Mesajı Okuyun
Old 20-01-2013, 15:57   #3
halit pamuk

 
Varsayılan

HMK.m.124 uygulaması:

Yargıtay
1. Hukuk Dairesi

Esas : 2011/9813
Karar : 2011/9911
Tarih : 06.10.2011


Taraflar arasında görülen davada;

Davacı, kayden maliki olduğu 47469 ada 1 parsel sayılı taşınmazı davalının

yapılanmak suretiyle işgal ettiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesine ve binanın yıkımına karar verilmesini istemiştir.

Davalı, yargılamaya katılmadığı gibi davaya cevap ta vermemiştir.

Mahkemece, çekişme konusu taşınmazı davalının yapılanmak suretiyle işgal ettiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Karar, davalı vasisi tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, tetkik hakimi Emine Solmazlar’ın raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.

- KARAR -

Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğine ilişkindir.

Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.

Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu 47469 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kayden davacıya ait olduğu, davalının taşınmazda kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının olmadığı, davalı olarak gösterilen Abdurrahman Öztürk’ün bildirilen adresine gönderilen dava dilekçesinin oğlu İbrahim Öztürk adına tebliğ edildiği, davalı ile aynı konutta altlı ve üstlü oturup oturmadıkları yönünde bir belirleme yapılmadığı, ayrıca, Sincan 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 30.03.2010 tarih, 2010/311 esas, 2010/317 kararı ile Abdurrahman Öztürk’ün vesayet altına alınarak, oğlu İbrahim Öztürk’ün kendisine vasi atandığı anlaşılmaktadır.

Yukarıda açıklandığı şekilde dava dilekçesinin davalıya tebliğinden sonra Abdurrahman Öztürk'ün eşi Gülhanım Öztürk tarafından 16.06.2010 tarihli mahkemeye verilen dilekçede, çekişmeye konu yapının eşi Abdurrahman Öztürk tarafından yapılmadığını, binayı kendisinin inşa ettiğini bildirdiği görülmektedir.

Ne varki, mahkemece, yıkımı istenilen muhdesatların davalının eşinin dilekçesi de gözetilmek suretiyle kimin tarafından yapıldığı konusunda bir araştırma yapılmış değildir.

Öte yandan; muhtesatın davalı Abdurrahman tarafından yapıldığının belirlenmesi halinde kendisine vasi atandığı gözetilerek vasiye dava dilekçesinin tebliği yapılarak taraf teşkilinin sağlanması gerekeceği açıktır.

O halde, elatmanın önlenmesi ve yıkım istekli davalar haksız fiil niteliğinde olup, haksız fiili ika eden kişiye karşı açılması gerektiğinden, yapılacak araştırma ile kendisine husumet yöneltilen davalı Abdurrahman Öztürk tarafından yapılmadığının saptanması halinde davanın husumetten reddinin gerekeceği asıldır. Ancak, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK.nun 124. maddesi ile bazı durum ve şartların varlığı ve gerçekleşmesi halinde taraf değişikliğine dair getirilen yeni yasal düzenlemelerinde gözetilip değerlendirilerek neticeye gidilmesi icabetmektedir.

Hal böyle olunca; yukarıda değinilen hususlar göz ardı edilerek yanılgılı değerlendirme ve noksan soruşturma ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.

Davalı vasisinin, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3. maddesi aracılığıyla) 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 06.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


2) HMK.m.124'ün diğer bir uygulaması:
Kurumun müfettiş tahkikatında da işçinin G... Tekstil K. Y. adlı işyerinde kaza geçirdiği tespit edilmiştir. Davacı ise davalı sıfatında yanılarak davasının G... Tekstil A.Ş'ye yöneltmiştir. Aslında davacının dava etmek isteği davalı gerçek şahıs olan G... Tekstil K. Y. ünvanlı işyerinde işveren K. Y.tır. Somut olayda bu davalı hakkında temsilcide yanılgı söz konusudur. Yeni HMK'nun 124. maddesi 4. bendine göre "Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa hakim karşı tarafın rızasını almaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir." Açılan bir hukuk davasında husumet mahkemenin resen gözönüne alacağı bir hadisedir ve kamu düzeniyle ilgilidir. Dava dilekçesinde 1 nolu olarak gösterilen davalı aslında K. Y.tır. Ancak temsilde yanılma nedeniyle dava dilekçesinde G..., Tekstil Sanayi Dış Ticaret Aş. gösterilmiştir. Bu davanın HMK'nun 124/4. maddesi de gözönünde bulundurularak işveren K. Y.'ın davaya yöntemince dahil edilmesi için davacayı süre verilmesi davaya dahil edilen işverenin davacıya karşı diyecekleri ve delilleri sorulup varsa delilleri toplanılmak ve tüm deliller hep birlikte değerlendirilip taktir edilerek, varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmesi gerekirken mahkemece belirtilen eksiklikler giderilmeden yargılamanın sürdürülmesi yanlış olmuştur
(21. HUKUK DAİRESİ E. 2010/8862 K. 2012/2955 T. 5.3.2012)