Mesajı Okuyun
Old 17-12-2007, 04:35   #82
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan Türk Hukuk Sitesi Forum Alanları > Hukuk Forumları > Meslektaşların Soruları > Eşci

Sayın Olguner çok ilginç ve etkileyici bir tartışma yönteminiz var. Örneğin:

"Sizin aktardığınız dernek tüzüğü de aynı yapaylıkta,gerçeklerle örtüşmeyen ve örtüşmeyeceği malum olan..."

Şimdi bu ifadeyi ben bir önyargı olarak mı kabul etmeliyim yoksa toplumsal bir doğru olarak mı? Neye dayanarak toplumsal bir doğru olarak kabul edeceğim. Kurucuların hangisini tanıyoruz ki bu kadar riyakar ve sahtekar oldukları konusunda hükme varabiliyoruz.


Benzer bir tanımlama:
"Ama ne var ki,mevcut yaşam ve ilişkilerine baktığımız zaman,kendi yaşamlarında ve toplum yaşamında derin yaralar açan,sağlık sorunları,kontrolsüz ve her tür tehlikeye,suiistimale açık yaşam örnekleri ile acının,parçalanmışlığın, dışlanmışlığın,uyumsuzluğun her tür örneğini gürürüz.Dünyada ve Türkiyeéde AIDS hastalığının en önemli kaynağı da bu ilişkilerden kaynaklı. Fuhuş ve cinayet dosyaları da azımsanamaz.Ayrıca AIDS bulaşıcı,tehlikeli ve öldürücüdür."

Bu da bir yargıyı peşin olarak doğru kabul edip üzerine bina kurmak değil mi? Bu parçalanmışlık ve sorunlar sadece bu insanlarda mı var? Bu tür ilişkilere çok uzak olan bir sürü insan da benzer acıları yaşıyor, eşini çocuğunu öldürüyor, intihar ediyor. Bunların bu tür bir yaşamla hiç bir ilişkisi yok. ama acı kendisini daha da sert biçimde ifade ediyor. İnsanları yok eden kendileri deği, onları dışlayıp zor durumda bırakan toplumsal yapıdır. Kuşkusuz ki kişisel özellikler, zayıflıklar burada rol oynar. Ama bunu çözümü bu insanların sorunlarına çözüm bulma yollarını açmaktır. Böyle yaşamayı veya yaşandığını reddetmek değil.

Alıntının son cümlesi özellikle dikkatimi çekti.

Dünyada ve Türkiye'de AIDS hastalığının en büyük kaynağının bu tür ilişkiler olması.

Anımsadığım kadarı ile bir Afrika ülkesinde AIDS oldukça yaygın dı? (Yanlış anımsamıyorsam bazı toplumsal gruplarda tüm veya tünme yakına varan oaranlarda idi.) Şimdi bunların hepsi sizin kabul etmediğiniz biçimde yaşayan insanlardan mı oluşuyor? Ayrıca haksızlık etmeyelim ben Kızılay eli ile de AIDS dağıtıldığını anımsıyorum.


"Bu dernek faaliyetini sürdürse,çocuklarınızın,aile bireylerinizin derneğe ve üyelerine destek olmak üzere derneğe devam etmesini, gitmesini,faaliyetlere ortak olmasını,üyelerle arkadaşlık kurmasını ister ve izin verir misiniz ?"

Varsayalım ki sizin çocuğunuz veya benim çocuğum derneğin kuruluşuna tüm karşı çıkışımıza, bu sayede dernek kurulmamasına rağmen bu insanlarla iliişki kurmaya karar verdi. Nasıl bir engelleme önerirsiniz. Dernekleşmeseler bile bu tür insanlar var olduğuna göre ve çocuklarımızın bunlarla tanışmaları olanak içinde olduğuna göre bu tehlikeyi önlemek için tümünü yok etmek gibi bir öneriye nasıl bakarsınız?

"Beden ve doğaları nedeniyle insanlara ahlaksız demek çok basit,bayağı,düzeysiz bir bakış olur. Mesele sosyal gerçekler ve ihtiyaçlardır.Bu insanların anlaşılmaya,hoşgörüye,toplumla uyumlu ilişkilere,ruhsal dengeye ihtiyaçları var :Bunu da kendi bilinçleri ve toplum bilincinin yükselerek karşılaşması yaratabilir. Tabii,genetik tedai ile ilgili tıbbi gelişmeleri de nihai umut olarak bekliyoruz."

Buradaki toplumsal ve kendi bilinçlerinin yükselmesinden kasıt nedir? Bu yaşam biçiminden var geçmeleri mi? Böyle bir yaşamı bilinçli olarak iradesi ile seçmiş bir insan için böyle bir yaşamdan vazgeçmeyi kabullenmek bilinç seviyesinin yükseldiğinin göstergesi mi olacaktır? Bu bilinç seviyesinin yükselmesinin ölçüsü nedir?

Size kesinlikle katılıyorum: Nihai umut tıbbi gelişmelerde. Böylelikle bizim istediğimiz gibi yaşamayan hiç bir insanın yaşamasına izin vermek, vermemek gibi bir tartışma da ortadan kalkacaktır. Yapılan müdahaleler sayesinde böyle bir insanın oluşmasına dahi izin verilmeyecektir.

Okullar olmasa milli eğitim ne güzel idare edilir.

Değil mi?

Saygılar.