Mesajı Okuyun
Old 07-03-2007, 17:52   #3
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan arzaplı
M.K 181/2 ye göre davacı ölürse davacının mirasçıları davaya devam ederek davalının kusurunu ispatlayarak onu mirastan ve ölüme bağlı tasarruflardan men etme imkanı vardır.Fakat aynı durum davalı için sözkonusu değildir.Yani davalı dava devam ederken ölürse davacı davalının mirasçısı olabiliyor.Belki davalının mirasçıları dava devam etseydi davacının kusuru ispatlayarak mirastan pay alacaklardı.Burada açıkça görülüyor ki davacı ve davalı arasında davacının lehine işleyen bir eşitsizlik sözkonusudur.Yeni medeni kanun büyük oranda eşler arasında eşitliği sağlamak için hükümler getirmesine karşılık bu konuyu niçin atlamışlar doğrusu anlam veremiyorum.Bu konudaki değerli fikirlerinizi bekilyorum.....

Benden önce yanıt veren üyeye katılıyorum. Ekleme yapmak istiyorum.

Davacının amacı, iddiasını kanıtlayıp davanın lehine bitmesiyle, davadan önceki durumu değiştirmek yeni bir durum yaratmaktır. Davalının amacı ise, davayı red ettirip mevcut durumun korunmasını sağlamaktır. Yani boşanma davasını red ettirirse evli kalmaya devam edecektir. Davalı aslında daha çok, davacının kusurunu değil; kendisinin kusursuz olduğunu kanıtlamaya çalışmaktadır.Davacının daha fazla kusurlu olduğunu ıspatlarsa elde edeceği sonuç yine de davanın reddini sağlamaktır.

Davalının mirasçıları davaya devam ederse ne olacaktır? Yine yukarıda anlattığım gibi, davalının kusursuz olduğunu veya davacının daha fazla kusurlu olduğunu kanıtlayıp davanın reddini sağlayacaklardır.Neticede başa dönülmüş olacak, mevcut durum korunacaktır.

Maddenin gerekçesinde ise;bu fıkranın konularak "özellikle zina, hayata kast, pek kötü davranış, haysiyetsiz hayat sürme sebeplerinden biriyle açılan boşanma davasında, davacının ölümü halinde bu eylemlerde bulunan kusurlu davalı eşin buna rağmen mirasçı olabilmesi" engellenmeye çalışılmıştır.

Saygılarımla