Mesajı Okuyun
Old 25-11-2004, 18:45   #22
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan ek açıklama ve tartışmaya katkı

Birkaç günlük zorunlu İstanbul dışında oluşum nedeniyle yazılanlara topluca yanıt vermeye çalışacağım.

Sayın Esen,

Yaşadığınız ve size avukatlar tarafından yaşatıldığını dolaylı olarak anlattığınız olguları öncelikle belgelemeniz gerekir. Bu belgeleme işleminden sonra hakkınızı arayarak Baro'ya başvurursanız, en ağır mesleksel sorumluluk altındaki avukatın meslekten çıkartılmasına kadar disiplin cezaları işleyecektir. Hem hak aramayıp hem de kızgınlık göstermeniz çelişkili duruyor.

Alıntı:
Tabi burada o mağdur avukat arkadaş çok inandığı ve hayatını kazandığı hukuk sistemine halel getirecek ...


Hukuk sisteminin zarar görmesi ancak hukuksuzluklara sessiz kalmakla olanaklıdır. Siz avukatlık mesleğini başka mesleklerden ayıran özellikler konusunda biraz daha araştırma yaparsanız uygun olacağı kanısındayım.

Alıntı:
başka bir açı:
mağdur avukat arkadaşın girdiği dava hangi konu ve karşı taraf kimdi olay hakkında hüküm verebilmemiz için bunlar da önemli


Bu sözünüz hukuk alanında haklı durmuyor, çünkü avukatın savunmanlık yaptığı davada 'konu' veya 'karşı taraf' kavramlarının önemi yoktur.

Diğer bir konu, mağdur olanlardan ben, (anlamanız için yineliyoru) davada taraf vekili değil, avukatların savunma mesleklerine yönelik aksaklıkları rapor etmekle görevli idim.

Yine,
Alıntı:
"kendisini pasif olarak homoseksüel ilişkiye avukatı davet etmesi"

buradaki 'kendisini' nitelenmesi o sözü söyleyen polis görevlisinin "kendisi"dir.

Yine,
Kendisini pasif ve beni aktif olarak davet etmesindeki yanlışlık , avam düzeydeki anlamı değil, bir avukatın böylesi bir ilişki karşılığı yakınma hakkından vazgeçebileceğinin düşünülmesidir.
Elbette ki, o söz çirkindir ve bir avukata karşı vazgeçmenin karşılığında söylenmemelidir.

Diğer bir yön,
Barodaki e-posta adresime kendisinin homoseksüel olduğunu belirten bir insandan kınama mesajı aldım. Benim amacım insanları cinsel seçkileri nedeniyle kınamak değildir.

Alıntı:
forumdaki bu bölüme bir emniyet mensubu girse okusa incinmez mi?


Sayın Esen, benim yakınmam, sizin de belirttiğiniz "diğer" emniyet mensuplarının incinmemesi içindi. O emniyet örgütü ki, yaptığım disiplin başvurusunu sonuçsuz bıraktı.

Şöyle düşünelim: Emniyet örgütü haksızlıklar yapan üyelerini disiplin açısından cezalandırsa, yargı yapılanın suç olması durumunda cezalandırsa ve diğer polis görevlileri yasalara uygun davranmaya başlasa, sizce iyi olmaz mı ?

Sizin deyiminizle
Alıntı:
Tabi burada o mağdur avukat arkadaş çok inandığı ve hayatını kazandığı hukuk sistemine halel getirecek bu konuyu gündeme getirmemeliydi. ne olacak mülki ve idari amir ve de idari mahkeme gerekeni söylemiştir.
yerine bir de bu açıdan bakar mısınız ?

Çünkü :
HAK ARAMAK VE YARGI ÖNÜNDE HESAPLAŞMAK, böylece düşünsel düzeyde mesleksel ilke yaratmak İSTİYORDUM.

Sayın Esen,
Asıl sizin alınganlık göstermeyerek, bu ve diğer konularda yazabilmeyi sürdürmenizi umuyorum.

---------

Sayın bir dost,

Mesajlarım arasında bu konuda açıklık olduğunu sanıyor ve yineliyorum : Olay duruşma salonunun içinde değil dışında, duruşma kapısının önünde ve duruşma beklerken olmuştur.

Mahkeme başkanı yargıç ta, "mahkeme salonunda olmadığından mahkememizi ilgilendirmez; siz avukatsınız, buraya değil savcılığa şikayet edersiniz" demişti.
Oysa savunma makamında görevli avukatın salon içine girmeden önceki uğradığı saldırı, O'nun savunmasını doğrudan etkileyecektir.

Duruşma yargıcının avukatların duruşmaya geç geldiklerini ve sözlerini tutanağa yazdırtması gerekirdi. Ama, olmadı.


Ayrıca, avukatların çıkarılmasına ilişkin yargıç kararı hiç olmadı.

Avukatlar ile polis görevlisi arasında hiçbir kişiselleşmiş ilişki olmadı. Tam tersine, Başkomiserin ve diğer onlarca kişinin önünde adını sorarken görevliye söylediğim şu oldu :
- Herşey bir yana, ben size ne yaptımda yumrukla vurmak istediniz ?
- Hiçbirşey yapmadın, ancak ben o anda kızmıştım.
- Avukatlar sizin kızgınlığınızın deneme tahtası değil, belki de meslek içi eğitiminiz yetersiz.

İşte bu konuşmanın sonrasında o veciz söz söylenmiştir. Ve sözü söyleyen polis şefi değil, polis görevlisidir (memurudur).


Sayın Esen'in "Önce özeleştiri" sözüne sizin gibi ben de katılıyorum. Bu söz doğru, çünkü Esen'in kendi özeleştirisini yaptığını göremiyoruz.


Herkese,
Meslektaşlara yönelik davranışlarda en küçük düzeysizlik görüldüğünde belgelenerek meslek örgütümüze duyurulmasından yanayım.

Avukat Ömer KAVİLİ