Mesajı Okuyun
Old 01-06-2009, 01:52   #5
Ersin KUŞ

 
Varsayılan

        • İlgili Kanun / Madde
        • 1475 S.İşK/13,14,35,41,42
        • 5521 S.İşMK/8
    • T.C.
  • YARGITAY
  • 9. HUKUK DAİRESİ
  • Esas No. 2004/17749
  • Karar No. 2005/12132
  • Tarihi: 05.04.2005
      • l TEMYİZ SÜRESİNİN GEÇİRİLMESİ
      • l TEMYİZDE HUKUKİ MENFAATİN BULUNMAMASI
      • l CEZA DAVASINDA AKLANMANIN HAKLI FESİH OLGUSUNU ORTADAN KALDIRMAMASI
      • ÖZETİ: Karar davacı vekilinin yüzüne karşı 20.5.2004 tarihinde usulünce tefhim edilmiş ve karar 8 günlük temyiz süresi geçtikten sonra 15.6.2004 tarihinde temyiz edilmiştir. Ayrıca belirtmek gerekir ki, anılan yasada katılma yoluyla temyize de yer verilmemiştir. Davacı vekilinin temyiz isteğinin süre aşımı sebebiyle REDİNE.
      • Mahkemece, davalılardan Sosyal Sigortalar Kurumu hakkında açılan dava atiye terkedilmiş olmakla bu kurum aleyhine karar verilmediği görülmektedir. Buna rağmen davalı kurum vekilince karar temyiz edilmiştir. Temyizde hukuki menfaat yokluğu nedeniyle davalılardan Sosyal Sigortalar Kurumunun temyiz talebinin REDDİNE.
      • Davacı işçi üçüncü şahıs adına satın aldığını söylediği mazotla ilgili fatura ibraz edememiştir. Yine, mazotun bu üçüncü şahsa verilmesi için davacının kullandığı tırın görev güzergahının değiştirildiği de tartışma dışıdır. Olayın ortaya çıkışı da davacının kullandığı tırın normalden daha fazla yakıt harcaması üzerine takibe alınması ve köylülerden birinin ihbarı sonucu olmuştur. Yapılan bu açıklamalara göre davacı işçinin doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlar içine girdiği anlaşılmaktadır. Ceza davasından beraat etmiş olması sonuca etkili görülmemiştir.
DAVA: Taraflar arasındaki ihbar, kıdem tazminatı, fazla mesai, ücret ile hafta ve bayram tatili gündeliklerinin ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hüküm süresi içinde temyizen incelenmesi taraflar avukatınca istenilmesi ve davalılardan Talip Kahraman’ın duruşma talep etmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 5.4.2005 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına Avukat T.Ö geldi. Karşı taraf adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
1- 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 8. maddesine göre iş mahkemelerinden verilen kararlara karşı tefhim ve tebliğ tarihinden itibaren 8 gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir. Karar davacı vekilinin yüzüne karşı 20.5.2004 tarihinde usulünce tefhim edilmiş ve karar 8 günlük temyiz süresi geçtikten sonra 15.6.2004 tarihinde temyiz edilmiştir. Ayrıca belirtmek gerekir ki, anılan yasada katılma yoluyla temyize de yer verilmemiştir. Davacı vekilinin temyiz isteğinin süre aşımı sebebiyle REDİNE,
2- Mahkemece, davalılardan Sosyal Sigortalar Kurumu hakkında açılan dava atiye terkedilmiş olmakla bu kurum aleyhine karar verilmediği görülmektedir. Buna rağmen davalı kurum vekilince karar temyiz edilmiştir. Temyizde hukuki menfaat yokluğu nedeniyle davalılardan Sosyal Sigortalar Kurumunun temyiz talebinin REDDİNE,
3- Davalı işverenin temyizine gelince:
Davacı işçi açmış olduğu bu davada ihbar ve kıdem tazminatı isteklerinde bulunmuştur. Davalı işveren ise, davacının işverene ait araçtan mazot alarak başkasına satmak suretiyle hırsızlık yapması sebebiyle iş sözleşmesinin haklı olarak feshedildiğini savunmuştur. Mahkemece, davacının ceza davasından beraat ettiği ve güzergahın değiştirilmemesi yönünde işverenin talimatına rağmen buna aykırılık halinde iş sözleşmesinin feshedileceği noktasında uyarılmadığı gerekçesiyle feshin haksız olduğu sonucuna varılmıştır.
Dosya içinde bulunan Jandarma tutanağı, bilirkişi raporu ve ceza mahkemesi sorgu zaptına göre davacı işçi davalıya ait işyerinde tır şoförü olarak çalışırken, 22.12.2001 tarihinde işverene ait araçtaki mazotu bir başka şahsa satmak istemiş ve bu sırada işveren yetkilisi tarafından durum tespit edilmiştir. Davacı işçi, mazotu tanık olarak dinlenen Ali Doğanın isteği üzerine ve onun verdiği 30.000.000TL para ile aldığını söylemiş, ancak bu konuda delil sunamamıştır. Kaldı ki, tanık olarak dinlenen Ali Doğan Jandarmaya verdiği ilk ifadesinde, mazotu davacıya vermiş olduğu 15.000.000TL karşılığında satın aldığını beyan etmiş, ardından ceza mahkemesinde bu paranın 30.000.000TL olduğunu açıklayarak bu konuda çelişkiye düşmüştür. Söz konusu 2 teneke mazota jandarma tarafından el konulmuş ve yapılan bilirkişi incelemesine göre mazotun bu tarihteki piyasa değeri 32.976.000TL olmaktadır. Davacı işçi üçüncü şahıs adına satın aldığını söylediği mazotla ilgili fatura ibraz edememiştir. Yine, mazotun bu üçüncü şahsa verilmesi için davacının kullandığı tırın görev güzergahının değiştirildiği de tartışma dışıdır. Olayın ortaya çıkışı da davacının kullandığı tırın normalden daha fazla yakıt harcaması üzerine takibe alınması ve köylülerden birinin ihbarı sonucu olmuştur. Yapılan bu açıklamalara göre davacı işçinin doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlar içine girdiği anlaşılmaktadır. Ceza davasından beraat etmiş olması sonuca etkili görülmemiştir. Somut olayda davacının iş sözleşmesinin hak düşürücü süresi içinde ve haklı nedene dayanarak işverence feshedildiği sabit olup, bu durumda davacının ihbar ve kıdem tazminatlarına hak kazanmasına olanak bulunmamaktadır. Mahkemece anılan tazminat isteklerinin reddi gerekirken yazılı şekilde isteklerin kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, davalı yararına takdir edilen 400 YTL. duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 5.4.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.