Mesajı Okuyun
Old 18-02-2009, 19:19   #13
justicewarior

 
Varsayılan

Yargıtay, kararında yeterli gerekçe belirtmeyen yerel bir mahkemenin kararını bozdu. Emsal niteliğindeki kararda, "Yasal ve geçerli bir gerekçeye dayanılmadan karar verilmesi uygulamada keyfiliğe yol açar." denildi.
Yargıtay, gerekçesiz kararların keyfiliğe yol açacağına dikkat çekerek, kararında yeterli gerekçe belirtmeyen yerel bir mahkemenin kararını bozdu. Kararda, "Yasal ve geçerli bir gerekçeye dayanılmadan karar verilmesi, yasa koyucunun amacına uygun düşmeyeceği gibi, uygulamada da keyfiliğe yol açar." denildi. Geçen çarşamba günü açıklanan AB Türkiye İlerleme Raporu'nda, yargı reformu kapsamında yasalarda değişiklik yapıldığı, ancak yargının yasaların yorumlanmasında çelişkili davrandığını gösterdiği ifade edilmişti. İzmir'de adam yaralama suçundan bir sanık hakkında açılan davaya bakan Karşıyaka 4. Asliye Ceza Mahkemesi, iddialar dışında yeterli kanıt bulunamadığını belirterek beraat kararı verdi. Davanın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 4. Ceza Dairesi ise yetersiz gerekçeyle beraat kararı verilmesinin yasaya aykırı olduğuna işaret ederek yerel mahkemenin kararını bozdu. Ancak Karşıyaka 4. Asliye Ceza Mahkemesi, Yargıtay'ın yetersiz gerekçe nedeniyle bozmasına rağmen önceki kararında direndi. Direnme kararı üzerine dosya Yargıtay Ceza Genel Kurulu'na geldi. Genel Kurul da dairenin verdiği bozma kararına katılarak yerel mahkemenin kararında kanıtların tartışmasının yapılmadığını ve direnme nedenlerinin açıklanmadığını vurguladı. Genel Kurul'un kararında şu ifadelere yer verildi: "Ceza Genel Kurulu'nun yerleşmiş uygulamalarına göre de, bir karar bozulmakla tamamen ortadan kalkacağından yerel mahkemece yeniden hüküm kurulması ve gerekçenin gösterilmesi zorunludur."

Kararda ayrıca, yerel mahkemede yapılan duruşmada en son sözün sanığa verilmemesi de bozma nedeni sayıldı. Direnme hükmünün verildiği son oturumda, sanıktan diyecekleri sorulduktan sonra cumhuriyet savcısının görüşünün alındığı, daha sonra sanığa tekrar söz verilmediği belirtildi. Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 216. maddesi uyarınca, hükümden önce en son sözün sanığa verilmesi gerektiği hatırlatılan kararda, son söz sanığa verilmeyerek savunma hakkının kısıtlandığı kaydedildi. Ceza Genel Kurulu, yerel mahkemenin kararını, hem yetersiz gerekçeye dayanması hem de son sözün sanığa verilmemesi nedeniyle usul yönünden yasaya aykırı bularak bozdu.