Mesajı Okuyun
Old 11-09-2020, 00:29   #3
vayvayva

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Yücel Kocabaş
1. Osmanlı döneminde alınan tapular ,geçerli tapu kaydı olarak kabul edilmektedir. Bu kayıtlar Tapu Kad.Genel Md.arşivlerinde saklanmakta olup, Genel Md.lük Osmanlı tapu kayıtlarının dijital ortama nakledildiğini bildirmiştir.İnternet yolu ile kayıtlara ulaşamadığınıza göre,yaniden tapu idaresine başvurabilir ve durumu bir dilekçe ile Genel Md.lükten sorabilirsiniz.

2. Kadastro K.m.12/3'e göre kadastro gören yerlerde parsele ait kadastro tutanağının kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra ,kadastrodan önceki nedenlere dayalı olarak itiraz edilemez ve dava açılamaz. Buradaki süre hak düşürücü süredir. Bu hükmü de dikkate almak gerek.

Üstadım çok teşekkür ederim son derece aydınlatıcı oldu. Öyleyse söz konusu ada parsellerdeki yerler kadastro görmüşse ve kadastro tutanağı kesinleşmesinden itibaren 10 sene geçmişse herhangi bir şekilde hak iddia edemeyiz. Yok eğer kadastro görmemişse veya süre geçmemişse kayıtlar incelenmeli, iddialarımız kayıtlarda yer alıyorsa ona uygun olarak dava ikame edilmeli.

Mevcut olayda kök muris olan (A) kişisinin nüfus kaydı bulunmuyor ancak eşinin ve iki çocuğunun nüfus kayıtları var. Eşinin kayıtlarında eş olarak, çocuklarının kayıtlarında da baba olarak (A)'nın ismi geçiyor. Araştırmalarım sonucunda Asliye Hukuk Mahkemesinden (A)'nın yaşadığı ve öldüğünün tespit davası hasımsız olarak açılmalı ve sonrasında olumlu karar çıkarsa bununla Sulh Hukuk Mahkemesinden veraset ilamı alınarak ana dava olan tapu iptali ve tescili davası açılmalı.

Eğer eklemek istediğiniz bir konu veya tavsiyeniz varsa memnuniyetle okurum. İyi çalışmalar dilerim. Selamlar.