Mesajı Okuyun
Old 17-09-2012, 13:15   #2
av.bal

 
Varsayılan

HMK 391/3'e göre ihtiyati tedbir talebinin reddi halinde kanun yoluna başvurulabilir. Henüz İstinaf Mahkemeleri kurulmadığından bu itirazlara Yargıtay bakıyor. Ret kararına, davanın neticelenmesi beklenmeden itiraz edilebilir. Dosyanın bir sureti gidiyor Yargıtay'a ve böylece mahkeme yargılamasına devam edebiliyor.
3. fıkranın ikinci cümlesine göre de bu itirazlar öncelikle incelenir ve kararlar kesindir.
HMK'nın yürürlüğe girmesinden bu yana Yargıtay'da birkaç karar oluştu bu yönde. Bir tanesini aşağıda bilginize sunuyorum.


T.C.
YARGITAY
8. HUKUK DAİRESİ
E. 2012/1742
K. 2012/1778
T. 13.3.2012
• KATKI PAYI ALACAĞI İSTEMİ ( Tedbire Konu Taşınmaz ve Araçların da Dava Konusu Olması - İsteğin Taşınmaz ve Araçların Sicil Kayıtlarına Başkasına Devirlerinin Önlenmesi Yönünden Davalı Oldukları Bildirilerek Geçici Hukuki Koruma Niteliğindeki İhtiyati Tedbir Kararı Konulması Gerektiği )
• İHTİYATİ TEDBİR KARARI VERİLMESİ İSTEMİ ( Katkı Payı Alacağı İstemi - Tedbire Konu Taşınmaz ve Araçların da Dava Konusu Olmaları Karşısında Tarafların Menfaat Dengesi ve İhtiyati Tedbirin Amacı Birlikte Düşünüldüğünde Davacının Talebinin Kabulü Gereği )
• TEDBİRE KONU TAŞINMAZ VE ARAÇLARIN DAVA KONUSU OLMASI ( Tarafların Menfaat Dengesi ve İhtiyati Tedbirin Amacı Birlikte Düşünüldüğünde Davacının-İhtiyati Tedbir Talebinin Kabulü İle İsteğin Taşınmaz ve Araçların Sicil Kayıtlarına Başkasına Devirlerinin Önlenmesi Yönünden Davalı Oldukları Bildirilerek İhtiyati Tedbir Kararı Konulması Gerektiği )
2004/m.252, 257
6100/m.341, 389, 391
ÖZET : Dava, katkı payı alacağı istemidir. Davacı tarafın dava ile elde edebileceği alacağı güvence altına alma amacı ile ihtiyati tedbir talebinde bulunulduğu, dava konusu taşınmaz ve araçların fazla miktarda olmasına rağmen talebin niteliği gereği elde edilebilecek alacak miktarı gözetilerek bir adet taşınmaz ve iki adet araçla ilgili ihtiyati tedbir istendiği, gerek tapu gerek trafik tescil kayıtlan üzerine konacak olan tedbir sebebiyle davalı taraf mağdur olmayacağı gibi tedbir istenen taşınmaz ve araçların dava sırasında devredilmeleri halinde hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlanabileceği yada tamamen imkansız hale gelebileceği veya gecikme sebebiyle bir sakınca yahut ciddi bir zarar da doğabileceği endişesi de gözetilerek, mahkeme gerekçesinde belirtildiğinin aksine tedbire konu taşınmaz ve araçların da dava konusu olmaları karşısında tarafların menfaat dengesi ve ihtiyati tedbirin amacı birlikte düşünüldüğünde davacının-ihtiyati tedbir talebinin HMK.'nun 389 ve devamı maddeleri dikkate alınarak 391/3. maddesi gereğince kabulü ile isteğin taşınmaz ve araçların sicil kayıtlarına başkasına devirlerinin önlenmesi yönünden davalı oldukları bildirilerek geçici hukuki koruma niteliğindeki ihtiyati tedbir kararı konulması gerekir.

DAVA : S. M. ile N. L. M. aralarındaki katkı payı alacağı davasında ihtiyati haciz talebinin tensiben reddine dair İzmir 2. Aile Mahkemesi'nden verilen 26.12.2011 gün ve 1211 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı S. M. vekili, dava dilekçesinde yapılı 7 adet taşınmaz ve iki adet araçla ilgili vekil edeninin edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklanan katılma alacağı bulunduğunu açıklayarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 100.000 TL'nin yasal faizi ile davalı N. L. M.'den tahsiline, aynı dilekçe ile evlilik içinde alınan dava konusu 164 ada 2 parselde bulunan A blok 1 ve 2 nolu bağımsız bölümler ile ... ve ... plakalı araçlarla ilgili öncelikle ihtiyati hacze, olmadığı takdirde kayıtlara ihtiyati tedbire karar verilmesini istemiştir.

Mahkemece, 26.12.2011 tarihli tensip ile birlikte tazminat talepleri yönünden ihtiyatı haciz niteliğinde ihtiyati tedbir istenmiş ise de ihtiyati haczin hangi hallerde verilebileceği İİK.'nun 257. maddesinde sayılmış olup, dava konusu alacak muaccel olmadığı gibi muaccel alacak olup olmadığının da belli olmadığı, davacının talebinin kabul veya kısmen kabul edilip edilmeyeceğinin yargılama sonunda ortaya çıkacağı, davalının ikametgahının belli olduğu, bunun dışında İİK.'nun 252/2. maddesinde belirtilen sebeplerin varlığı konusunda da hiçbir delil sunulmadığı açıklanarak ihtiyati haciz talebinin reddine, tedbire konu taşınmaz ve taşınırların aynı konusunda dava açılmış olmadığından HMK.'nun 389. maddesi uyarınca ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi üzerine; davacı vekili tarafından ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbire konu bölümle ilgili olarak kanun yoluna başvurulmuştur.

