Mesajı Okuyun
Old 26-11-2008, 14:40   #2
Gamze Dülger

 
Varsayılan


Bu tür olayların son zamanlarda daha sık gündeme geldiği görülmektedir.

Avukatlar artık "Mesleklerini icra etme tarzı " açısından bilinçlenmelidir.Maalesef "terzi kendi sökügünü dikememektedir".

Son derece vahim bir durum.Meslektaşımızın tamamen bir komplo ile karşı karşıya kaldığı görünmektedir.Meslektaşımın bu tür bir olayın faili olduğuna dair bir düşünceyi zul kabul ettiğimden, beyanlarım tamamen komplo ile ilgili olacaktır.

En önemli nokta,alacaklı tarafından teslim edilen senedin,gerçekte eldeki senet olup olmadığı hususunda ortaya çıkmaktadır.Ben çoğu zaman (! ) senet fotokopisi üzerinde aslının teslim alındığına dair alacaklı imzası alıyorum.Ancak fotokopi üzerinde imza incelemesi yapılamadığından böyle bir senedin aynısının sahte imzalı olarak tanzimi her zaman mümkün olduğundan, bu pratikte ve böyle bir olayda işe yaramıyor.

Burada diğer önemli nokta X ile Y'nin komploda birlikte hareket etmeleridir.Y,senet bedelinin kendisinden tahsil edildiğini ancak senedin bu senet olmadığını iddia etmektedir.Bu iddia açısından da ,"senetteki teminat ibaresi " ,fotokopi üzerine alınacak bir imza ile çürütülebilirdi.Yani senedin aslında teminat senedi olduğu ve başkaca bir senedin mevcut olmadığı yönünde bir savunma ileri sürülebilirdi.

Anlatımlar karşısında,hukuk bilgim ve sınırlı tecrübem ile yapılacak pek bir şey olmadığı gibi hiç hoşuma gitmeyen bir sonuca ulaşıyorum.

Derin üzüntüm bir yana,aslında mesleğimizi ifa ederken günübirlik ne vahim sonuçları, ne kadar küçük bedellerle atlattığımızın bir göstergesi olması açısından tüm meslektaşlarımızın dikkatinin çekilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Sonsuz üzüntümle kolaylıklar diliyorum.

Saygılarımla