Mesajı Okuyun
Old 25-03-2002, 14:24   #1
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan Sözleşmeden Dönme Beyanının Mahkeme Vasıtasıyla Gönderilmesi!

İlginç bir karar!

Sorular:

1- Sözleşmeden Dönme beyanı BK.106/1 açıklığı ile mahkeme eli ile yapılırsa, Duruşma açılıp Yargılama yapıldığında, DAVANIN UZAMASINDAN pişmanlık duyan davacı davadan feragat ederse SÖZLEŞMENİN AKİBETİ ne olur?

NotÇoğunluğun fikrine göre)
'' Dönme beyanı (BK.9 ayrık kalmak kaydıyla) muhataba ulaştıktan sonra, muhatabın rızası ile bile geriye alınamaz, alınırsa ve buna muhatap razı olursa, eski sözleşmenin devamı sağlanmış olmaz, ancak aynı şartları içeren yeni bir sözleşme kurulmuş kabul edilir. ''

2- Aşağıdaki Yargıtay kararında yer alan , '' mahkemeler tebligat makamı değildir'' görüşü hakkında BK.106/1 maddeyi de karşılaştırdığınızda ne düşünürsünüz?

Yorumlarınızı bekliyoruz.

Saygılarımla..

Önemli Not: Aşağıdaki karar sözleşmeden dönme talebi değil, sözleşmenin feshi için önel verilmesi istemini içermektedir. Karara Burada yer verilmesi BK:106/1 uyarınca Dönme beyanının da aynı şekilde mahkeme eli ile yapılmasının mümkün olmasındandır. Ve ayrıca, mahkemenin beyan için duruşma açılmasını şart koşmasıdır.

YARGITAY KARARI:
-----------------------

BK.md.106 uyarınca önel belirlenmesi için hakime başvurulması durumunda ,davalıya
Tebligat yapılması gerekir;inceleme ,evrak üzerinde yapılamaz.

Davacı,Kahramanmaraş 1.Noterliğince onamlı 7.5.1992 tarihli ortaklık sözleşmesini dava
lı ile düzenlediklerini,bu sözleşmede kararlaştırılan ve davalıca yerine getirilmesi gereken
edimlerin ifa edilmedigini öne sürerek;sözleşmedeki edimlerini yerine getirmesi için davalıya
münasip sürenin tayin edilmesine, bu süre içinde edim ifa edilmezse BK.nun 106/2.maddesin
ce borcun ifa edilmemesi nedeniyle tazminat talep edeceklerinin davalıya bildirilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece evrak üzerinde inceleme yapılmış,davalı Hasyol İnşaat Ticaret Hacıdurdu Sapsızoglu ve oğulları Kolektif Şirketi adına Erdoğan Sapsızoğluna BK.md.106 maddesince,
sözleşmedeki edimlerini aynen yerine getirilmesi için 60 günlük süre tayinine ,bu süre içinde borcun ifa edilmediği takdirde davacının borcun ifa edilmemesinden dolayı tazminat talep edebileceğine karar verilmiştir.
Karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Karşılıklı edimleri havi akitlerde aynen ifayı reddetmek isteyen alacaklı,mütemerrit borç
luya aynen ifada bulunması için uygun bir süre tayin etmek yasal zorunluluğu altındadır.(BK.
md.106).
Süre tayini-ihtar gibi –hukuki bir işlem değildir.
O halde süre tayini geciken ifanın belli bir tarihine kadar veya belli bir zaman devresi içinde gerçekleştirilmesi isteminden ibarettir.Bu sürenin verilmesindeki amaç borçlunun naza
ri dikkatini çekmek suretiyle onu korumaktır.(Tekinay,Borçlar Genel Hükümler,cilt 2 İstanbul 1985 Sh.1264,Andreas Von Tuhr Borçlar Hukukunun Umumi Kısmı,2.cilt Sh.667,Cevat Edege tercümesi,İstanbul 1952).
Alacaklı bu öneli bizzat tayin edebileceği gibi bu önelin verilmesini olayımızda oldugu gibi hakimden de isteyebilir.Böyle bir talebin incelenmesinin evrak üzerinde yapılacağına iliş
kin yasalarda açık bir hüküm bulunmamaktadır.
Burada ,kendiliğinden önel tayin etme yetkisine sahip alacaklının hakimden önel istemeyi tercih etmesi ve öneliden hakim tarafında tayin edilmesinin önemi de gözden uzak tutulmama
sı gerekir.Gerçekte de önelin bir hakimin kararına bağlanmasıyla alacaklının kendiliğinden verdiği önelin bir tutulmaması uygun olur.O nedenle mahkeme salt bir ihtarname keşidesine
vasıta olan bir organ gibi görev yapamaz.Tüm anlatılanların ışığında özellikle BK.md.106.
since önel verilmede temel amacın borçluya korumak oldugu düşüncesinde de hareket edildi
ğinde borçluya tebligat yapılarak karar verilmesi lüzumunda tartışma olmamalıdır.
Mahkemece davalı borçluya tebligat çıkarılmadan evrak üzerinden yapılan inceleme sonucu BK.106.maddesince önel tayin edilmesi yanlıştır.Bozma nedenidir.(13.HD.8.4.1994 T.3186 E.3577 K.).[k]