Mesajı Okuyun
Old 09-06-2009, 11:02   #3
Av.Feridun Yurtsever

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım,
Eğer müvekkilinizin kadrosu müdür ise mali ve sosyal haklarının buna uygun olması zorunludur. Ancak müvekkilinizin kadrosu esasen müdür kadrosu olmayabilir. Örneğin norm kadro esasları belirleninceye kadar geçici görevlendirme olabilir.Böyle bir durum yoksa mali ve sosyal hakları bağlı bulunduğu kadroya göre yapılacaktır. İki ihtimale ilişkin Danıştay kararları aşağüıdadır. Umarım yardımcı olur. Saygılar.

T.C.
DANIŞTAY
1. DAİRE
E. 1999/86
K. 1999/167
T. 10.11.1999
# MEMURUN BAŞKA BİR GÖREVE ATANMAK ÜZERE GÖREVİNDEN ALINMASI ( Herhangi Bir Kadroya Atanmaması - Alındıkları Kadrodan Aylık ve Diğer Özlük Haklarının Ödenemeyeceği )
# ATANMAK ÜZERE GÖREVİNDEN ALINAN MEMUR ( Herhangi Bir Kadroya Atanmaması - Alındıkları Kadrodan Aylık ve Diğer Özlük Haklarının Ödenemeyeceği )
# KADRO TASARRUFUNDAN AYLIK VE DİĞER ÖZLÜK HAKLARININ ÖDENEMEMESİ ( Memurun Başka Bir Göreve Atanmak Üzere Görevinden Alınıp Herhangi Bir Kadroya Atanmaması )
# AĞIR HİZMET KUSURU ( İdare Yönünden - Memurun Başka Bir Göreve Atanmak Üzere Görevinden Alınıp Herhangi Bir Kadroya Atanmaması/Kadro Tasarrufundan Aylık ve Diğer Özlük Haklarının Ödenmesi )
# KAMU GÖREVLİLERİNİN KİŞİSEL SORUMLULUĞU ( Memurun Başka Bir Göreve Atanmak Üzere Görevinden Alınıp Herhangi Bir Kadroya Atanmaması/Kadro Tasarrufundan Aylık ve Diğer Özlük Haklarının Ödenmesi )
2709/m.128
657/m.18, 33, 68, 74, 76, 147, 170, 171, 172
KHK-399/m.3,25
ÖZET :Başka bir göreve atanmak üzere görevinden alınan herhangi bir kadroya da atanmayan devlet memurları ve diğer kamu görevlilerine, alındıkları kadrodan aylık ve diğer özlük haklarının ödenmesine olanak bulunmamaktadır.
Bu memurlara kadro tasarrufundan aylık ve diğer özlük haklarının ödenmesi mümkün olmadığı gibi bunun dışında değişik formüllerle yapılan ödemeler de yasal dayanaktan yoksundur. Bu tür ödemelerin, idare yönünden ağır hizmet kusuru, kamu görevlileri yönünden ise kişisel sorumluluk nedeni oluşturacağı kuşkusuzdur.
İstemin Özeti : Başka bir göreve atanmak üzere görevinden alınan ve herhangi bir kadroya da atanmamış bulunan kamu görevlilerinin aylık ve özlük haklarının ödenmesi hususunda düşülen duraksamanın giderilmesine ilişkin Başbakanlığın 26.5.1999 günlü ve 2273 sayılı yazısına ekli Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığının 20.5.1999 günlü ve 2451 sayılı yazısında aynen:
"Türkiye Gübre Sanayii A.Ş. eski Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı ...'in maaş ve özlük hakları ile ilgili olarak Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığı'ndan alınan yazı ve eklerinin gönderildiğinden bahisle, konunun incelenerek Danıştay'dan istişari görüş alınması talebinin uygun görülmesi halinde teklifte bulunulması talep edilmektedir.
Bahse konu yazı ve ekleri incelenmiş olup, Danıştay'dan uygulamanın tümünü kapsayacak şekilde istişari görüş alınmasının, konunun çözümüne katkı sağlaması açısından uygun olacağı düşünülmektedir." denilmektedir.
Dairemizce yapılan çağrı üzerine gelen Başbakanlık Personel ve Prensipler Genel Müdür Yardımcısı .... aynı yerde Daire Başkanı ..., Müşterek Kararlar Şube Müdürü .... Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığı 1. Hukuk Müşaviri .... Hukuk Müşaviri .... Özelleştirme İdaresi Uzmanı ..., Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü Personel Kanunları Dairesi Başkanı .... aynı yerde Şube Müdürü .... Devlet Personel Başkanlığı uzmanları ... ve ...'nün açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra;
Gereği Görüşülüp Düşünüldü:
İdarece, başka bir göreve atanmak üzere görevinden alınan ve herhangi bir kadroya da atanmamış bulunan kamu görevlilerinin aylık ve özlük haklarının ödenmesi hususunda düşülen duraksamanın giderilmesi istenildiğinden, inceleme ve değerlendirme, duraksama konuları da göz önüne alınarak, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile kamu iktisadi teşebbüslerinin personel rejimine ilişkin 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümleri çerçevesinde yapılmıştır.
