Mesajı Okuyun
Old 09-09-2007, 21:40   #7
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan Yargıtay Kararları Kimin?Avukatın hakkı?

Ben yargıtay kararları üzerinde hukuki olarak Yargıtay'ın tekeli olduğunu düşünmüyorum. Böyle bir hüküm de anımsamıyorum.

Sizin de belirttiğiniz gibi yargılama bütün olarak değerlendirilmesi gereken bir süreçtir. Bu süreçte sonucun alınmasında bir çok kişinin etkisi bulunmaktadır. Avukatın savunması, yargıcın düşüncesi ve iddia. Bunların tümünde hukuki mütalaalar bulunur. Yargılama süreci yargıcın verdiği kararla biter. YARGITAY VERİLEN KARARIN HUKUKA UYGUNLUĞUNU DENETLER. Kararın hukuka uygun olup olmadığına karar verir.

Tartıştığımız anlamda içtihat Yargıtay'ın yorumudur. Bu yorum dava dosyasında yer alan olaylar ve savunmalardan çıkarılmaktadır. Yani bu yorum Yargıtay'ın soyut olarak toplanıp verdiği bir yorum değil, somut olayda hükümlerin nasıl uygulanması gerektiğine ilişkin, yol gösterici bir yorumdur. Bu da Yargıtay'ın görevidir. Daha doğrusu ilgili heyetin kamu görevleri nedeni ile yaptıkları bir hizmettir ve bu hizmetin bedeli de kamuca ödenmektedir.

Burada bu çalışmanın sonucu verilen karar bir fikir ve sanat ürünü sayılabilir mi?

Kesinlikle hayır.

Bir olayın somut özelliklerine bakarak şu şekilde düşünülmek gerekir denirken benzer bir olayda farklı çözümler üretilmektedir. Bu da olayın özelliklerinden kaynaklanmaktadır. Yani burada genel bir hukuk yorumu yoktur. Somut olaya göre yol gösterici nitelikte özel bir yorum vardır. Bu yorumun ücreti de kamu tarafından ödenmiştir. Bu durumda bu kararların kimsenin özel mülkiyetinde olamayacağı açıktır. Özellikle "usul ve yasaya uygun olan kararın onanmasına" denildiğinde bu karar içtihattır. İçtihadın sahibi kimdir? (Ayrıca böyle bir kararın verilmesini de anlamam. Usul yasasına göre bütün temyiz nedenleri tek tek irdelenir. Böyle bir tanımlamada hangi temyiz incelemesi incelenmiş oluyor?)Ya da ... vekilinin gerekçeleri ile bozma oluştuğunda bu içtihatta hak sahibi kim olacaktır? ... vekili mi, Yargıtay mı?

Diğer forumda da belirttiğim gibi ben burada bir hak değil, görevi kötüye kullanma suçu oluştuğunu düşünüyorum. Yargıtay taraf vekillerinin itirazı üzerine inceleme yapma yetkisine/olanağına sahip oluyor. İnceleme tarafların temyiz itirazları, gerekçeleri doğrultusunda yapılıyor. Temyiz edilmemiş bir konuda hukuka aykırılık saptansa bile bu konu temyiz edilmemekle bozma nedeni sayılmıyor. Ancak yol gösterici nitelikte bir düşünce belirtilmesi olduğu kabul edilebilir. Ancak bu iki satırlık gerekçeler telif hakkı doğurabilecek nitelikte açıklamalar değildir. Nihayet telif hakkına konu olacak kitaplarda sıklıkla karşılaştığımız üzere "Şu, şöyle yorumlanmalıdır. Yargıtay'ın şu kararları da bu düşüncemizi doğrulamaktadır" şeklindeki ifadeler de kararların telif hakkı doğurabilecek oranda fikri mülkiyet hakkı içermediğini ortaya koymaktadır. Aksi zaten Yargıtay'ın yerel mahkemenin yerine geçerek karar vermesi anlamına geleceğinden veya yargıcı etki altına almak sonucu doğuracağından usul yasamıza da aykırı olur. YARGILAMA HAKKI YEREL MAHKEMENİN DENETİM HAKKI YARGITAY'INDIR. Yargıtay bazı özel durumlar dışında kararı YOL GÖSTERİCİ NİTELİKTEKİ DÜŞÜNCESİ İLE BOZARAK YENİDEN YARGILANMAK/İNCELENMEK ÜZERE YEREL MAHKEMEYE GÖNDERİR.

Açıkladığım çerçeve içinde ben hiç bir biçimde yüksek mahkamalarin içtihatları saklama hakkı olduğunu düşünmüyorum. Bunlar fikri ürün olarak kabul edilseler bile GÖREVLERİ NEDENİ İLE, KAMUDAN ALDIKLARI ÜCRET KARŞILIĞI OLARAK yapıldıklarından KAMU MALIDIR. KAMU MALI İSE TÜM KAMUNUN KULLANIMINA AÇIKTIR.

Saygılar