O zaman ben size şöyle diyeyim (:

Alıntı: Hukuk Fakültesi Öğrencisi; 1.sınıfta kendisini Anayasa Mahkemesi Başkanının yada Yargıtay Başsavcısının varisi olarak görür. 2. sınıfta hakim yada savcı olayım. İyidir bunlar der. 3. sınıfa geldiğinde en iyisi avukatlık ya ben avukat olayım, kendi yağımda kavrulurum der. 4. sınıfta ve uzayan sınıflarda ise öğrenci abi ben hakikaten hiçbir şey bilmiyormuşum der.

--ekşisözlük alıntısı--

İşin özü şu stalin (İsimle hitap ediyorum Sayın kullanmıyorum okuldaşlık gereği; sakıncası varsa uyar); Ankara'nın kimse inkar edemez ki sağlam bir markası, albenisi vardır. Yani yoktur diyene gülerim. Ancak kendini geliştirerek Ankara Hukuk'tan mezun bir hukukçu; kendini geliştirerek Selçuk Hukuk'tan yada Dicle Hukuk'tan mezun bir hukukçudan farklı olmuyor. Savcı-Hakim olurken okuluna bakmıyorlar. Ha illa aga bana oraları görmek iyi geliyor diyorsan; biliyorsun Ankara 3 saat. Arada bir de git gez. Yok o da olmadıysa 2 sene bekle ÖSS'ye gir ve Ankara'yı kazan. Ancak sana Selçuk Hukuk'ta okuyan, alttan 2 dersi olan ve de o okulda ömrü hayatında bir ders bile dinlememiş hatta Konya'da ikamet etmemiş biri olarak şunu kendimi ortaya koyarak söyleyebilirim ki; okulumuz gerçekten çok harika bir okul. Yani hocası, mekanı, sınıfları falan hakikaten iyidir. Mekan derken; binayı kastediyorum. Kampüs havası değil
Yani senin öğrencilik yaptığın o bina hiçbir hukuk fakültesinde yoktur. Gören arkadaşlarım vuaaaaaa diyorlar.

Kısacası kafana bunları takma, dersleri de fazla düşünme. Sen oku, arada çalış, gündemi takip et, zaten doğru bir iş yapıyorsan doğrulukta seni bulur...

Not: Tabi bunlar benim tavsiyelerimdir. Doğruluğu onaylanmamıştır…