Anayasanın 128 inci maddesinin birinci fıkrasında, devletin, kamu iktisadi teşebbüslerinin ve diğer kamu tüzelkişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevlerin memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görüleceği belirtildikten sonra aynı maddenin ikinci fıkrasında, memurlarla diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ile diğer özlük işlerinin kanunla düzenlenmesi zorunlu kılınmış ve bu hususlar da 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile diğer personel kanunlarında ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.
657 sayılı Kanunun 33 üncü maddesinde "Kadrosuz memur çalıştırılamaz." hükmü yer almakta, bu hükme koşut olarak da aynı Kanunun 74 üncü maddesinde, memurların bu Kanuna tabi kurumlar arasında kurumların muvafakati ile kazanılmış hak dereceleri üzerinden veya 68 inci maddedeki esaslar çerçevesinde derece yükselmesi suretiyle bulundukları sınıftan veya öğrenim durumları itibariyle girebilecekleri sınıftan bir kadroya nakillerine, 76 ncı maddesinde de kurumların görev ve unvan eşitliği gözetmeden kazanılmış hak aylık dereceleriyle memurları, bulundukları kadro derecelerine eşit veya 68 inci maddedeki esaslar çerçevesinde daha üst, kurum içinde aynı veya başka yerlerdeki diğer kadrolara atayabilmelerine olanak tanınmış bulunmaktadır.
Söz konusu hükümler uyarınca bir memurun "başka bir göreve atanmak üzere görevinden alınması", ancak kesintisiz ve aralıksız olarak boş bir kadroya atanması halinde mümkündür.
Bu durumda görevden alınması nedeniyle bulunduğu kadroyla ilişiği kesilen bir memurun, aynı işlemle ya da aynı günlü ikinci bir işlemle derhal, ara verilmeksizin bir diğer kadroya atanması veya ikinci işlemin aynı günde gerçekleşmemesi halinde, görevden alma ve atamaya ilişkin işlemlerin ilgiliye birlikte tebliğ edilmesi gerekir. Aksi bir uygulama, memurun kadrosuz bırakılması sonucunu doğurur ki bu da 657 sayılı Kanunun yukarıda açıklanan hükümlerine olduğu kadar 18 inci maddesinde yer alan kanunlarda yazılı haller dışında devlet memurunun memurluğuna son verilemeyeceği, aylık ve başka haklarının elinden alınamayacağı ilkesine de açıkça aykırılık oluşturur.
Öte yandan, 657 sayılı Kanunun 147 nci maddesinde tanımlandığı üzere, memura ancak belli bir kadroda bulunması ve bu kadronun gerektirdiği hizmetleri görmesi halinde aylık ve özlük hakları ödenebileceğinden, başka bir göreve atanmak üzere görevinden alınan ve herhangi bir kadroya da atanmamış olan memura, alındığı kadrodan aylık ve buna bağlı olarak diğer özlük haklarının ödenmesine olanak bulunmamaktadır.
Ayrıca, aynı Kanunun 170, 171 ve 172 nci maddelerinde de sırasıyla izinli veya geçici bir görevde iken asıl görev yeri değiştirilen memurlara izin veya geçici görevin sona ermesine kadar, başka bir göreve atanan ve hesaplarını yerlerine gelenlere devir zorunda bulunan sayman ve sayman mutemetlerine devir sonuna kadar, görev yerleri değiştirilen memurlardan eski görevlerine devamları kurumlarınca tebliğ edilenlere aylıklarının eski görev yerlerinde, kadro tasarrufundan ödeneceği öngörülmüştür. Bu nitelik ve koşulları taşımamaları nedeniyle başka bir göreve atanmak üzere görevinden alınarak herhangi bir kadroya atanmayan memurlara kadro tasarrufundan aylık ve diğer özlük haklarının ödenmesi mümkün olmadığı gibi bunun dışında değişik formüllerle yapılan ödemeler de yasal dayanaktan yoksundur. Bu tür ödemelerin, idare yönünden ağır hizmet kusuru, kamu görevlileri yönünden ise kişisel sorumluluk nedeni oluşturacağı kuşkusuzdur.
Kamu iktisadi teşebbüsleri personel rejimine ilişkin 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 3 üncü ve 25 inci maddelerinde de, bu Kanun Hükmünde Kararnameye ekli I sayılı cetvelde kadro unvan ve dereceleri gösterilen personelin 657 sayılı Kanun hükümlerine tabi olduğu belirtildiğinden, başka bir göreve atanmak üzere görevinden alınan ve başka bir kadroya atanmayan memurlarla ilgili olarak yukarıda açıklanan hususlar KİT personeli hakkında da aynen geçerli bulunmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, başka bir göreve atanmak üzere görevinden alınan ve her hangi bir kadroya da atanmayan devlet memurları ve diğer kamu görevlilerine, alındıkları kadrodan aylık ve diğer özlük haklarının ödenmesine olanak bulunmadığı sonucuna varılarak dosyanın Danıştay Başkanlığına sunulmasına 10.11.1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.