Davacı vekili, ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin mahkemenin verdiği karar bölümünün HMK.'nun 391/3.maddesine dayalı olarak bozulmasını istemektedir. 6100 sayılı HMK.'nun 391/3. maddesindeki düzenleme ile ihtiyati tedbir kararlarına karşı da kanun yolu açılmış ve kanun yoluna başvurulması halinde ihtiyati tedbirin özelliği gereği incelemenin öncelikle yapılacağı ve verilen kararın da kesin olacağı açıklanmıştır.

6100 sayılı HMK.'nun geçici 3/3. maddesinin düzenlemesi ile Bölge Adliye Mahkemelerine görev verilen hallerde bu mahkemeler göreve bağlayana kadar 1086 sayılı Kanunun 6100 sayılı Kanuna aykırı olmayan hükümleri uygulanacaktır. Bu durumda HMK.'nun 341 .maddesi ile ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi ile bu taleplerin kabulü halinde itiraz üzerine verilen kararlara karşı istinaf yoluna başvurma Bölge Adliye Mahkemelerine görev olarak verildiğine göre, HMK.'nun 391/3. maddesi gereği ihtiyati tedbir isteğinin reddine ilişkin kararlara karşı kanun yoluna gidilebileceği ve bu isteğin Yargıtay tarafından inceleneceği hususunda duraksamamak gerekir.

Somut olayda, davacı vekilinin, açmış olduğu katılma alacağı davası sonunda elde edebileceği alacağını güvence altına almak amacı ile ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir talebinde bulunduğu görülmektedir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde yazılı değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin, mahkemenin ihtiyati haciz talebinin reddi ile ilgili karar bölümüne ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddi ile ihtiyati hacze ilişkin hüküm bölümünün ONANMASINA,

İhtiyati tedbir öğretide "...kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca, davacı veya davalının ( dava konusu ile ilgili olarak ) hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı öngörülmüş geçici nitelikte, geniş veya sınırlı olabilen hukuki korumadır." şeklinde tarif edilmiştir. ( Medeni Usul Hukuku 12. Baskı Sh. 714 - Prof. Dr. Hakan Pekcanıtez, Prof. Dr. Oğuz Atalay, Prof. Dr. Muhammet Özekes ) Anılan tariften de anlaşılacağı üzere ihtiyati tedbirin diğer fonksiyonları yanında davanın devamı sırasında ve verilecek hükmün kesinleşmesine kadar olan süreç içerisinde dava konusu şey üzerinde yeni bir takım ihtilafların çıkmasını da önleyici niteliği itibariyle geçici bir hukuki korumadır.

Nitekim 6100 sayılı HMK.'nun onuncu kısmının birinci bölümünde düzenlenen ihtiyati tedbir müessesesi 389. madde başlığında "geçici hukuki korumalar" olarak vasıflandırılmış ve aynı maddenin birinci fıkrasında "mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir" şeklinde şartları belirtildikten sonra takıp eden maddelerde bu konudaki talep, verilecek karar ve içereceği hususlar, teminat, kararın uygulanması gibi sair hususlarda yapılması gerekli usul ve prosedür açıklanmıştır.

Anılan yasal düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında; davacı tarafın dava ile elde edebileceği alacağı güvence altına alma amacı ile ihtiyati tedbir talebinde bulunulduğu, dava konusu tapınmaz ve araçların fazla miktarda olmasına rağmen talebin niteliği gereği elde edilebilecek alacak miktarı gözetilerek bir adet taşınmaz ve iki adet araçla ilgili ihtiyati tedbir istendiği, gerek tapu gerek trafik tescil kayıtlan üzerine konacak olan tedbir sebebiyle davalı taraf mağdur olmayacağı gibi tedbir istenen taşınmaz ve araçların dava sırasında devredilmeleri halinde hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlanabileceği yada tamamen imkansız hale gelebileceği veya gecikme sebebiyle bir sakınca yahut ciddi bir zarar da doğabileceği endişesi de gözetilerek, mahkeme gerekçesinde belirtildiğinin aksine tedbire konu taşınmaz ve araçların da dava konusu olmaları karşısında tarafların menfaat dengesi ve ihtiyati tedbirin amacı birlikte düşünüldüğünde davacının-ihtiyati tedbir talebinin HMK.'nun 389 ve devamı maddeleri dikkate alınarak 391/3. maddesi gereğince kabulü ile isteğin taşınmaz ve araçların sicil kayıtlarına başkasına devirlerinin önlenmesi yönünden davalı oldukları bildirilerek geçici hukuki koruma niteliğindeki ihtiyati tedbir kararı konulması gerekirken yazılı şekilde reddedilmiş olması doğru olmamıştır.

SONUÇ : Davacı vekilinin kanun yolu başvurusunun açıklanan nedenlerle kabulü ile usul ve yasaya uygun görülmeyen ihtiyati tedbir isteğinin reddine ilişkin karar bölümünün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve 18,40 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 13.03.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.