Konu: izalei şuyu
Mesajı Okuyun
Old 15-12-2006, 17:10   #8
ibreti

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 2003/11696
K. 2004/5534
T. 17.5.2004
• AKTİF HUSUMET EHLİYETİ ( Davacının Müddeabihi Devretmesi Durumunda Husumetin de Devralana Geçeceği - Bunun İçin Davalının Rızasına Gerek Bulunmaması )
• MÜDDEABİHİN DEVRİ ( Devralanın Devreden Davacı Yerine Geçerek Davaya Devam Edebileceği - Bunun İçin Davalının Rızasına Gerek Bulunmaması )
• DAVALININ RIZASININ ARANMAMASI ( Müddeabihin Devralanın Devreden Davacının Yerine Geçerek Davaya Devam Etmesi İçin )
• HUSUMET ( Dava Devam Ederken Davacının Müddeabihi Devretmesi Durumunda Devralanın Davaya Devam Etmesi İçin Davalının Muvafakatinin Aranmayacağı )
1086/m.185/2-2,186
ÖZET : Dava, davacı şirkete ait olup davalılar elinde bulunduğu iddia edilen iki adet aracın davacıya teslimi istemine ilişkindir. Davayı M. Yatırım Proje Danışmanlık A.Ş. açmış olup dava konusu araçların ruhsat kayıtlarına göre araçlar anılan davacı şirkete aittir. Yargılama sırasında davacı şirket 21.08.2002 tarihli resmi satış sözleşmeleri ile araçları D Finansal Kiralama A.Ş.'ye satmıştır. Yargılama devam ederken dava konusu mal veya hakkın yani müddeabihin devri davayı etkiler. Müddeabihin dava sırasında davacı tarafından üçüncü kişiye devredilmesi halinde, üçüncü kişinin davalının rızasını almadan, kendiliğinden müddeabihi devretmiş olan eski davacının yerine geçeceği ve onun hak ve yetkilerini kullanacağı, Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamasıdır. Bu nedenlerle, devralan D Finansal Kiralama A.Ş.'nin asıl davacının yerine kendiliğinden geçip davalının rıza ve muvafakatine ihtiyaç olmaksızın davaya devam edebileceğinin kabulü ile mahkemece işin esasına girilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
DAVA : Taraflar arasında görülen davada İstanbul Asliye 4. Hukuk Mahkemesi'nce verilen 11.12.2002 tarihli ve 2002/588-2002/803 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili ile davalılar vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Gürkan Gençkaya tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkili şirkete ait iki adet aracın davalıların elinde sebepsiz yere bulunduğunu ileri sürerek, araçların davalılardan alınarak müvekkiline teslimini talep ve dava etmiştir.
Davalı H.C. vekili, davacı şirketin araçların maliki olmadığını, araçların müvekkilinde olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı A.C. vekili, müvekkilinin davacı şirketin büyük hissedarı olduğunu, davacıdan olan alacağı nedeniyle hapis hakkını kullandıklarını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davacı şirketin selefi olduğunu ileri süren D Finansal Kiralama A.Ş. vekili, araçları satın almış olduklarını, araçlardan birinin iade edilmesi nedeniyle konusunun kalmadığını, diğer araç yönünden davanın kabulünü istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosyadaki belgelere göre, davanın M. Yatırım A.Ş. tarafından açıldığı, akabinde araçların bu şirket tarafından satıldığı, araçları alan şirketin davacı sıfatı ile bu davaya devam etmesinin mümkün olmadığı, davalıların davacı şirket ortağı oldukları, araçların kendi kullanımlarında olduklarını belirttikleri, araçların D Finansal Kiralama A.Ş.'ye ait olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili ile davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dava, davacı şirkete ait olup davalılar elinde bulunduğu iddia edilen iki adet aracın davacıya teslimi istemine ilişkindir.
Davayı M. Yatırım Proje Danışmanlık A.Ş. açmış olup dava konusu araçların ruhsat kayıtlarına göre araçlar anılan davacı şirkete aittir. Yargılama sırasında davacı şirket 21.08.2002 tarihli resmi satış sözleşmeleri ile araçları D Finansal Kiralama A.Ş.'ye satmıştır.
D Finansal Kiralama A.Ş. yargılamaya katılarak araçları satın aldıklarını, davacı konumunda olduklarını ileri sürmüş; mahkemece, araçları satın alan şirketin bu davaya davacı sıfatı ile devam etmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Uyuşmazlık, dava konusu müddeabihin dava sırasında üçüncü kişiye devredilmesi halinde müddeabihi devralan üçüncü kişinin devreden davacının yerine geçip geçemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Uygulamada, Yargıtay'ın bazı Daireleri, devreden davacı, bu sıfatını yitirmiş olup artık bu davayı izleyemez, davalı da, devralan üçüncü kişinin yeniden dava açması gerektiğini ileri sürdüğü takdirde, müddeabihi devralan üçüncü kişi davayı yürütemez. Bu durumda, davanın usul yönünden reddi gerektiğini kabul etmektedir. ( 13. HD 30.05.1978 E. 2373 K. 2559, aynı Dairenin 20.04.1981 gün 1981/1420-2974 sayılı kararları )
Çoğunlukta olan Hukuk Genel Kurulu ve Daire kararlarında ise, müddeabihin dava sırasında davacı tarafından üçüncü şahsa temlik edilmesi halinde, üçüncü şahıs davalının rızasını almadan, kendiliğinden müddeabihi devretmiş olan eski davacının yerine geçer, onun hak ve yetkilerini kullanır. ( HGK 01.06.1984 gün E. 1982/1-189 K.645, HGK 19.10.1983 gün 1980/1-2346 K. 973, HGK 25.04.1984 gün E. 1-267 K. 474, 14. HD. 23.03.1983 gün 8068/2481, T.D 15.12.1970 gün 645/5122 sayılı kararları - Prof. Dr. Baki Kuru Hukuk Muhakemeleri Usulü 6. Bası Cilt: 4, Sh.3876 vd. 11. HD. 14.04.1995 gün 2043-3373 sayılı kararları )
Çoğunluk görüşü usul ekonomisi ve cüz'i halefiyet ilkesine uygun düştüğünden, müddeabihi devralanın, davalının rızasını almadan davaya devam etmesi halinde davalının hukuki durumunda bir değişiklik olmayacak ve davaya kaldığı yerden davalıya karşı devam edilecek olup bu hal, yargılama giderini asgariye indireceği gibi, HUMK'nın 185/2. fıkra, 2. bendine de uygun olacaktır.
Bu nedenlerle, devralan D Finansal Kiralama A.Ş.'nin asıl davacının yerine kendiliğinden geçip davalının rıza ve muvafakatine ihtiyaç olmaksızın davaya devam edebileceğinin kabulü ile mahkemece işin esasına girilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2- Yukarıda açıklanan bozma sebep ve şekline göre mümeyyiz davalıların temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı D Finansal Kiralama A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle mümeyyiz davalıların temyiz itirazlarının şimdilik incelenmemesine, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz eden taraflara iadesine, 17.5.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.