, davacı tarafından verilen ibranamenin tüm maddi zararları karşılayıp karşılamadığı, bu suretle davalıyı borçtan kurtarıp kurtarmadığı noktasında toplanmaktadır. Gerçek anlamda ibranameden söz edilebilmesi için tazmin edilecek miktar ile buna karşılık alınan meblağ arasında açık bir oransızlık bulunmaması gerekir. Tazmini gereken miktar ile ibranamede yazılı miktar arasında açık bir oransızlık varsa bu belge ibraname değil makbuz hükmündedir.

DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; verilen hüküm asıl ve birleşen dava davacıları ve davalı Ahmet vekilleri tarafından temyiz edilmiş, birleşen dava davacısı Şinasi ve davalı Ahmet vekilince de duruşma talep edilmiş olmakla duruşma için tayin edilen 15.06.2010 günü birleşen dava davacısı Şinasi vekili Avukat M.A. ile davalı Ahmet geldiler. Davacı Türk Sigorta Şirketi tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf vekilleri dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, davalı Ahmet'e ait, davacı şirkete zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı aracın yaya Şinasi'ye çarparak yaralanmasına neden olduğunu, üçüncü şahsa poliçe limiti dahilinde 1.717,00.-TL ödeme yapıldığını, sigortalı araç sürücüsünün alkollü olarak kaza yapmış olması nedeniyle rücu hakkının doğduğunu belirterek 1.717.-TL tazminatın ödeme tarihinden işleyecek faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiş, birleştirilen dosyada ise Şinasi'ye 10.929 TL ödeme yapıldığını ödeme tarihinden işleyecek faizi ile davalıdan tahsilini istemiştir.

Davalı Ahmet, kusuru kabul etmediğini, ödeme yapılan Şinasi'nin dava açmış olmasına rağmen sigorta şirketi tarafından ödeme yapıldığını, alkolün kazaya etkisi bulunmadığını davanın reddini savunmuştur.

Birleştirilen dosya davacısı Şinasi vekili davalı Ahmet idaresinde bulunan aracın müvekkiline çarparak yaralanmasına neden olduğunu, davacının uzun süre tedavi gördüğünü, belirterek 500.-TL tedavi gideri, 5.500.-TL iş göremezlik tazminatı ile 90.000.-TL manevi tazminatın olay tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalılardan tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile talebini yapılan ödemeler mahsup edildikten sonra, 500.-TL tedavi gideri ve 78,438.-TL maddi tazminatın tahsili için ıslah etmiştir.

Davalı sigorta şirketi vekili poliçe limiti dahilinde ödeme yaptıklarını, sorumlulukları kalmadığını davanın reddini talep etmiştir.

Davalı Ahmet, davacının tedavi giderlerini ödediğini, yaralanmasında davacının da kusurlu olduğunu davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; kazanın münhasıran alkolün etkisi ile meydana gelmediği gerekçesi ile davacı ... Sigorta A.Ş tarafından açılan davanın reddine, davacı Şinasi tarafından açılan davada ise sigorta şirketi tarafından 10.929.-TL maluliyet tazminatı ödendiği ve davacı tarafından ibraname verilerek davalının ibra edildiği gerekçesi ile iş göremezlik tazminatı talep edemeyeceği gerekçesi ile maddi tazminat talebinin reddine, 500.-TL tedavi giderinin davalı sigorta şirketi poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere ve dava tarihinden işleyecek yasal faiz ile diğer davalı olay tarihinden işleyecek yasal faizi ile sorumlu olmak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 20.000.-TL manevi tazminatın olay tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalı Ahmet'ten tahsiline karar verilmiş; hüküm, taraf vekilleri ve davalı Ahmet tarafından temyiz edilmiştir.

