Mesajı Okuyun
Old 02-11-2012, 16:40   #5
durgunlu

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

E. 2009/9110

K. 2011/2297

T. 7.3.2011

• USULSÜZ OLARAK ÇEKİLDİĞİ İDDİA EDİLEN MEVDUATIN TAHSİLİ ( Temerrüt Faizi Miktarı Sözleşmede Kararlaştırılmış İse Buna Göre Hesap Yapılması ve Davacı Talebinde Geçen Orana İlişkin İstemin Aşılmamasına Dikkat Edilerek Asıl Alacak ve İşlemiş Temerrüt Faizi Toplamının Bulunması Gerektiği )

• MANEVİ TAZMİNAT ( Dava Tarihi İtibariyle Asıl Alacak ve İşlemiş Temerrüt Faizi Toplamının Bulunması ve Asıl Alacağa Dava Tarihinden İtibaren Tahsil Tarihine Kadar Aynı Olasılıklara Göre Belirlenecek Temerrüt Faizi Oranı Uygulanmak Suretiyle Alacağın Tahsili Gerektiği )

• TEMERRÜT FAİZİ ( Miktarı Sözleşmede Kararlaştırılmış İse Buna Göre Hesap Yapılması ve Davacı Talebinde Geçen Orana İlişkin İstemin Aşılmamasına Dikkat Edilerek Asıl Alacak ve İşlemiş Temerrüt Faizi Toplamının Bulunması Gerektiği )

3095/m.2/4

6762/m.4/1-6

ÖZET : Dava, usulsüz olarak çekildiği iddia edilen mevduatın tahsili ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davacının bir yıl vadeli hesabında sözleşme ilişkisinin sona erdiği tarihin belirlenerek bu tarihe kadar sözleşme faizi, şayet oran kararlaştırılmamış ise, bankanın o tür vadeli hesaplara uygulandığı akdi faiz oranı üzerinden ve bileşik faiz yöntemi ile hesaplama yaptırılarak, bu şekilde temerrüt tarihi itibariyle asıl alacak miktarının belirlenmesi; bu tarihten itibaren dava tarihine kadar, 3095 Sayılı yasanın 2/4. maddesi hükmü uyarınca, temerrüt faizi miktarının sözleşmede kararlaştırılmamış olduğu hallerde akdi faiz oranının ticari işler temerrüt faizinden az olamayacağı düzenlemesine dikkat edilerek, buna göre; şayet temerrüt faizi miktarı sözleşmede kararlaştırılmış ise, buna göre hesap yapılması; davacı talebinde geçen orana ilişkin istemin aşılmamasına dikkat edilerek, artan ve eksilen oranların nazara alınması, dava tarihi itibariyle bu şekilde asıl alacak ve işlemiş temerrüt faizi toplamının bulunması, asıl alacağa dava tarihinden itibaren tahsil tarihine kadar, aynı olasılıklara göre belirlenecek temerrüt faizi oranı uygulanmak suretiyle alacağın tahsiline karar verilmesi gerekir.

DAVA : Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen 12.3.2009 tarih ve 2003/341-2009/145 Sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi tarafların vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Numan Acar tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, müvekkilini davalı banka nezdinde 19.2.2003 tarihinde bir yıl vadeli hesap açarak 6.760,00 TL yatırdığını, vade sonu bankaya müracaatında paranın çekildiğinin söylendiğini, araştırma sonucu parayı müvekkilinin sonradan boşandığı eşi ile birlikte bir bayanın bankaya giderek sahte nüfus cüzdanıyla parayı 31.3.2003 tarihinde çektiklerinin anlaşılmasıyla C. Savcılığına bu sahtecilik işlemi için şikayette bulunduğunu ve müvekkilinin eşine karşı boşanma davası açıldığını ileri sürerek, 6.700,00 TL maddi zararın ve bu işlem sebebiyle boşanarak müvekkilinin uğradığı manevi elem ve kayıplar için 15.000,00 TL manevi tazminatın davalı bankadan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, hesabın kapatılmasına ilişkin dekont üzerindeki imzanın davacı eli ürünü olmadığı, paranın üçüncü kişilerce çekildiği anlaşıldığından maddi zararın tazmini gerektiği ancak manevi tazminat istemi yönünden davalı bankanın kasti bir eylemi bulunmadığından tazminat istenemeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 6.760,00 TL'nin bankalarca mevduata uygulanan en yüksek mevduat oranı faizi ile birlikte işleyecek yasal faizi ile birlikte" tahsiline, manevi tazminat isteminin ise reddine karar verilmiştir.

Kararı, tarafların vekilleri temyiz etmiştir.

1-) Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2-) Dava, usulsüz olarak çekildiği iddia edilen mevduatın tahsili ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

Uyuşmazlık bankacılık işleminden kaynaklanmakta olup, davanın T.T.K.nun 4/1-6 ncı madde, fıkra ve bendi uyarınca, mutlak ticari dava niteliği taşıması; öte yandan, tacir olan davacı banka için ticari olan bir işin, tacir olmayan davalı için de ticari sayılması da aynı kanunun 21 inci maddesi hükmü gereği olması karşısında, ticari işler bakımından 3095 Sayılı yasada öngörülen oranda temerrüt faizine, talepte geçen oran aşılmamak kaydı ile değişen oranlarda davacı talep hakkını haizdir. Mahkemece davanın kabul edilen miktarına uygulanacak faizi belirlemek için ise "bankalarca mevduata uygulanan en yüksek mevduat oranı faizi ile birlikte işleyecek yasal faizi ile birlikte" ibareleri kullanılmıştır. Davada uygulanması gereken faizin bu şekilde belirlemeyeceği açıktır.

Bu itibarla, mahkemece, davacının bir yıl vadeli hesabında sözleşme ilişkisinin sona erdiği tarihin belirlenerek bu tarihe kadar sözleşme faizi, şayet oran kararlaştırılmamış ise, bankanın o tür vadeli hesaplara uygulandığı akdi faiz oranı üzerinden ve bileşik faiz yöntemi ile hesaplama yaptırılarak, bu şekilde temerrüt tarihi itibariyle asıl alacak miktarının belirlenmesi; bu tarihten itibaren dava tarihine kadar, 3095 Sayılı yasanın 2/4. maddesi hükmü uyarınca, temerrüt faizi miktarının sözleşmede kararlaştırılmamış olduğu hallerde akdi faiz oranının ticari işler temerrüt faizinden az olamayacağı düzenlemesine dikkat edilerek, buna göre; şayet temerrüt faizi miktarı sözleşmede kararlaştırılmış ise, buna göre hesap yapılması; davacı talebinde geçen orana ilişkin istemin aşılmamasına dikkat edilerek, artan ve eksilen oranların nazara alınması, dava tarihi itibariyle bu şekilde asıl alacak ve işlemiş temerrüt faizi toplamının bulunması, asıl alacağa dava tarihinden itibaren tahsil tarihine kadar, aynı olasılıklara göre belirlenecek temerrüt faizi oranı uygulanmak suretiyle alacağın tahsiline karar verilmesi gerekirken, infazda tereddüt oluşturacak ve denetlenemeyecek tarzda yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.

SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ( 2 ) numaralı bentlerde açıklanan sebeplerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödenen temyiz peşin harcın istemi halinde temyiz edene iadesine, 7.3.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.