Mesajı Okuyun
Old 05-01-2020, 00:06   #7
Av. Aybars Karakırık

 
Varsayılan hastalığı bilip bilmeme-sigortalı-murisin hastalığı

T.C YARGITAY 13. Hukuk Dairesi Esas: 2016 / 3037 Karar: 2018 / 8245 Karar Tarihi: 24.09.2018


YARGITAY KARARI
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi



Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı ile davalılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R

Davacı, müteveffa ...'nin bankadan tüketici kredisi kullandığını, kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle müteveffa ...'ye ... 17. Noterliği'nin 09/05/2014 tarih ve 33088 yevmiye sayılı ve ... varislerine ... 3. Noterliği'nin 30/05/2014 tarih ve 4631 yevmiye sayılı ihtarnamelerinin gönderildiğini, söz konusu borcun ödenmemesi nedeniyle ... 1. İcra Müdürlüğü'nün 2014/1738 Esas sayılı doyası ile davalılar hakkında icra takibi yapıldığını, davalılar tarafından yapılan itiraz üzerine takibin durduğunu, her ne kadar davalılar borca itiraz etmiş olsalar da ... Emeklilik A.Ş. tarafından verilen 08/05/2014 tarihli yazı cevabında, davalıların murisleri olan ...'nin kalp yetmezliği hakkında tedavi gördüğü ve bu rahatsızlığın sigorta yapılmadan önce teşhis edilerek tedavisine başlandığının belirtildiğini, faiz miktarlarının da hukuka uygun olduğunu, davalıların murisi ...'nin bankaya borcunun varlığının da sabit olduğunu belirterek davanın kabulü ile borçluların itirazının kaldırılarak takibin devamına, % 20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalılar, murislerinin 02/05/2013 tarihinde davacı bankadan tüketici kredisi kullandığını, aynı tarihte söz konusu bankanın sigorta şirketi olan ... Hayat ve Emeklilik A.Ş.'nin söz konusu krediye ilişkin teminat niteliğinde 13212030 ve ... poliçe numaralı sigorta poliçelerini düzenlediğini, kredi borcunun hayat sigortasından karşılanmasına ilişkin taleplerinin ... Hayat ve Emeklilik A.Ş. tarafından reddedildiğini, sigorta şirketinin cayma nedenlerinin kabulünün mümkün olmadığını, murisin ölüm belgesinde 3 hastalıktan bahsedildiğini ve ölüme sebep olan hastalığın hipotansiyon olduğunu ve bunun de ölümden 6 saat önce ortaya çıktığının belirtildiğini, söz konusu hastalıkların hiçbirisinin vefattan önce ne müteveffa ne de yakınlarınca bilinmediğini, bu nedenle tedavisi gibi bir durumun söz konusu olmadığını, ...'dan alınacak hastane kayıtları neticesinde bu durumun ortaya çıkacağını,söz konusu borcun sigorta şirketi tarafından karşılanması gerektiğinden haklı olarak bir ödeme yapmadıklarını savunarak davanın reddini dilemişlerdir.

Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile; takibin 21.353,76-TL asıl alacak, 148,17.-TL işlemiş faiz, 7,41.-TL BSMV, 366,65.-TL masraf olmak üzere toplam 21.875,99-TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, İcra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... davalılar tarafından temyiz edilmiştir.

1-Dava, davalıların murisinin davacı bankadan kullanmış olduğu tüketici kredisi ödemelerinin yapılmaması ve murisin hayat sigortası yaptırdığı ... Hayat ve Emeklilik A.Ş.'nin muris bildirim yükümlülüğüne aykırı davrandığından cayma hakkını kullanarak, kredi ödemesinin sigorta kapsamında yapılmasına ilişkin talebi reddetmesi üzerine, alacaklı banka tarafından davalı mirasçılar aleyhine başlatılan icra takibine itirazın iptali davasıdır. Davalılar, murisin ölümüne sebep olan hastalığın ölümden 6 saat önce ortaya çıktığını, kredinin kullanılması ve sigorta poliçesinin imzalanması sırasında murisin herhangi bir hastalığı bulunmadığını, bu nedenle poliçenin imzalanması sırasında bildirim yükümlülüğüne aykırı davranılmadığını ve kredi ödemesinin sigorta şirketinden karşılanması gerektiğini savunarak davanın reddini talep etmişlerdir. Mahkemece davalıların savunmaları ile ilgili herhangi bir değerlendirme yapılmaksızın hesap bilirkişisinden alınan rapor sonucu davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece murisin ölümüne sebep olan hastalıkların sigorta poliçesi kapsamında sigorta şirketine bildirimi zorunlu hastalıklardan olup olmadığı ve kredi sözleşmesi ve sigorta poliçesinin imzalanmasından önce söz konusu hastalıkların muris tarafından bilinip bilinmeyeceği yönünde sağlık alanında uzman bir bilirkişiden rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

