Mesajı Okuyun
Old 17-02-2008, 13:38   #10
Av.Sever Köz

 
Varsayılan

Sayın Akçay,

Taraflar aralarındaki sevginin bittiğine, evliliklerini yürütemeyeceklerine karar verdikleri için anlaşmalı boşanma yolunu tercih edip, dediğiniz gibi gayet insani ve medeni bir şekilde boşanıyorlar. Ancak ses kayıtları boşanma öncesi bir tarihe ait.. İş bağlantıları nedeniyle kayıt altına aldığı görüşmeleri sonradan dinlediğinde farkediyor eski eşin zinasını ya da ihtimalini. Yumuşak bir ifadeyle evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin ihlalinin tespiti söz konusu. Başka bir deyişle tarafların boşanmadan sonra biri birbirlerinin takibi söz konusu değil.

Tamamen tesadüfi bir şekilde eski eşin evlilik birliğine uygun düşmeyen bir hayat tarzının varlığı ve kesin olarak bilinemez ama belki de bundan dolayı bir boşanma ile karşılaştığını, yuvasının yıkıldığını düşünen müvekkil, eski eşin katkı payında da kendince bir indirime gidilmesi gerektiği, hakkaniyetin böyle sağlanacağı düşüncesinde..

Bir hukukçu olarak görüşüm, anlaşmalı olarak boşanan tarafların malların tasfiyesi sırasında, önceden yapılmış bir kusur tespiti olmadığı için, yasal düzenleme gereği paylaşımın yapılması yönünde..

Ancak böylesine bir olayda, eski eşin kusurlu olduğuna ilişkin bir delilin alacak davasında kullanılıp kullanılamayacağı, kullanılır ise kusur tespiti yapılmadığı halde, azaltma yönüne gidilip gidilemeyeceği merak konusuydu benim için. Açıkçası bunu da yasanın bizzat kendisinden, "hakimin takdirine bağlıdır" lafzından hareketle düşündüm. Hakimin takdirinin ne kadar geniş olduğunu kavramakla da ilgiliydi bir bakıma..

Sayın Kayar, bunun ancak karşı davanın varlığı halinde ileri sürülebileceği yönündeki görüşlerinizi belirtmişsiniz.

Sayın Kayar'a ve görüşlerini belirten diğer meslekdaşlarıma teşekkürler.. Söyleyecek sözü olanlar da katılabillirler..