Mesajı Okuyun
Old 16-12-2007, 09:11   #90
Mustafa ÖZCAN

 
Varsayılan

Alıntı:
Av. Canan Timur
Alıntı:
Arkadaşlardan bazıları güzel özetlemişti yukarıda, fark bariz... avukat konuşur...konuşur....konuşur, çay ikram eder marka gider, gereğinde sigara da verir, verilecek ücrette sınırını zorlayacak indirimi yapar ve nihayetinde bilgisini boşa aktardığını anlar, adam çıkar gider.
Doktor söyle bir bakar, bir kaç soru sorar, ilacını yazar, fazla açıklama yapmaz, ücret için endişe bile etmez. Tarife sabit, kapıda sekreter bekler.
Doktorları çok severim ve saygı duyarım. Demek istediğim şu ki, günümüzde doktor olmak daha cazip. Annem de o kadar ısrar etmişti ama, ideal işte...

Sayın Timur İzin verirseniz elbette bol miktarda yararlanmak isteyen çıkar... Hemde en beleşinden. Kendiliğinden hakkınızı verecek insan zor çıkar... Bu nedenle hakkınızı vermelerini beklemeyin, hakkınızı almayı deneyin bence...

Avukatın tavrı önemli bence, kendi prensiplerimizi kendimiz oluşturuyoruz. Müvekkile çok bilgi vermek doğru değil. Daha olayın başında kişiyi ön bilgilerle bir miktar aydınlattıktan sonra tavrını alıp ona göre davranmakta yarar var... Sadece danışma ise derdi öz bilgi verip gönderilir. İşi nasıl yapacağını tarif etmeye gerek yok. Avukatı olmanızı isteyip istemediğini sorabilirsiniz açıkça, bu sanki ayıp gibi görünüyor ama hiç te değil. Ben "ne öğrenmek istediğiniz ve ne yapacağımız önemli, biz davaya girecekmiyiz, dava açacakmıyız ona göre yön vereceğim" diyorum örneğin.. Sonra tavrına göre hareket ediyorum. Bedava dilekçe yazdırma derdinde ise ya da ucuza dilekçe yazdırma derdinde ise hemen ben yoğunum şurda genç bir meslektaşım var diyerek oraya yönlendiriyorum. Birde meslektaş adına pazarlığı unutmuyorum. Meslektaşa telefon açıp liste fiyatı 150 ama sen 100 al benim vaktim yok diyorum. Hem para vermek zorunda kalıyor hemde genç bir meslektaşıma küçükte olsa bir iş çıkıyor. Dava ise yine duruma ve tavrına göre ya alıyorum işi ya da yönlendiriyorum bir meslektaşa... Oturup saatlerce dinlemeye gerek yok...

Şunu öğrendim avukatlığımın ilerleyen yıllarında, vakit sınırlı, enerji de sınırlı, bir işe bir enerji harcayacaksam hakkımı almalıyım. İşinde hakkını vermek koşulu ile tabi.. Müşteri ona göre şekilleniyor..

Ayrıca ben doktor olmayı istemezdim şahsen, doktor sürekli aynı muayene aynı ücret, Belki biz bedavadan bir kaç kişi dinliyoruz ama olay işe dönüştüğü yerde acısı iyi ve yüklü çıkabiliyor. Büyük davalarda büyük ücretler çıkabiliyor.. Meslektaşlardan bir olayda bir ev bir araba alacak ücretler aldıklarını duyuyorum. Her zaman büyük iş olmasa bile Standart davaların ücretleri de küçük küçük muayene ücretlerinden yine daha iyi..


Birde doktorun yaptığı işin mahiyeti var.. Hastalıkla uğraşıyorlar. Ben göz doktoru haricindekileri tutmuyorum pek. Gözünde riski çok özellike cerrahisinde ama bir dahiliye, bir hariciye, pskiyatr, diş, uğraştıkları iş hoşuma gitmiyor. Bizde problemle uğraşıyoruz ama insanların patolojik durumları ile uğraşmıyoruz. Kan revan pek iyi de sayılmaz.. Doktorlarda bize imreniyor birde o tarafı var. Keşke avukat olsaydım sizinki bizden iyi diyen çok oldu.. (Ancak burada doktorlarımıza iyiki varsınız demeden edemiyorum, sadece ben olmak istemezdim. Ama iyi doktorların varlığına her zaman ihtiyacımız var )

Hepsinden öte hakkını vermek kaydı ile hukukçu olmak çok güzel...

Saygılarımla...