2-Bozma nedenine göre davalıların sair temyiz itirazları ile davacının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenlerle davalıların sair temyiz itirazları ile davacının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan 374,00 harcın istek halinde davalılara, 373,58 TL harcın davacıya iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/09/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

************************************************** **********
T.C YARGITAY 17. Hukuk Dairesi Esas: 2016 / 17071 Karar: 2019 / 7619 Karar Tarihi: 17.06.2019
YARGITAY KARARI
________________________________________
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi



Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalı ... Emeklilik A.Ş. vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:



-K A R A R-



Davacı vekili, davacının eşi ...'nin davalı bankadan kullandığı kredinin teminat altına alınması amacıyla davalı sigorta şirketi tarafından Hayat Sigorta Poliçesi düzenlendiğini, poliçe süresi içinde davacı yakınının öldüğünü, davalı sigorta tarafından ödeme yapılmadığı için davacının bakiye kredi borcu 14.598,84 TL'yi bankaya ödemek zorunda kaldığını belirterek davacının ödediği 14.598,84 TL'nin ödeme tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep etmiş; 28.01.2016'da taleplerini 18.730,00 TL'ye yükseltmiştir.

Davalı sigorta şirketi vekili, sigortalı murisin sağlık durumu hakkındaki beyan yükümlülüğüne aykırı davranması nedeniyle zarardan sorumlu olmadıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davalı banka hakkında açılan davanın reddine; davalı sigorta şirketi hakkındaki davanın kabulü ile 18.730,00 TL'nin dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte bu davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı ... Emeklilik A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un 73. ve 3/1. maddeleri gereği, Hayat Sigorta Sözleşmesi'ne dayalı tazminat istemli davada Tüketici Mahkemesi'nin görevli olmasına göre; davalı ... Emeklilik A.Ş. vekilinin, aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

2-Dava, hayat sigorta sözleşmesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.

Davacı murisinin kullanmış olduğu banka kredisi nedeniyle, davalı sigorta şirketi tarafından 02.09.2010-02.09.2013 vadeli hayat sigorta sözleşmesi düzenlenmiş; poliçenin düzenlenmesinden sonra, 07.06.2011 tarihinde davacının eşi olan sigortalı vefat etmiştir.

Poliçenin tanzim edildiği ve rizikonun gerçekleştiği tarih itibariyle yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK'nun, sigorta sözleşmesi kurulurken sigortalıya yüklenen doğru bilgi verme (ihbar) yükümlülüğünü düzenleyen 1290. maddesi, her ne kadar mal sigortalarına ilişkin bulunmakta ise de, Dairemiz'in yerleşik kararları ile hayat sigortalarında da uygulanmaktadır.

Gerek TTK'nun 1290. maddesi ve gerekse Hayat Sigortası Genel Şartlarının C.2.2. maddesi düzenlemesine göre; sigorta şirketinin sorusu üzerine veya her hangi bir soru sorulmadan (dolayısı ile buna ilişkin bir form doldurulmadan) sigortalı, sözleşmenin yapılması sırasında kendisinin bildiği ve sigortacının sözleşmeyi yapmamasını veya daha ağır şartlarla yapmasını gerektirecek bütün halleri sigortacıya bildirmekle yükümlüdür.