DANIŞTAY
Onuncu Daire
Esas No: 1998/3258
Karar No: 1998/3001
ÖZETİ : Rektör kadrosunda görev yapmadığı ve bu unvanı taşımadığı tartışmasız bulunan davacının rektörler için öngörülen makam tazminatından yrarlandırılmamasında hukuka aykırılık bulunmadığı hk.
Temyiz Eden (Davacı) : Prof. Dr. ...
Vekili__________: Av. ...
Karşı Taraf (Davalı) : T.C. Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü
Vekili_________: Av. ...
İstemin Özeti_______: TODAİE Genel Müdürü olarak görev yapmakta iken emekliye ayrılan davacının, emekli aylığının hesabında makam tazminatının rktörler için öngörülen 7000 göstergenin uygulanması isteğiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin T.C. Emekli Sandığı Genel Müdürlüğünün 15.7.1997 tarih ve ... sayılı ileminin iptali ve maaş farklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle açılan dava sonucunda Ankara 2. İdare Mahkemesince davanın reddi yolunda verilen 2.2.1998 tarih ve E:1997/783, K:1998/166 sayılı kararın temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti____: Yerinde olmadığı ileri sürülen temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
D. Tetkik Hakimi____: Emin Celalettin Özkan
Düşüncesi________: Temyiz isteminin reddi ile usul ve hukuka uygun bulunan mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmüştür.
Danıştay Savcısı___: Sinan Yörükoğlu
Düşüncesi________: TODAİ Genel Müdürlüğünden emekliye ayrılan davacının makam tazminatının üniversite rektörleri için öngörülen 7.000 ek gösterge üerinden ödenmesi isteminin reddine ilişkin işlemin iptali için açılan davayı reddeden idare mahkemesi kararının temyizen bozulması istenilmektedir. 2914 sayılı Yasaya 570 sayılı KHK ile eklenen ek 2 nci maddede, rektörlerin makam tazminatının 7000 gösterge üzerinden ödeneceği hükmü yer almıştır.
İdare mahkemesi kararında da belirtildiği üzere makam tazminatı yasada öngörülen görevi fiilen yapmış olanlara ödenebilir. Madde hükmünün kıyasen genişletilmesi sretiyle benzer görevleri ifa edenlere de makam tazminatı ödenmesi hukuken olanaklı değildir.
Bu itibarla, rektörlük görevinden değil TODAİ Genel Müdürlüğünden emekliye ayrılan davacının makam tazminatının Üniversite rektörleri için Yasada ögörülen 7000 gösterge üzerinden ödenmesi isteminin reddine ilişkin işlemde ve buna yönelik davayı reddeden idare mahkemesi kararında hukuka aykırılık grülmemiştir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteğinin reddiyle idare mahkemesi kararının onanması gerekeceği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği düşünüldü:
Dava; TODAİE Genel Müdürü olarak görev yapmakta iken emekliye ayrılan davacının, emekli aylığının hesabında makam tazminatının rektör için öngörülen 700 göstergenin uygulanması isteğiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin T.C. Emekli Sandığı Genel Müdürlüğünün 15.7.1997 tarih ve ... sayılı işleminin iptali ve maaş frklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle açılmıştır.
Açılan bu dava sonucunda. Ankara 2. İdare Mahkemesince, 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanununa 570 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile elenen ek madde 2 ye ekli makam tazminatı cetveline göre, davacının emekli aylığının hesabında rektörler için öngörülen makam tazminat göstergesinin dikkate aınabilmesi için, davacının rektör kadrosunda görev yapmış ve rektör unvanını taşımış olması gerektiği, rektör kadrosunda görev yapmadığı ve bu unvanı taşımadığı trtışmasız bulunan davacı hakkında tesis olunan işlemde mevzuata aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından, anılan idare mahkemesince verilen 26.2.1998 tarih ve E:1997/783, K:1998/166 sayılı kararın; Sayıştay Genel Kurulunun 10.6.1985 tarih v 4502/2 sayılı kararında ve Devlet Personel Başkanlığının 21.5.1997 tarih ve 04453 sayılı yazılarında, TODAİE Genel Müdürlüğü makamının Rektörlüğe eş bir mkam olduğu sonucuna varılarak enstitü genel müdürlüğüne rektörler gibi idari görev ödeneği verilmesinin kabul edildiği. 7163, 2547 ve 2914 sayılı Yasalar birlikte icelendiğinde, TODAİE Genel Müdürü ile rektörlerin görev ve sorumluluklarının birbirine eşit ve paralel olduğunun görüleceği ileri sürülerek temyizen incelenerek bzulması istenilmektedir.
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 3622 sayılı Yasayla değişik 49. mddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen ve yukarıda özetlenen gerekçelere dayalı olarak verilen Ankara 2. İdare Mahkemesinin 26.2.1998 tarih ve E:1997/783, K:1998/166 syılı kararı, usul ve hukuka uygun olup. bozma nedeni bulunmadığı anlaşıldığından, temyiz isteminin reddine ve anılan kararın onanmasına, 24.6.1998 tarihinde obirliğiyle karar verildi.