Mesajı Okuyun
Old 18-06-2009, 11:12   #5
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 1981/12-587

K. 1983/649

T. 10.6.1983


"Taraflar arasındaki "Takibin iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 6. İcra Tetkik Merciince davanın kabulüne dair verilen 16.8.1979 gün ve 1979/1691-1979/633 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 10.12.1979 gün ve 3520-9388 sayılı ilamı:
( ..Şikayetçiye İİK.nun 355. maddesine uygun biçimde maaş haczi bakımından 10.1.1979 tarihinde çıkarılan tebligata cevap verilmemiş ve bunun üzerine alacaklı vekilinin isteği uyarınca bu şahıs nezdindeki telefona 20.31979 günü haciz konulmuştur. Bu işlemlere karşı 18.5.1979 tarihinde üçüncü kişi sıfatiyle bir borç olmadığının tesbiti ile işlemin iptali şikayet yolu ile talep edilmiştir. Bu durumda, icra memurluğunun son haciz işlemine karşı 7 gün içerisinde şikayet vuku bulmadığına ve olaya İİK.nun 89 ve 16/son maddelerinin uygulama olanağı bulunmadığına göre, şikayetin reddi gerekirken aksine düşünce ile isteğin kabulüne karar verilmesi isabetsizdir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkmece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme bozulmalıdır. SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen sebeplerden dolayı ( BOZULMASINA ), oybirliğiyle karar verildi."

12. HUKUK DAİRESİ

E. 2008/10938

K. 2008/13896

T. 1.7.2008


"Borçlunun maaş ve ücreti haczi İİK'nun 355 ve devam eden madde hükümlerine göre yapılır. Memurlukça tebliğ edilen ihbarnamede 89. maddeden söz edilmesi sonucu etkilemez. İİK'nun 355. maddesine göre icra müdürü, borçlunun çalıştığı işyerine maaş ve ücretin haczedildiğine dair bir haciz yazısı yazar. Haciz yazısını alan işveren bir hafta içinde haczin icra edildiğini ve borçlunun maaş ve ücretinin miktarını icra dairesine bildirmeye ve borç bitinceye kadar icra dairesinin haciz bildirimine göre haczolunan miktarı borçlunun maaş veya ücretinden keserek hemen icra dairesine yatırmaya mecburdur. Aksi halde İİK'nun 356. maddesi gereğince kesmedikleri veya ilk vasıta ile göndermedikleri para ayrıca mahkemede hüküm alınmasına hacet kalmaksızın icra dairesince maaşlarından ve sair mallarından alınır.
Somut olayda borçlu Kemal'in şikayetçi üçüncü kişi Mustafa'nın yanında işçi olarak çalıştığı, Mustafa'nın de B ..... AŞ.'nin taşeron firması olduğu" dolayısı ile 89/1 haciz ihbarnamesi B ... AŞ. adresinde şirket yetkili müdürü Fatma'ya tebliğ edilmiştir. Tebligat üzerinde yazılı olan "B AŞ. eli ile işveren Mustafa" ifadesinde de tebligatın Mustafa adresinde değil B AŞ. adresinde yapıldığı ve usulsüz olduğu anlaşılmaktadır. Şikayetçiye İİK'nun 356. maddesine göre usulüne uygun bir tebligat yapılmadığından İİK'nun 356. maddede yazılı hüküm ve sonuçlar doğmaz.
Öte yandan kabule göre de, tebligatın geçerli olduğu varsayılsa dahi şikayetçinin borçlunun maaşından kesinti yapmadığı miktar kadar şahsi mallarından veya maaşından tahsili gerekirken, tüm takip borcundan sorumlu tutulması ve bu borcun tahsili için Mustafa'nın B... A.Ş.'de tahakkuk etmiş ve edecek her türlü alacakları üzerine haciz konulması usulsüzdür.
Şikayetin kabulü yerine reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 01.07.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi."
Saygılarımla...