Poliçenin düzenlenmesi sırasında sigortalının, doğru beyan yükümlülüğüne aykırı hareket ettiğinin ve sigortacının TTK'nun 1290. maddesine göre, sözleşmeden cayma hakkını kullanmasının haklı olduğunu kabul için ise, sigortalının gizlediği iddia olunan hastalık ile riziko (ölüm) arasında illiyet bağının bulunması gerekmektedir. Anılan bu tespit ve değerlendirmenin yapılması da, tıbbi ve teknik bilgiyi gerektiren bir iştir.

Somut olayda; davalı taraf, poliçe tanziminden önce muriste mevcut olan kronik kalp yetmezliği ve yüksek tansiyon hastalıklarının gizlenmesi nedeniyle, zarardan sorumlu olmadıklarını savunmuştur. Mahkeme ise, ölüm sebebi olan akut böbrek yetmezliği rahatsızlığına ilişkin olarak, poliçe tanziminden önce konulmuş teşhis bulunmadığı ve sigortalı murisin doğru beyan yükümlülüğünü ihlali bulunmadığı yönündeki bilirkişi görüşü doğrultusunda, davalı sigortacı yönünden davanın kabulüne karar vermiştir.

Mahkemenin hükme esas aldığı 23.06.2015 tarihli bilirkişi heyeti raporunu düzenleyen heyette kardiyoloji uzmanının bulunmadığı ve doktor bilirkişinin adli tıp uzmanı olduğu görülmektedir. Anılan bu raporda; sigortalı murisin son epikriz raporuna göre ölüm sebebinin akut böbrek yetmezliği olduğu; poliçe tanziminden önce (2004 yılından beri) mevcut olan hastalığının ise kronik kalp yetmezliği olduğu; ölüm sebebi akut böbrek yetmezliği olduğu ve bu hastalık için daha önce konulmuş bir teşhis olmadığından, beyan yükümlülüğüne aykırılık bulunmadığı şeklinde görüş bildirilmiştir.

Ne var ki; sigortalı murisin ölümünden 4 gün önce halsizlik ve bilinçte bulanıklık şikayetleriyle hastaneye başvurusu üzerine yapılan tetkiklerinde, akut böbrek yetmezliği tespit edilip diyalize alındığı ve kalp krizi sonucu öldüğünün tıbbi belgelerde yer aldığı; düzenlenen ölüm belgesinde de ölüm nedeni olarak 7 yıldır mevcut olan kalp yetmezliği ve by-pass'a bağlı olarak solunum yetmezliğinin belirtildiği görülmektedir. Diğer taraftan; poliçe tanzimi sırasında sigortalı muris tarafından imzalanan bilgilendirme formunda, "bilgim dahilinde olan mevcut ya da önceki rahatsızlıklarımdan kaynaklanan tazminatların ödenmeyeceğini kabul ediyorum" ifadeleri yer almıştır. Tüm bu hususlar karşısında, mahkemenin benimsediği bilirkişi heyeti raporu, yeterli bir rapor değildir.

Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında mahkemece; kardiyoloji uzmanı ve nefroloji uzmanı doktor bilirkişilerin de bulunduğu başka bir bilirkişi heyetinden, sigorta ilişkisinin kurulmasından önce sigortalı muriste bulunan ve sigortacıya bildirilmeyen kronik kalp yetmezliği- yüksek tansiyon rahatsızlıkları ile ölüm arasında illiyet olup olmadığı, önceki rahatsızlıkların akut böbrek yetmezliğinin ortaya çıkmasına etkisi olup olmadığı hususlarının tıbbi verilerle açıklanması hususlarında, ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bir rapor alındıktan sonra, sigortalı muris tarafından imzalanan bilgilendirme formundaki beyan ve kabul ile TTK'nun 1290. ve HSGŞ'nın C.2.2. maddesi kapsamında davalı sigortacının hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... Emeklilik A.Ş. vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... Emeklilik A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ... Emeklilik A.Ş.'ne geri verilmesine 17/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.


Yorum: Sayın meslektaşım; bu konuda hastalığınuz var mı sorusunu hayır olarak işaretlemesi durumunda davanın reddi yönünde kararlar mevcuttur.

Gerekli belgeleri inceleyip bir karar vermeniz yerinde olur.

Mirasçılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı vardır.