Mesajı Okuyun
Old 26-05-2010, 13:01   #28
üye18734

 
Varsayılan

Sn. Hades,
Aynı ayrımı tekrar yaparak;
Hukukçuluk ≠ avukatlık, hakimlik ve savcılık.
Hukuk fakültesini yüksek başarı ile bitirme dahi avukatlık niteliği kazandırmaz.
Fakülte döneminde, Baki Kuru hocanın ders kitabının özetini çıkarmış ve usul hukuku pratiklerini çözmüş olmama rağmen hala bu kaynaklardan faydalanıyorum.
En açık “yetki” konusunda dahi Yargıtay, yerel mahkeme kararlarını bozmaktadır. Ayrıca, Yargıtay’ın yerel mahkeme kararlarını bozmadığı bir usul hukuku konusu bulunmamaktadır.
Dolayısı ile fakülte döneminde bir kez okumuş olduğunuz ders kitabından, meslekte tekrar tekrar yararlanılması değil yararlanılmaması yanlış bir tutum olacaktır.
Açık öğretim hukuk fakültesinin gerekli olup olmadığı, avukatlık mesleği ekseninde değerlendirilmemelidir.
Avukatlık mesleğini avukatlık yapmak isteyenler değil avukatlık niteliği taşıyanlar yapmalıdır.
Avukatlık niteliği, avukatlık stajı ile kazandırılır. Avukatlık sınavı ile de verilmeye çalışılan niteliğinin yeterliliği değerlendirilir.
Avukatlık mesleğinin itibar kaybetmesinin esas sebebini Türkiye Barolar Birliğinin, Kanundan doğan görevini yerine getirmemesi sebep olmuştur. Şöyle ki;
TBB şimdiye kadar Türkiye genelinde yeterli ve etkin bir staj eğitim sistemi oluşturmamıştır.
07.04.1969 tarihinde resmi gazetede yayımlanan 07.07.1969 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Kanununa göre Avukatlık Sınavı;
“Türkiye Barolar Birliğince, Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi'ne yaptırılır”
“Sınav tarihlerinin tespiti ve duyurulması, sınav konuları, başarı puanı, giderleri gibi konular Türkiye Barolar Birliğince çıkartılacak yönetmelikte gösterilir.”
TBB, Staj Eğitim Yönetmeliğini 19.11.2001 tarihinde Avukatlık Sınavı Yönetmeliğini ise 30.11.2001 tarihinde hazırlamıştır.
Açıkça ve net olarak, avukatlık mesleğinin itibar kaybetmesinin(şahit olduğunuz diyalogların ve incelediğiniz dosyadaki gördüklerinizin) asıl müsebbibi yine avukatlardır.
TBB’nin kanundan doğan görevini yerine getirmediği gerekçesiyle ülkenin hukukçu ihtiyacının giderilmesinin önü tıkanamaz.
Ayrıca her hukukçunun, avukat olamamasının mesleğin itibarına olan etkisini takdirlerinize bırakıyorum.