Mesajı Okuyun
Old 11-09-2020, 09:57   #5
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan vayvayva
Öyleyse söz konusu ada parsellerdeki yerler kadastro görmüşse ve kadastro tutanağı kesinleşmesinden itibaren 10 sene geçmişse herhangi bir şekilde hak iddia edemeyiz. Yok eğer kadastro görmemişse veya süre geçmemişse kayıtlar incelenmeli, iddialarımız kayıtlarda yer alıyorsa ona uygun olarak dava ikame edilmeli.

Mevcut olayda kök muris olan (A) kişisinin nüfus kaydı bulunmuyor ancak eşinin ve iki çocuğunun nüfus kayıtları var. Eşinin kayıtlarında eş olarak, çocuklarının kayıtlarında da baba olarak (A)'nın ismi geçiyor. Araştırmalarım sonucunda Asliye Hukuk Mahkemesinden (A)'nın yaşadığı ve öldüğünün tespit davası hasımsız olarak açılmalı ve sonrasında olumlu karar çıkarsa bununla Sulh Hukuk Mahkemesinden veraset ilamı alınarak ana dava olan tapu iptali ve tescili davası açılmalı.

Yöntem,ifade ettiğiniz şekildedir. Katılıyorum. Bir de taşınmaz 09.10.1956'dan öncesi bir tarihten beri kamu hizmetleri için kullanılıyorsa, 221 sayılı kanuna göre kamulaştırılmış sayılacağından, bu husus da aleyhe olur. Diye düşünüyorum.