Mesajı Okuyun
Old 20-07-2009, 15:58   #1
Av.Adem Eyidoğan

 
Varsayılan Ön alım hakkının kullanılamaz hale getirilmesi

Sevgili Arkadaşlar,

22 yıllık meslek hayatımda rastlamış olduğum sonucu hakkında hukuka veya ahlaka ya da adalet ilkelerine aykırı mı değil mi? konusunda kararsız kaldığım bir hukuki işlem hakkında görüşlerinizi paylaşmak istiyorum.

Konu elbirliği mülkiyetinde ön alım hakkının muvazalı bir işlemle yok edilmesi(hakkın doğumunun önlenmesi) suretiyle ön alım hakkının etkisiz hale getirilmesi.

Taşınmaz kadastro tespitinden önce A ve B isimli iki kardeşin tapusuz zilyetliğinde iken 2002 yılında yapılan kadastro tespiti sırasında A ve ölü olması sebebi ile B mirascıları adına 1/2 hisse ile elbirliği mülkiyeti olarak tespit edilir.Kadastro tespitinden sonra A'da ölür,yani taşınmaz iki kardeş çocukları arasında müşterek mülkiyet hükümlerine tabidir.A öldükten sonra A nın mirascıları ve B nin mirascıları taşınmazı rızai taksim yapmak isterler. Zira A.nın eşi ve bir oğlu,B.nin eşi ve üç oğlu vardır.Taraflar aralarında 2005 yılında taksim çalışması sırasında harici taksim senedi düzenlerler ancak son anda A.nın eşi taksim senedini imzalamaz ve taksime yanaşmaz.

Taşınmaz tapuda tarla niteliğiile kayıtlı olmasına rağmen büyük bir köyün yerleşim(mücavir alanı) içerisinde olup komşu taşınmazlara evler yapılmakta,taşınmaza da bina yapıp kullanmak mümkündür.

Taraflar taşınmazı taksim konusunda anlaşamayınca A'nın mirascıları taşınmazda ki 1/2 hisselerini satmak isterler, diğer hissedarlara satmaya yanaşmazlar.Amcalarının çocuklarının önalım hakkkını kullanmasını önlemek için taşınmazın 1/2 hissesini sattıkları alıcı ile bir yol bulurlar. Güya alıcı taşınmazın 1/2 hissesini KADASTRO TESPİTİNDEN önce A'dan satın almış gibi, kadastrodan önceki hukuki sebebe dayanarak 10 yıllık hak düşümü süresi dolmadığından A'nı eşi ve oğlu aleyhine Tapu iptali ve tescil davası açar, A.nın eşi ve oğlu aynı gün mahkemeye taşınmazın 1/2 hissesinin kadastrodan önce murisleri tarafından satıldığını,aleyhlerine açılan davayı bu sebeble KABUL ettiklerine dair dilekçe verir,mahkemece dava davalılar tarafından kabul edildiği için 2 gün sonrasına duruşmasını kor ve davacı avukatı elden tapu kayıtlarını takip eder dosyaya getirir ve davalıların davayı kabulü sebebiyle taşınmazın 1/2 hissesinin tapusunun iptali ile alıcı adına tesciline karar verir,davalılar kararı kalemde tebellüğ eder,temyizden feragat dilekçesi verir ve kesinleşen karar tapuya tescil edilir.

Taşınmazın diğer hissedarlarının önalım hakkı buharlaştı diyebilir miyiz?Ya da zaten taşınmaz hissesi kadastro tespitinden önce satıldığı ve taşınmaz tapusuz olduğu için zaten önalım hakkı olmazdı mı? diyeceğiz. Mahkeme kararı muvazalıdır,önalım hakkını etkisiz kılmak için alınmıştır,hissedarların önalım hakkı doğar mı? diyeceğiz.Mahkeme kararında muvazaa olmaz, ortada danışıklı da olsa kesin hüküm(kesin hüküm ancak taraflarını bağlar),var oda olmasa mahkeme kararı kesin delil olur, ortada satış olmadığı için önalım hakkı da olmaz mı? diyeceğiz.Tüm bunlara rağmen mahkeme ne der acaba diyerek sırf sonucu merak edip muvazalı mahkeme kararı bizi bağlamaz,ortada bal gibi satiş var, yok arkadaş ben önalım hakkımı kullanır davamı açarım mı? diyeceğiz,buna karşılık karar muvazalı olsa bile kararı iptal ettik diyelim zaten ortada resmi şekilde yapılmış SATIŞ İŞLEMİ olmadığı için önalım hakkı hiç doğmadı mı? diyeceğiz.
Bir hakkın doğumunu engellemek için kanunun uygun gördüğü başka, şeklen hukuka uygun bir hukuki işlem yaparak hakkın doğumunu önlemek suretiyle kanuna karşı hile yapmak hakkın kötüye kullanılması,objektif iyiniyet kurallarına aykırıdır.Bu yapılan işlem diğer hissedarların önalım hakkını etkisiz kılmak için yapılmıştır,M.K 2 maddesinde ifadesini bulan' Herkes haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır' diyerek mahkeme kararının dürüstlük kuralları içerisinde alınmamış bir karar olduğu için geçersiz sayabilir miyiz?

Ya da bu yolu taraflara öneren ve alıcının vekaleti ile davayı açıp A'nın mirascılarının tensipten önce KABUL dilekçelerini mahkemeye sunup, mahkeme hakimini kabulle biten dava olduğu için dilekçeyi havale tarihinden iki gün sonrasına duruşma gününü koymasını razı edip, elden tapu kaydını takip edip iki gün içinde tapu iptali ve tescil kararını alıp önalım hakkının doğmasını önlediği için bravo mu demek lazım. bir türlü karar veremedim.

Değerli arkadaşlarımın bu konuda ki görüşlerini paylaşmak istiyorum.