1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve kazanın meydana gelmesinde salt alkol etkili olmayıp kazaya sürücülerin kusurlu davranışlarının etkili olmasına göre, davacı ve birleştirilen dosya davalısı Sigorta A.Ş. vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2- Davalı Ahmet'in temyiz itirazları yönünden; dava trafik kazasından kaynaklanan işgücü kaybı tazminatı istemine ilişkindir. Davacı Şinasi'nin işgücü kaybının belirlenmesi için davacı tarafından ibraz edilen Bakırköy Eğitim ve Araştırma Hastanesi'den alınan 10.06.2003 tarihli % 43 oranında malül olduğuna dair sağlık raporu esas alınmış ise de bu rapor hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Mahkemece davacı Şinasi'nin işgücü kaybının kesin olarak belirlenmesi için davacıya ait kazadan sonra gördüğü tedavilere ilişkin dosyalar, teşhis ve tedavi dosyalan getirilerek Adli Tıp Kurumu veya üniversitelerin adli tıp kürsüsünden sağlık işlemleri tüzüğüne göre işgücü kaybı oranının belirlenmesi için ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık rapor alınarak sonucuna göre aktüerya uzmanından ek rapor alınarak karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

3- Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkilinin tedavisi sırasında harcanan tedavi giderlerini de talep ettiğine göre davacı tarafından ibraz edilen faturaların olaya uygunluğunun denetlenmesi için konusunda uzman tıp doktoru bilirkişiden rapor alınarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken bu konuda uzman olmayan bankacı, mali müşavir bilirkişiden alınan rapora göre hüküm kurulması isabetli değildir.

4- Davacı Şinasi'nin temyiz itirazlarına gelince; davacı işgücü kaybı nedeniyle açtığı dava hakkında sigorta şirketi tarafından ödeme yapılarak davacının sigorta şirketini ibra etmesi nedeniyle maddi tazminat talebinin reddine karar verilmiş ise de söz konusu "ibranamenin" içeriği ve kapsamı yönünden davacının tüm maddi tazminat alacağını aldığı ve bu suretle borçluyu borcundan kurtardığı biçiminde değerlendirilip değerlendirilmeyeceği uyuşmazlık konusudur. Gerçek anlamda ibranameden söz edebilmek için tazmin edilecek miktar ile buna karşılık alınan meblağ arasında açık oransızlığın bulunmaması koşuldur. Başka bir anlatımla, açık oransızlığın bulunduğu durumlarda ise anılan belge ibraname değil, ancak makbuz niteliğindedir.

Mahkemece; davalı sigorta şirketi davacının gerçek zararından sorumlu olduğuna göre davacının işgücü kaybı oranı belirlendikten sonra aktüerya uzmanından rapor alınarak sonucuna göre tazmin edilecek miktar ile buna karşılık ibraname ile alınan meblağ arasında açık oransızlığın bulunup bulunmadığı, açık oransızlığın bulunması durumunda, ibranameyi "kısmi ifayı içeren makbuz" niteliğinde kabul etmek ve ibraname ile alınan meblağın, gerçek zararı hangi oranda karşıladığını saptamak, ivazlar arasında açık bir nispetsizliğin bulunması halinde, ibranamenin ancak makbuz niteliğinde bir belge olarak kabulü ile içeriğinde yazılı ödemenin tespit olunacak tazminat tutarından indirilerek, kalanının tahsiline karar verilmesi gerektiği ve ayrıca davalı sigorta şirketinin ödemeyi dava açıldıktan sonra 02.07.2003 tarihinde yapmış olması da gözetilerek sonucuna göre karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı ve birleştirilen dosya davalısı ... Sigorta A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının reddine, 2 ve 3 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı Ahmet'in temyiz itirazlarının kabulüne, 4 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı Şinasi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenlerine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve 750,00.-TL vekalet ücretinin davacı Türk Sigorta Şirketinden alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacı Şinasi ve davalı Ahmet'e verilmesine, aşağıda dökümü yazılı 206,05.-TL fazla alınan peşin harcının istek halinde temyiz eden davacı ve birleşen dava davalısı Sigorta A.Ş.'ye geri verilmesine, 15.06.2010 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.