Mesajı Okuyun
Old 17-02-2008, 11:03   #9
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Merhaba

TMK MADDE 236;Her eş veya mirasçıları, diğer eşe ait artık değerin yarısı üzerinde hak sahibi olurlar. Alacaklar takas edilir

236/2Zina veya hayata kast nedeniyle boşanma halinde hakim, kusurlu eşin artık değerdeki pay oranının hakkaniyete uygun olarak azaltılmasına veya kaldırılmasına karar verebilir.

1-Bu maddenin uygulanabilmesi için boşanmanın zina veya hayata kast sebebiyle olması gerekmektedir.Dava sırasında bu sebepler ileri sürülüp ispatlanmamışsa tasfiye sırasında ,boşanma sebeplerini yeniden tartışmaya açmak bence olanaklı değildir.

2-Burada zina vakıası tasfiye talep eden bakımından önemlidir.Tasfiye alacağı talep eden eğer zina yapmışsa,payı azaltılabilir veya kaldırılabilir.

Karşıtarafın zinası,ancak ,karşıdava varsa tartışılacaktır.

Örneklemek gerekirse:
Davacı erkek tasfiye davası açıp kadının bankada 100 YTL si olduğunu ,bunun edinilmiş mal olduğunu ve 1/2 paya karşılık gelen 50 YTL nin kendisine ödenmesini isteyebilir.Davacı erkek aynı zamanda eşinin zinası nedeniyle kadının payına düşen 50 YTL nin 25 YTL ye düşürülmesini (veya 100 YTL nin tamamının kendisine ödenmesini) isteyemez.

Fakat zina yapan kadın,erkeğin bu tasfiye davasına karşılık dava açar ve o da erkeğin bankadaki 100 YTL si olduğunu,bunun 1/2 si olan 50 YTL nin kendisine ödenmesine karar verilmesini isterse,bu kez erkek zina sebebine dayanarak kadına 50 YTL değil,25 YTL ödenmesini isteyebilir.

Kısacası zinadan mağdur olan taraf kendi mülkiyetinde bulunan edinilmiş mallar ile ilgili bu talebi ileri sürebilir.


SONUÇ:İsviçre Medeni Kanununda edinilmiş malların tasfiyesi bu biçimde şarta bağlanmış değildir.Bu türk Medeni Kanununa sonradan ilave edilmiştir.

Zina, boşanma sırasında tartışılarak nafaka ve tazminat değerlendirmesinde dikkate alınması gereken bir unsurdur.Tasfiye alacagı,evli olmakla ilgili olan ve tarafların "beklenen hakkı" dır.Bunu 236/2 de olduğu gibi şarta bağlamak adil ve yerinde değildir.