Mesajı Okuyun
Old 24-12-2011, 20:03   #15
Av.Sabriye Dursun

 
Varsayılan

Dayanağım,1945 tarihli Birleşmiş Milletler antlaşması’nın 1.m 3.bendi ve 9 Aralık1948 tarihli soykırım suçunu önleme ve cezalandırma sözleşmesi’nin 6.ve 9.maddeleridir.
Fransız parlamentosunun soykırım kararı almaya yetkili olmadığının ve aldığı kararın geçersiz olduğunun hükme bağlanması halinde , Fransa’nın Türkiye’yi soykırımla suçladığı 2001 tarihli yasasının hukuken geçersizliği ve halen geçirmeye çalıştığı inkâr yasasının temeli ortadan kalkmış, yasa uygulanamaz duruma gelecektir. Fransa’nın içine düştüğü durum diğer Avrupa ülkeleri parlamentoları için örnek olacaktır Türkiye-Fransa ilişkilerindeki ciddi gerginlik akliselim Fransızlarca elimine edilmeye çalışılacaktır.Ermeni diyasporasının bu güne kadar 90 yıldır ellerinde hiçbir delil yokken soy kırımın tespiti yoluna gitmemesi Uluslararası Adalet Divanı’nın “kanunilik ilkesi” ışığında 1915 olaylarına bakamayacağı korkusundandır.yani kanunsuz suç olmaz (nullum crimen sine lege) ve kanunsuz ceza olmaz(nulla poena sine lege).Kısacası eylem vuku bulduğunda kanunda suç olarak tarif edilmemiş eylem cezai sorumluluk doğurmaz.Üstelik soy kırımdan suçlanacakların hükmi şahıslar olamayacağı, hakiki şahıslar olması şartı da en büyük sorun olacaktır. Değerli meslekdaşlarım,cevaplarınıza ve bilgi katkınıza çok teşekkür ederim. Yazdıklarımın uygulamaya konulmadan geniş bir araştırma gerektirdiği çok açıktır.İçimdeki savunma coşkusu ile, her yöntemi ayrıntılarıyla anlatma imkan ve zamanım yoktu.Ancak birlikte tartışarak en iyi noktalara geleceğimize inanıyorum. İçimdeki savunma coşkusu Fransızların dediği gibi “Türkler saman alevi gibi bir parlar bir haftaya kalmaz her şeyi unuturlar” dediği gibi değil, artarak devam edecek bir coşku, ta ki haklılığımız uluslar arası toplumda kabul görene kadar her hukuki yolu deneyinceye dek sürecektir.En iyisini yapma iddiasında değilim,gayreti içindeyim . Bu konuda engin deneyimi , bilgisi ve yetkisi olanlarla işbirliği yaparak somut bir sonuç almaya çalışabiliriz. Bu yönde dünyada haklı olduğumuz yönünde kamoyu yaratmada çok geç kaldık ama şimdi başlayabiliriz.Hatta yurt dışında bulunan konsolosluk ve elçiliklerimize bir gösteri düzenlediklerinde vatandaşların eline bulundukları ülkenin bayrağını de vererek daha iyi algılanma sağlanabilir. Biçimsel tartışmalarla zaman kaybetmek yerine, haksızlığa yol açan durumların bertaraf edilmesini sağlayacak pragmatik önlemlerin alınması için yediden yetmişe elimizden ne gelirse yapmaya çalışacağız.Belki bizim tepki ve gayretlerimizle bu defa iyi bir rüzgar yakalarız.Sizleri hiç tanımadan açık yüreklilikle güvenilir kabul ediyorum.Bildiğiniz gibi uluslar arası hukukun genel ilkeleri ve kuralları emredici olamaz. Bu yönde Emredici hukuk normları ile ilgili esaslara, 23 Mayıs 1969 tarihli Viyana Anlasmalar Hukuku Sozlesmesi’nde yer verilmiştir. Sözleşmenin “Genel Uluslararası Hukukun Bir Emredici Kuralı (jus cogens) ile çatışan Antlaşmalar” baslığını tasıyan 53. maddesinde, yapılışı sırasında, genel uluslararası hukukun bir emredici kuralı ile çatışan her antlaşmanın batıl olacağı hükmü yer almaktadır. Fransa bu anlaşmaya da aykırı davranmıştır.Ayrıca 1 Temmuz 2002 tarihinde kurulmuş ve 11 Mart 2003 tarihinde çalışmaya başlamış olan Uluslararası Ceza Mahkemesi Roma Statüsü’ne, taraf olmadığımız halde bu statüde 1948 sözleşmesinin 6.m sindeki “her ülkenin kendi mahkemesi yetkilidir.” hükmünü değiştirerek Uluslararası Ceza Mahkemesine yetki tanınmaktadır.ABD ve Türkiye bu sözleşmeye taraf olmamıştır.Ama en azından soy kırımın tespiti her halükarda mahkemelere tanınmış bir yetki olduğu burada da antlaşmalara girmiştir..