Mesajı Okuyun
Old 02-06-2009, 17:13   #42
AV.SEDAT

 
Varsayılan

İstanbul'da okudum, okulu uzattığım son yıl bir hukuk bürosunda çalıştım. 5 kişinin çalıştığı bir bürodaydım ve aslında o kadar da gezmiyorduk. Genelde şöyle oluyordu:

Av. Handan hn: Sedat! yarın ne işin var?
Ben: Sabah bakırköyden tek dosya haciz, sonra da GOP'da bilirkişi ücretlerini yatıracağım.,
Av. handan Hn: Hmmm, o zaman sen yarın yoksun, sultanahmettten fotokopi alınacaktı, İlhan'a söyleyeyim bari..

Böyleydi işte , 1999 yılında sigortalı çalışan için arazi potansiyeli yüksek bir şehirdi(r) istanbul... Beni arayan akşamüstü saat 4-5 gibi beyoğlunda boğaza bakan bir barın balkonunda bulabilirdi rahatlıkla

Ama ideallerimiz vardı, İstanbul üzerinden kurduğumuz düşlerimiz vardı; benim de o zaman nişanlım olan eşimin de... Ama eşimin benim kadar şanslı olmayıp, sabah 07:00 de çıktığı eve akşam 23:00 de artık sinirden ağlayarak dönmesi süreklilik kazanınca; bir taraftan da eniştem: "oğlum deli misin ne işin var İstanbul'da, gel buraya çevren burada her şeyin burada, eğlenmeye yine gidersin istanbul'a" alttan alttan işlemeye başlayınca bizim için çok zor olan kararı verip 2001 yılı Ocak ayında terk ettik çok sevdiğimiz İstanbul'u...

İyi mi oldu? kesinlikle evet. Varsa istanbul'un bir tadı, o tat bir gün veya bir gecede de çıkıyor. Ama o bir gün veya gece ziyaretinde bile şehri niye terk ettiğimizi hatırlatan şeyleri (trafik, her tür magandalık, kalabalık, gürültü, gereksiz pahalılık) yoğun bir şekilde yeniden yaşıyoruz. Verdiğimiz kararın ne kadar doğru olduğunu bir daha anlıyoruz.